Takıntılarınızla başa çıkmanın 5 etkili yolu
Kapıyı kilitleyip kilitlemediğinizi dönüp dönüp kontrol etmek… ‘Obsesif kompulsif bozukluk’ olarak adlandırılan bu tür yineleyici davranışları kimimiz genetik nedenlerle, kimimiz ise stresli bir olay yaşadıktan sonra karşımızda bulabiliyoruz.
Psikiyatri Uzmanı Dr.Gökşen Yüksel YALÇIN
Aniden başlayabilir
Obsesif kompulsif bozukluk bir yakını kaybetme gibi stresli nedenlerden aniden başlayabiliyor. Genellikle 15 yaşından önce başlayan bu sorun, erkekler ve kadınlarda aynı sıklıkta görülse de, erkeklerde daha erken yaşta başlıyor.
NELER YAPABİLİRSİNİZ
Haraç vermeyin!
Obsesyonu (takıntısı) yüzünden kişinin istemeden yaptığı hareketler (kompulsiyon), haraç isteyen kanun dışı bir kişiye ödeme yapmakla eşdeğerdir. Bu nedenle takıntılı hareketler yapıldıkça devamı daha şiddetli şekilde gelir. Kompulsiyonlarla baş etmek ve terapi sürecinde bunlara yönelik çalışmalar yapmak günlük yaşantıda iyileşmeyi de beraberinde getirir.
Uzman desteği alın
Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisinde, uzman kontrolünde verilmiş ilaç ve psikoterapi birlikte uygulanır. Bu şekilde hastalarda, klinik olarak, tek başına ilaç veya tek başına psikoterapi uygulanmasından daha fazla fayda görülür. Tedavide sıklıkla ‘bilişsel davranışçı terapi’ uygulanırken, bu yöntemin profesyonellerce uygulanması gerekir.
Gerçekçi davranın
Obsesyonların tamamen ortadan kalkması yönündeki çaba gerçekçi değildir. Üstelik bu çaba, hastalığa dair zihinsel meşguliyeti de artırmaktadır. Uzmanlar, bu obsesyonların varlığına rağmen ne yapılabileceklerini doğru değerlendirmelidir.
Sayı sınırı koyun
Kirlenme /bulaşma tipi obsesyonlarda kişinin kendini geçici olarak daha iyi hissetme amaçlı yaptığı kompulsiyon olan sık ve uzun süreli yıkama/yıkanma ritüelleri için zaman ve sayı sınırının konulması hastaların tedavisi yolunda önemli bir adımdır.
Ailenize talimat verin
Hastalar ‘emin olamama’ obsesyonunda sıklıkla yakınlarına soru sormak ve/veya kararlarını doğrulatmak kompulsiyonuna sarılır. Bu gibi durumların tedavi sürecinde aile ve yakınlar bu tür davranışları desteklememeli, tekrarlayan sorulara yanıt vermemelidir.