Tansu Çiller, Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden biriydi. Öğretim üyesiyken siyasete girmiş Türkiye’nin “İlk ve tek” kadın Başbakanı olmuştu. Süleyman Demirel’in çağrısıyla 1990 yılında Doğru Yol Partisi’nden siyasete girmiş, önce Milletvekili sonra da koalisyon hükümetlerinde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı, ardından da DYP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Çiller 1991 yılında DYP’den İstanbul milletvekili seçilince her parlamenter gibi mal beyanında bulundu. Uzun yıllar ABD’de yaşayan Boğaziçi Üniversitesi’nde de Profesör olan Çiller’in mal beyanındaki kalemler Türkiye’nin varlıklı ailelerinden biri olduğunu gösteriyordu. Eski Valilerden Hüseyin Necati Bey ile Selanikli Muazzez Hanım’ın tek çocuğu olan Tansu Çiller’in üzerine Yeniköy’de bir yalı, Uskumruköy’de arsa kat karşılığı elde edilen 30 villa, 16 daireli bir otel, ABD, Ankara ve İstanbul’da toplam 4 müstakil ev ve apartman dairesi ile İstanbul Sarıyer Uskumruköy, Kısırkaya ve Kilyos’ta toplam 197 dönüm arazi vardı. Baba ocağı Milas Muğla’da 13 dönümlük bir bahçenin ve çeşitli holding hisselerinin de sahibiydi.
Tapu kaydına göre çiftlik 90 bin 553 metrekarelik bir arazi üzerinde yer alıyor.
GİZLENEN ÇİFTLİK Çiller ailesinin sayfalar tutan mal varlığı uzun süre konuşuldu. 1993’de DYP-SHP koalisyon hükümetinin Başbakanı olunca mal varlığı beyanını tekrarladı. 17 Haziran 1994’te ise Milliyet gazetesi Washington temsilcisi Turan Yavuz, Tansu ve Özer Çiller’in ABD’de bir otel ve alışveriş merkezi olduğunu ortaya çıkardı. Bunlar Çiller’lerin mal beyanında yer almıyordu. Çiller bu gayrimenkullerin, ortağı olduğu Marsan Holding tarafından satın alındığı için mal beyanında bulunmadığını açıkladı. Çiller’in mal beyanında yer almayan gayrimenkullerinin ortaya çıkması, medya ve muhalefet partilerini yeni araştırmalara yöneltti. Çiller, Bakan ve Başbakan olduğu dönemlerde sık sık eşi çocukları ile Kuşadası’nda bir çiftlik evine gidiyordu. Geniş arazisi olan çiftlik evi mercek altına alınınca tapunun “Suna Pelister” adlı bir kadına ait olduğu anlaşıldı. Suna Pelister, Çillerlerin yanında çocuklarının bakıcısı ve ev hizmetlerine yardımcı olan emekli bir kişiydi. Kuşadası Çamtepe mevkiinde  90 bin 553 metrekarelik bir arazi ve 210 metrekarelik çiftlik evini, tapu kaydında gösterildiğine göre, o günün parası ile 1 milyar 400 milyon liraya satın alması mümkün değildi.
5 YAŞINDAN BERİ TANIRIM
Çiller, o dönem gazetecilere şunları söylemişti: “Suna Hanım 5 yaşından beri yanımda kalıyor.”
ŞÜPHE DOĞRULANIYOR Çiftlik evi ve araziyi Çillerlerin satın aldığı, tapu kaydını ise yanlarında çalışan Suna Pelister’in üzerine yaptıkları gündeme geldi. Tüm Türkiye “Pelister Çiftliğini” konuşmaya başladı. Çiller ailesinin mal beyanında yer almayan başkaca gayrimenkulleri olup olmadığı araştırılmaya, iddialar havada uçuşmaya başladı. TBMM’ye gensoru önergeleri verildi. Gazeteciler, Pelister Çiftliğinin kapısında yatıp kalkıyordu. Bu arada Kuşadası Belediyesi, çiftlik arazisi üzerine çeşitli binalar yapıldığını ancak bu binaların tapuya işlenmediğini belirledi. Çiftlikte kaçak yapılaşma da tespit edilip, inşaatların bir bölümünü mühürledi. Kaçak otopark ve helikopter pisti için de ceza da kesildi. Tansu Çiller ise “Bu araziyi alıp, yanımızda çalışan Suna Pelister adına tapu çıkarttığımız iddiaları uydurma. Suna Pelister bu yeri alıp kendisine bağevi yapmak istedi. Biz de borç verdik yardımcı olduk” dedi. Ancak bir süre sonra tapu kayıtları ortaya çıktı. Pelister’in üzerinde görünen arazi 1994’de satın alındıktan 2 yıl sonra iki parsele bölünmüş ve birer ay ara ile Çiller ailesine kağıt üzerinde “Satış yolu” ile devredilmişti. Çiller tüm bunların ortaya çıkmasının ardından “Suna hanım 5 yaşımdan beri benim yanımda. Arsayı da Kuşadası’nda onun üzerine aldık. Ben işlerimin başımdan aştığı bir dönemde Kuşadası Tapu Dairesi’ne gidip tapu mu alacaktım?... Beş yaşımdan beri benimle birlikte olan birisine güvenmemeli miydim ?... Satış gizli de değil. Bu arsa devletin değil ve özel bir şahsa aitti. Hani devletten alınmış olsa diyelim ki görevimizi istismar ettik. Yok böyle bir şey Türkiye Cumhuriyeti kanunları içinde ‘Çiller ailesi mal-mülk edinemez’ diye bir madde var da biz mi bilmiyoruz?” diye savunma yaptı. PAPARAZİLERDEN ÇEKİNDİK Özer Çiller ise “Çiftliğin bizim olduğu anlaşılırsa, paparazziler evin içinde olacaktı. En iyisi Suna Pelister alsın, biz ona para verelim dedik. Oraya gidip geldiğimiz ortaya çıkınca, basın bizi takibe aldı” dedi. Çiller’in önce ABD’deki bazı gayrimenkullerini mal beyanına yazmaması sonra da Kuşadası’ndaki çok değerli bir çiftlik evi ve arazisini satın alıp, tapuyu da çocuklarının bakıcısı üzerine yaptırdığının ortaya çıkması Türkiye’nin ilk ve tek kadın Başbakanını zor duruma soktu. Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi, Çiller hakkında Meclis Soruşturma önergesi verdi. TBMM’de soruşturma komisyonu kuruldu. Gelişmeler Çiller’in aleyhine dönmüşken Mesut Yılmaz başkanlığındaki Anayol hükümeti dağıldı. Necmetttin Erbakan ile Tansu Çiller ortaklığında Refahyol hükümeti doğdu. Erbakan da Başbakanlık koltuğuna oturdu. Tansu Çiller hakkındaki Meclis soruşturması da, önergeyi Refah Partisi vermesine rağmen yine Refah desteği ile 262 olumlu oya rağmen 10 oy farkla ve 272 oyla reddedildi. Çiller hakkında kurulan soruşturma komisyonunun adı da “Refahmatik” olarak kaldı… Suna Abla’nın Pelister Çiftliği ise unutulup gitti.
Fenomen olan skeçte ünlü oyuncu Levent Kırca, Tansu Çiller’in eşi Özer Çiller’i canlandırmıştı.

Levent Kırca’dan Jet Ski skeci

Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde Pelister Çiftliği tartışmaları gibi bir unutulmaz olay da “Jet Ski’’ oldu. TURBAN Kuşadası Marina’da demirbaş listesinde olan Jet Ski’yi, Çiller’in oğlu Berk Çiller’in alıp geri getirmediği iddiası uzun süre tartışıldı. Kaybolan Jet Ski, TBMM KİT Komisyonu raporlarına da girdi. Gazete manşetlerinde yer aldı, televizyon programlarında tartışıldı. Ünlü komedyen Levent Kırca da, bu konuyu unutulmayan bir skeç ile ekranlara taşıdı. Fenomen olan skeçte, makyaj ile Özer Çiller’e benzeyen Levent Kırca, Berk Çiller rolündeki oğluna “Devletin Jet Skisi’ni almışsın, geri vermemişsin’’ diyor, Berk Çiller rolündeki sanatçı da “Baba sana söyledim ‘Salla gitsin’ dedin ya’’ cevabını veriyordu.