Hande ZEYREK Eğer bir yerde bilime, demokrasiye, barışa ve aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur” demişti Prof. Türkan Saylan... Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) 30 yıldır bu amaca hizmet ediyor. Dernek, 36 bin üniversite öğrencisi, 89 bin 650 ilk, orta ve lisede okuyan kız öğrenciye sağladığı burslarla eğitime ışık oldu. Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan genel kurulda 2009 yılında vefat eden Türkan Saylan’ın ‘kızım’ dediği ve 29 yıl omuz omuza çalıştığı Prof. Dr. Ayşe Yüksel, ÇYDD Genel Başkanı oldu. Yüksel’le çağdaş bir toplum ve eğitim için 30 yıldır mücadele veren ÇYDD binasında sohbet ettik. 'BENİ ÇOK ETKİLEDİ' Türkan Saylan ile yolunuz nasıl kesişti? İstanbul Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu’nda okurken 1978’te cüzzam konusunda sunum hazırladık. Konuk olarak Prof. Türkan Saylan okula gelmişti. İlk defa o salonda gördüm. Birlikte çalışma teklifi kimden geldi? Türkan Hoca, Lepra Hastanesi’nde çalışmak üzere bir öğrenci istemiş. Görüşmek için Çapa Tıp Fakültesi’nde Türkan Saylan’ın odasına gittiğimde beni ilk etkileyen kapının sonuna kadar açık olmasıydı. Kapımı hiç kapamamayı o gün öğrendim. Onun gelenlerle konuşması beni o kadar etkiledi ki o odadan evet diyerek çıktım. Sonra Van’a gittiniz... Türkan Hoca 2000’de Van’a gitti. ÇYDD projesi için üniversiteye uğramış. Rektör Prof. Yücel Aşkın’la tanışmış. Döndükten sonra, ‘Rektörün Atatürkçü öğretim üyelerine ihtiyacı var’ dedi. O yıllar halk sağlığı doçenti olmuştum. Bu alanda Van’da hekim yoktu. Türkan Hoca’ya danıştım. Çok sevindi. 5 dakikada Van’a gitmeye karar verdim. Hiç pişman olmadım. Van’da o kadar çok gencin ufku değişti ki bu da bana yeter. ‘FETÖ’NÜN HEDEFİ OLDUK’ 2005’te Aşkın’la birlikte soruşturma geçirdiniz... ÇYDD ile yaptığımız projeler nedeniyle her zaman FETÖ’nün hedefinde olduk. Otogardan öğrenci karşılamamız FETÖ’nün hoşuna gitmedi. İkinci yıl onlar da otogara girmeden jandarma arama noktasında öğrenci karşılamaya başladı. Ben 7 yıl korumayla gezdim. Çok ölüm tehditleri aldım bu terör örgütünden. ‘ÜZÜCÜ ŞEYLER YAŞANDI’ FETÖ’nün ilk kumpası Van Üniversitesi’nin basılması mıydı? FETÖ’nün ilk kumpası Van’da kurulmuştu. Avukat Turgut Kazan bana dedi ki ‘Bu bir prova, daha büyükleri gelecek’. Hepimiz yaşayarak bu kumpasları gördük. 2005 yılında birden üniversiteye polis geldi. Genel sekreter yardımcımız ile rektör Yücel Aşkın tutuklandı. Herkes şok oldu. Bir baktık ki savcı benim için 2 bin 511 yıl, rektör için 3 bin yıl ceza istemişti. Bizim iddianameyi yazan şimdilerde FETÖ itirafçısı olduğunu duyduğumuz savcı Ferhat Sarıkaya’ydı. Geçen yıl yani 12 yıl sonra beraat edebildik. O dönem Genel Sekreter Yardımcımız cezaevinde intihar etti, rektör bey kalp krizi geçirdi. Ne yazık ki çok üzücü şeyler yaşandı. 2009’da da ÇYDD kumpası yaşandı... ÇYDD kumpasında 37 kişi tutuklandık. 8 gün Bakırköy Tutukevi’nde kaldım. Bu süreç içinde beni en çok üzen Türkan Hoca çok hastaydı ve onu hiç göremeyeceğimi zannediyordum. Cezaevinin kütüphanesini ÇYDD kurmuştu. Bir tek oranın camları dışarıyı görüyordu. Camdan benim 20 yıl görev yaptığım Lepra Hastanesi’nin bahçesi görünüyordu. 'GELECEK DAHA GÜZEL OLACAK' Van’da görevliyken neler yaptınız? Tıp fakültesi halk sağlığı ana bilim dalını kurduk. Öğrencileri tanımaya başladım. Onların ihtiyaçlarını fark ettim. Rektör de çok duyarlıydı. İlk olarak öğrenci kayıt şenlikleri yaptık. Öğrencilerin otogarda karşılanması ve asistanların oluşturduğu bir ekiple kayıtlarının kolaylıkla yapılabilmesi, konserler ve kampus turları yapılıyordu. Yurtlarla iş birliği yapmıştık. Bir gün otobüsten bir öğrenci indi. İzmir Kiraz İlçesi’nin bir köyünden gelmişti. Kalacak yeri yoktu. O sırada cemaatler kol geziyordu. Çok korktuğum için ‘Üniversitede misafirhanemiz var, orada yer yoksa evimde konuk edeceğim’ dedim. Misafirhaneye yerleştirdim. Cep telefonu yokmuş. Telefonumdan annesini aradı. ‘Ana ben Van’a vardım. Sen merak etme gayri burada ana gibi hocalar var’ dedi. Daha ne olsun. (Gözyaşlarını tutamıyor) ‘MUCİZE GİBİYDİ’ Daha sonra öğrencilerin giysiye ihtiyacı olduğunu fark ettim. Ayakkabısı büyük geldiği için ayağından çıkan, çorabının topuğu delinmiş bir öğrenci görünce giysi evi açmaya karar verdim. Türkan Saylan’a danıştım. Benim örneğim Saylan’dı. O ise hep ‘Örnek aldığım kişi Mustafa Kemal’ derdi. Mektup yazdık giyim firmalarına. Bize koli koli giysi geldi. Mucize gibiydi evin içinde zıplamıştım. Giysi evi sayesinde kimin neye ihtiyacı varsa almıştı. Türkan Saylan’ın vefatından önce size bir nasihati var mıydı? Son günlerinde olabildiğince refakat ettim. Sohbet ederken ‘Keşke biraz daha yaşasam ülkeye biraz daha hizmet edebilsem’ derdi. Hastanede uyumadan önce son cümlesi gözlerimin içine bakarak “Gelecek daha güzel olacak” oldu. KURBAN PARASIYLA BİR ÖĞRENCİYİ OKUTABİLİRSİNİZ ÇYDD 30 yılda neler yaptı? ÇYDD Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda çağdaş eğitim yolu için kurulan bir dernek. 1995’te 500 öğrenciyle üniversite bursu verirken bu yıl 36 bin üniversite öğrencisini mezun ettik. 1997’de Siirt’in Pervari kaymakamının ‘hiç liseye giden kız öğrenci yok’ demesi üzerine 17 kız öğrenciye burs vermeye başladık. Bugün sayı 89 bin 650’ye çıktı. Türkan Saylan’ın hedefi 100 bin kız öğrenciydi. Bu hedefe yaklaştık. Anaokulları, yurtlar yapıp Milli Eğitim Bakanlığı’na armağan ettik. Bir gün Türkiye’de herkes Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği üyesi olacak. Bunun için çalışacağız. Kurban Bayramı için bir çalışmanız var mı? Dini bayramlar insanların birbirini hatırlaması, destek olması açısından çok önemli. Bu önümüzdeki bayramda da ÇYDD olarak kurban kesme hizmeti vermiyoruz ama bir kurban kesmek yerine öğrenci okutmayı düşünenlere kapımız açık.