Son günlerde ülkece yaşadığımız felaketler hepimizi fazlasıyla üzdü. Siz her zaman inadına hayat inadına umut dersiniz, yeniden yeşerebilecek mi umutlarımız? Yaşar Kemal’inde de dediği gibi ‘’İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar. Bu ülkede dört şey olmayacaksın: Kadın, çocuk, ağaç, sokak hayvanı’’  İnsan düşleri öldüğü gün ölür. Mademki insandır düşleri gerçek yapan, kurabiliriz o zaman dünyayı yeni baştan… ‘O zaman inadına hayat, inadına umut’ diyerek, biraz zaman alırsa da alsın, sabırla yeşerteceğiz umutlarımızı. Sizi nasıl etkiledi tüm bu yaşananlar? Kendinizi, ruh sağlığınızı korumak için neler yaptınız? Bunu cevaplarken,  yalnız selde kaybolan vatandaşlarımızın sayısı maalesef her gün yükseliyor. Korona sürecinde aşı olarak, kurallara uyarak idare ettim. Ama bu mega yangınlar ve sel felaketleri… Gönüllü veya görevlilerin kayıplarına, tüm ekosistemin çökmesine yürek dayanmıyor.   ‘HEMEN YAFTALIYORUZ’ Her toplumsal olayda mutlaka bir sanatçı tartışması başlıyor.  Yangınlar içimizi yakarken bir yandan da A sanatçısı neden böyle yazdı, B sanatçısı neden şu paylaşımı yaptı?  Derken iş sanatçıların gazete manşetlerinden hedef gösterilmesine kadar geldi. Filiz Hanım neden en azından ortak acılarımızda ülke sevgimizde bir araya gelemiyoruz? Bu ortadan bölünmüşlük, ötekileştirilmişlik gerçekten çok canımı yakıyor. Hepimiz üzülüyoruz…  İyi şeyler olsun, kötü şeyler düzeltilsin istiyoruz. Ama iyilik de güzellik de göreceli. Birimizin iyi dediğine, bir başkamız kötü diyoruz. Birbirimizi hemen yaftalıyoruz. Bu vatan bizim. Sanatçılar da bu ülkenin ortak değerleri. Keşke bir araya gelip ortak değerlerimizde anlaşabilsek. Yeni kitabınız Hayatın Provası Yok’ta yediden yetmişe hepimize yol gösterecek bilgiler ve tecrübelerinizi paylaşıyorsunuz.  Amacınız hayatın değerini hatırlatmak mı? Hani bazen insan bir konuda kararsız kalır, birine danışır ve o kişinin söylediği aklına yatar. “Ben böyle düşünmemiştim’’ der ve onun fikrini değiştirir. Bazen de “Yok canım ben böyle düşünmüyorum’’ der güler geçer. Bu öyle bir kitap. ‘HAYATIN PROVASI YOK’ Sizin için ‘Filiz Akın sürekli yazar, çizer, not alır” diyor. Nasıl notlar alırsınız Filiz Hanım? Beni etkileyen ne varsa not almaya çalışırım. Bazen tek bir sözcük yazarım. Bazen izlediğim bir filmden tek bir sahne, bazen herhangi birinin bir sözü kafamda pek çok yeni ışıkların yanmasını sağlar. Onlar benim hazinelerim olarak durur ve bazen işte böyle bir kitapta beni seven herkesle paylaşırım. Provası olmayan bu hayatı Filiz Akın nasıl yaşadı diye sorsam ne söylersiniz? “Ah keşke bu hayatın provası olsaydı” dediğim anlar oldu. Hayatın provasının olmadığını ise belli bir yaşa gelince öğrenmiş oluyorsun. Ama ne yazık ki artık her şey için geç kalınmış oluyor. Yine söylüyorum: Bu hayatın provası gerçekten yok. ‘UMUDUM GENÇLİKTE’ “Mutluluğu bitmek tükenmek bilmeyen bir iştahla bir şeyler satın almakta sanıyoruz. Oysa tek bir hayatları var bu hayatı iyileştirmek için olmalı projeler” diyorsunuz kitapta. Neler önerirsiniz? Keşke bilsem… Acı günlerde, toplumu kucaklayan söylemler olsa, bu acılara hep birlikte dayanışma içinde bugün bulamadığımız çareler arasak. Benim bütün umudum gençlikte. Üniversiteli yüksek yetenekli gençlerin işsizlik değil, önlerinin açılması lazım sanırım. Kadınları tanımlarken ‘kadın emektir’ diyorsunuz. Yaşam hakları ihlal edilen ve bu topraklarda yıllardır var olma mücadelesi veren kadınlara mesajınız ne olur? Kadın haklarının korunduğu, kadının eksik etek görünmediği, kadının tacize tecavüze uğramadığı, kocası, sevgilisi ya da ailesi tarafından öldürülmediği bir düzen elbette benim de istediğim. Kadın haklarının sonuna kadar savunucusuyum ve İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyorum halen, daima da söylemeye devam edeceğim. Güzellik algısının kara bir gölge gibi kadınların peşinde olduğu modern dünyada sizin için güzellik kavramı nedir? Gelişmiş toplumlarda insanlar güzellikleri ile değil, akıllarıyla, yetenekleriyle, çalışkanlıklarıyla ön plana çıkıyorlar.  İnsanların ufak tefek kompleksleri varsa elbette tamam, imkanlar da çok gelişti, düşünebilirler. Ama ben bunu abartmayı, tek tip olmayı çok yanlış buluyorum.  Halbuki güzel olan, iyi olan insanın hal ve tavrıdır, kalbinin güzelliğidir, aklının çalışmasıdır diye düşünüyorum.
Gazeteci Silan, Akın’la ilk kez, 1992 yılında çıkan ‘Güzelliklere Merhaba’ adlı kitabının hazırlık aşamasında bir araya geldi.

Filiz Akın’dan başarı ve mutluluk sırları

Türk Sineması’nın efsanelerinden Filiz Akın güzelliği ve zarafetinin yanı sıra umut aşılayan, rol model kişiliğiyle de milyonların sevgisini kazandı. Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinde rol alan Filiz Akın’ın özel yaşamını ve hayatına dair tecrübelerini paylaştığı “Hayatın Provası Yok’ kitabı geçtiğimiz günlerde sevenleriyle buluştu. Gazeteci Bircan Usallı Silan’ın sorularıyla hazırlanan nehir söyleşi türündeki kitapta, Filiz Akın mutluluk ve başarının sırlarını açıklarken yaşadığı tecrübelerle gençlere rehberlik eden tavsiyelerde bulundu… Efsane sinema yıldızımız Akın’la yeni kitabına ve hayata dair konuştuk…

“Filiz, beyaz bir orkideye benzer”

Kitapta eşiniz Sönmez Köksal’ın da sizinle ilgili “Orkideye benzer Filiz. Beyaz orkideye. Zarif, güzel ve dayanıklı. Ama özen ister, ayrı bir ilgi ister” sözleri çok etkileyiciydi. Evliliklerin zor yürüdüğü dönemde sevgi ve saygıyı ilk günkü gibi tutmanın sırrı nedir? Evlilikte biz de her konuda hemfikir olmayabiliriz. Sesimizi yükseltmemeye, birbirimizi kırmamaya özen gösteriyoruz. Ama üslup çok önemli. Tüm dünya uzun yaşamın sırrını arıyor. Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrını siz çözdünüz mü? Bu belki de bulundu. Kromozomların sırrı çözüldüğünden bozulan herhangi bir organ yapay olarak üretiliyor ve eskiyen sistem yenilenerek ömür uzatılabiliyor. Hatta klonlanabiliyor canlılar. Metabolizmamın ihtiyacı olan destekleri alıyorum o kadar.
Silan, Akın’ın hem yakın dostu hem de menajeri.

Demlenmiş bir Filiz Akın

Gazeteci Bircan Usallı Silan; hazırladığı kitap için, “Akın, bizlere hayatın neden provası olmadığını anlattı. Hayatın tek seferlik armağan olduğundan, hoşgörünün öneminden, içsel huzura erişmenin ipuçlarından bahsetti. Yaşamın tam içinden bir söyleşi oldu. Ballanmış, demlenmiş bir Filiz Akın” dedi.