Diyetisyen Aysun Sarın probiotikler ve prebiotiklerle ilgili merak edilenleri anlattı. Vücudumuzdaki bakterilerin bir kısmı yararlı, bir kısmı da zararlı bakterilerdir. İstenilen oran %85'inin yararlı, %15'inin zararlı bakterilerce olmasıdır. Kötü beslenme, örneğin şekerli ve beyaz unlu gıdaların fazla tüketimi, bağırsaktaki zararlı bakterileri besleyerek, onların artmasına sebep olmaktadır. Aynı zamanda toksik maddeler, geçirilen enfeksiyonlar, stres ve antibiyotik kullanımı da bağırsak florası üzerinde olumsuz etki göstermektedir. Yararlı dediğimiz bakteriler yani "probiotikler" bizi daha sağlıklı yaparlar. Probiotik "yaşam için" anlamına gelmektedir. Probiotikler ; -Bağışıklık sisteminin güçlenmesine, -Kabızlık ve ishal kontrolüne, -Karında gaz ve şişkinliğe, -Kalp hastalığı, şeker hastalığı (diyabet) ve bazı deri hastalıklarının iyileştirilmesine, -Kolon kanserinin tedavisine, -Oto-immun hastalıkların (Tip 1 diyabet, Multiple Skleroz (MS), Çölyak Hastalığı, Irritabl Barsak Sendromu (IBS), Crohn's Hastalığı vb.) -Depresyonun iyileştirilmesine, -Ruh hali stabilizasyonuna, -Zihinsel keskinliğe, -Kemik gelişimine ve -Kilo kontrolüne yardımcı olur. Barsaklarımızın bakteri florasındaki probiotik bakteriler, barsak duvarının daha sıkı olmasını sağlayarak, barsaklardan kana toksik maddelerin geçmesine izin vermezler. Zira, barsak florası bozulmuş bir kişide geçirgen barsak sendromu yaşandığı için, toksik maddeler kan dolaşımına geçiş yaparak iltihap ve inflamasyonlara sebep olmaktadır. Bu inflamasyonlar da, üstte de maddeler halinde yazdığım bazı kronik ve oto-immun hastalıklara sebep olmaktadır. Bu sebeple de, probiotik dediğimiz yararlı bakterilerin barsaktaki sayısı sağlığımız için çok önemlidir. Barsaklarımızdaki bakteri florasının çeşitliliğini ve miktarını beslenmemiz %57, genetik %12 ve yaş, cinsiyet, coğrafya gibi diğer etkenler ise %31 oranında etkilemektedir. Görüldüğü gibi barsaktaki bakterilerin yararlı veya zararlı bakterilerce zengin olduğunu en çok etkileyen bizim beslenmemizdir. Sağlıklı beslenme kurallarına uymanın yanısıra probiotik özellikteki besinleri tüketmek de çok önemlidir. Probiotik besinler: - Kefir - Kombucha (kombu çayı) - Ev yapımı turşu : sirkesiz olarak yapılmalıdır. - Kimchi : Japonların kullandığı bir tür turşu - Miso : Fermente edilerek yapılmış bir tür japon yiyeceği - Tempeh : Soya fasulyesinin fermente edilmesiyle oluşan besin Probiotik besinlerin haricinde, probiotik bakterilerin bulunduğu kapsüller veya saşeler de kullanılabilir. Eczanelerde satılan bu kapsüllerin her birinde kaç milyar ve hangi bakteri bulunduğu üzerlerinde yazmaktadır. En az 2-3 ay tüketimi tavsiye edilmektedir. Probiotik besinlerin yanısıra "prebiotik besin" kavramını da öğrenmeliyiz. Prebiotik besinler ise, barsaktaki probiotik bakterileri besleyip, çoğalmasını sağlayan besinlerdir. Probiotikler canlı, yararlı mikroorganizmalar, prebiotikler ise onları besleyen besinlerdir. Prebiotik besinleri de sıralayalım: - Anne sütü - Kuşkonmaz : çiğ tüketilmelidir. - Hindiba kökü : toz olarak kullanılır. - Sarmısak : çiğ tüketilmelidir. - Soğan : çiğ tüketilmelidir. - Pırasa : çiğ tüketilmelidir. - Doğal elma sirkesi : ev yapımı olmalıdır. - Tam olgunlaşmamış, ham muz - Enginar : tuzlu suda bekletilip, az pişirilmedir. - Tam tahıllar : tam buğday, çavdar ve yulaflı besinler ve buğday kepeği - Kurubaklagiller : kurufasulye, nohut, barbunya, yeşil mercimek - Bazı sebzeler : tatlı patates, pancar, havuç, lahana, karnabahar, şalgam, kabak, bezelye - Bazı meyvalar : elma, kivi, avokado, yaban mersini - Peyniraltı suyu - Yoğurt - Antep fıstığı, ceviz, fındık, badem : bu kuruyemişlerin dışındaki zar prebiotiktir. Probiotik besinler tüketildiğinde ya da kapsül şeklinde probiotik alındığında, mutlaka prebiotik besinlerle desteklenmelidir. Barsak sağlığının, tüm fizik ve ruh sağlığımızla ilişkili olduğunu düşünürsek, probiotik bakterilerin önemini bir kez daha anlıyoruz.