Siyasete isteyerek girmedi, girdikten sonra da hiç hoşlanmadı, ısınmaya çalışsa da sevemedi… Buna rağmen 18 yıl siyaset arenasında önemli bir isim olarak yer aldı. Ana muhalefet partisi genel başkanı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan yardımcısı olarak iz bıraktı ve 81 yaşında hayata veda etti. Türk siyasetinin gülen yüzü Erdal İnönü, 13 yıl önce 31 Ekim 2007'de aramızdan ayrıldı.
ESPRİLİ KONUŞMALARI
2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ortanca oğlu olan Erdal İnönü, fizik profesörüydü. Öğretim üyeliğinin ardından 6 Haziran 1983'te Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucusu ve genel başkanı olarak siyasete atıldı. 6 Haziran tarihi özeldi. İnönü'nüm 57 yaşına bastığı gün, SODEP'in de kuruluş günü olarak seçilmişti. Güçlü mizah anlayışı, mütevazı kişiliği, ders anlatır gibi yaptığı miting konuşmaları ve ince esprileri ile hatırlanan İnönü, o güne kadar üniversiteden ve bilimden uzak kalmak istemediğini söyleyerek siyasete girme tekliflerini hep reddetmişti. Eşi Sevinç İnönü de aktif siyasete katılmasına karşıydı.
Merhum Süleyman Demirel, birlikte siyaset yaptığı Erdal İnönü'yü hasta yatağında ziyaret etmişti.
KARARINI DEĞİŞTİREN CÜMLE
Ancak, “Babanız, Türkiye'de çok partili yaşamın yerleşmesi için büyük fedakarlıklara katlandı, bugün de size ihtiyaç var” sözleri üzerine ikna oldu. Hedefi ise 12 Eylül rejiminin CHP'yi kapatması sonrası dağılan ve İnönü'nün deyimi ile “Aslan sosyal demokratları” toparlayıp yeniden bir araya getirmekti. SODEP'in kurucuları arasında yer alarak partinin ilk genel başkanı oldu. Ancak askeri yönetim İnönü ile birlikte 22 kurucuyu veto etti. SODEP'in 6 Kasım 1983 seçimlerine katılması da engellendi. Bu vetonun altında, hem askeri yönetimin sağda, solda ve merkezde birden fazla parti olmasını istememesi, hem de İnönü'nün ODTÜ Rektörü olduğu dönemdeki demokrat tavrı nedeniyle, “Solun uç noktalarına meyilli olduğu” iddiası vardı. Bir yıl sonra vetolar kalktı. SODEP 1984 yerel seçiminde yüzde 23.4 oy aldı.
SAĞI VE SOLU BİRLEŞTİRDİ
İnönü bir yıl sonra da hedefinin ilk adımını atarak SODEP ve Halkçı Parti'nin, SHP adıyla birleşmesini sağladı. 1986'de da İzmir Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Üç yıl sonra İnönü'nün SHP'si yüzde 29 oyla yerel seçimlerden lider çıktı. İstanbul ve Ankara dahil çok sayıda ilin belediye başkanı SHP'den seçildi. 1991'de Süleyman Demirel ile DYP-SHP hükümetini kurarak sağ ve solu hükümette birleştirdi. Ancak SHP kontenjanından parlamentoya giren HEP'lilerin Meclis kürsüsünde “Kürtçe” yemin etmesi gibi çok sayıda olayla boğuştu. ANAP'ın sert muhalefetiyle karşılaştı.
İnönü, Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşme sonrası “Mesut Bey partimize aşık, ama platonik” demişti.
Erdal İnönü, 2001 yılında “Vatandaşlarımızın izniyle, kalan zamanımı sakin bir ortamda geçirmek istiyorum” diyerek siyasete veda etti. Ancak siyaseti bıraksa da siyaset onu bırakmadı. Bu süreçte üniversitelerden ve STK'lardan konuşma yapması için çok sayıda davet aldı. İnönü, davetler için “Siyasetteyken iyi bir konuşmacı olmadığımı söylerlerdi. Siyaseti bıraktım aniden aranan konuşmacı oldum” diyerek yine esprili üslubunu gösterdi.
İKİSİ DE BENİM
Hayatının her döneminde gösterişten uzak yaşadı. Öfkelenmedi, bağırıp çağırmadı, kimseyi aşağılamadı. Çoğu zaman makam aracı ve koruma kullanmaz, Meclis'e taksi ile gelip giderdi. Makam aracına bindiğinde de önceki eskortun tepe lambasını, “Gözlük camlarına yansıyor, biri kırmızı diğeri mavi oluyor” diyerek kapattırırdı.
Bir gün Meclis'in önünden taksiye bindi. Şoför aynadan bakıp “Erdal İnönü'ye ne kadar çok benziyorsunuz” dedi. İnönü “O benim” cevabını verdi. Şoför şaşkınlıkla, “Geçen gün Çankaya'dan bir kişi aldım, o da size çok benziyordu” dedi. İnönü'nün cevabı ise şöyle oldu: “O da benim”
İsmet ve Mevhibe İnönü'nün oğlu Erdal İnönü fizik profesörüydü. ODTÜ'de rektörlük yaptı.
Bu sertliğe rağmen Erdal İnönü siyasette diyalog kanallarını hep açık tuttu. ANAP lideri Mesut Yılmaz ile iki saate yakın baş başa görüşmeden sonra dönemin SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar'a “Görüşme çok iyi geçti, Mesut Bey partimize aşık oldu, ama platonik” diyerek izlenimini aktardı. Demirel ve Tansu Çiller kabinelerinde başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı koltuğunda otururken de siyasete ısınamadı. Erdal İnönü, Meclis'teki kavgalar sırasında bile başını kaldırmadan fizik problemi çözerdi.
İsmet İnönü, eşi Mevhibe Hanım ve çocukları…
Dostlarıyla Ankara'da bir restoranda yemek yerken garsonun kadehinde azalan şarabın üzerine ilave yapmak istemesi üzerine, “Boşalmadan koyma, kaç kadeh içtiğimi hesap edemiyorum” dedi. Kendisini sinema çıkışında yakalayan ve “Sizi son zamanlarda göremiyoruz” diyen gazeteciye, “Göremezsiniz, sinemalar karanlık oluyor” cevabını verdi. Sinemada bir mafya filmi izle dikten sonra “Nasıl buldunuz?” diye soranlara, “Güzeldi ama iyi ki bitti, yoksa çok daha fazla adam ölecekti” diye yanıt verdi. Cizre'de seçim otobüsü taş yağmuruna tutulunca mitingi iptal edip Siirt'e geçti. “Politikacılar hep geç kalır siz erken bile geldiniz, teşekkür ederiz” diyen il başkanına, “Bana değil Cizrelilere teşekkür edin” dedi.
Nisan 2006'da kan kanseri teşhisi konulan Erdal İnönü, ABD'de tedavi gördü ancak 31 Ekim 2007'de 81 yaşında Houston'da yaşamını yitirdi. Cenazesi THY'nin tarifeli uçağı ile yurda getirildi. 4 Kasım günü de İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'nda, gözyaşları arasında toprağa verildi.