MUĞLA’NIN Fethiye İlçesi’nde Likyalılardan günümüze kalan ve geçen yıl Türk Patent ve Marka Kurumundan Coğrafi İşaret Tescil Belgesi de alan geleneksel “Üzümlü Dastarı” dokumasını canlandırmak için kadınlar kolları sıvadı. Çeşitli nedenlerle birkaç yıldır bölgeye gelen yerli ve yabancı turist sayısının azalmasıyla neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş Üzümlü Dastarı, Fethiye Belediyesi’nin Yeşilüzümlü Mahallesi’nde açtığı kurslar ile önce canlandı. Şu anda 18 ev ile Halk Eğitim Merkezi’nde dokunan Dastar, özellikle yabancıların çok tercih ettiği bir dokuma türü oldu. Fethiye’den 20 yıl önce Yeşilüzümlü’ye gelin geldiğinden bu yana dokumacılık yapan Yasemin Arıcan ve Ziraat Mühendisi Nur Yergöz SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı: - Aslında bitmek olan bir kültürü devam ettirmeye çalışıyor ve yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yıllardır bu dokumayı kimse, hatta Fethiye’nin yerlilerinin bile çoğu bilmiyordu. Birkaç arkadaşımla Halk Eğitim Müdürlüğü ile irtibata geçerek taleplerde bulunduk. Sağ olsun belediye başkanımız Alim Karaca, Üzümlülü kadınlar için sosyal tesislerde yer verdi. Belediye destekli dokuma kursu açıldı. Dokuma yapan insan sayımız 28-30 kişiye ulaştı. - Satıldığı zaman üretim daha çok oluyor. Salgın bizim de üretimimizi ve doğal olarak da satışımızı engelledi. Şimdi daha çok sipariş üzerine çalışıyoruz. - Rum vatandaşlarımızdan buraya çok gelen giden olmuş. Kayaköy’de ürettiklerinden buraya getirip değiş tokuş yaparak buradan aldıklarını da oraya götürüyorlarmış. Onlardan günümüze kalan en önemli örnek dokuma düvenlerimizde kullandığımız Maria tarakları. İşin en ilginci ise bu tarakları bize verenler mübadele döneminde gitmiş olmalarına rağmen biz hala kullanıyoruz.

BİZ HER ŞEYİ ELLE YAPARIZ

Arıcan, dastarın püf noktalarını şöyle anlattı: “Çizgi, tarak ve Gücü farkımız var. Bizim burada gücüyü kadınlarımız tarakla değil elleriyle örerler. Bununla birlikte bir de çözgü iplik grubu dediğimiz düvenlerin önünde dokunulacak ipleri oluşturan bölüm vardır. Bunu bile kadınlarımız dizer. İpleri bükülü olarak özel yaptırarak alırız ve bakır kazanlarda hamurla pişiririz. Dokumadaki her şeyimiz elle yapılır. Düvenlerin kaliteli olması gerekiyor. Bu sayede dokuma da kaliteli oluyor”.

ZİRAAT MÜHENDİSİ DASTAR DOKUYOR

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden 1998 yılında mezun olmasına rağmen iş bulamadığı için Fethiye’ye dönen Nur Yergöz de Yeşilüzümlü Mahallesi’ndeki evlerinde Dastar dokuyup, hayvan bakıyor. Yergöz, “Mühendisim ama yıllarca iş bulamadım. Memleketime dönüp ailemin yanına yerleştim. Zaten 15 yaşında Dastar dokumayı babaannemden öğrenmiştim. Burada Dastar dokuyup ailemin hayvanlarıyla ilgilendim. Şu andaki hayatımdan da memnunum. Atalarımızdan da biz öğrendik ve devam ettiriyoruz. Salgın öncesinde turistler buraya tur otobüsleriyle gelerek alışveriş yapardı. Şu anda bizler daha çok ev tekstili ve giyeceğe döndük. Üzümlü Dastarı dokumasının ipini biz haşıllıyoruz. Yani un ve suyla kaynatıyoruz. Sonra kurutup dokuma yapıyoruz. Unla kaynatmamızın nedeni ise ip daha sağlam ve uzun ömürlü oluyor” dedi.