Dünyanın en büyük sodalı, Türkiye'nin ise en büyük gölü olma özelliği taşıyan Van Gölü'nde su yüzeyine çıkan mikrobiyalitler yarım metre boyutunda olduğu görüntülendi. Türkiye'de yağışların azalması ve iklim değişikliğinden dolayı meydana gelen kuraklık ile Van Gölü havzasında suların çekilmesi bölgedeki halkı da endişelendiriyor. MİKROBİYALİTLER NEDİR? Moleküler Biyolog Vedat Atlı, "Bu sene kuraklıktan dolayı Van Gölü iyice çekildi. Van Gölü’nün çekilmesiyle ortaya mikrobiyalitler denilen yapılar çıktı. Peki, bu mikrobiyalitler nedir? Bu mikrobiyalitler aslında cansız, ruhsuz bir şey değil, taş da değil. Bakteriler, algler, siyanobakteriler tarafından oluşturulan yapılardır. Bunlar nasıl oluşuyor? Van Gölü bildiğimiz gibi minarel açısından çok zengin bir su, sodalı bir göl. Bir de gölün tabanında ortaya çıkan tatlı sular var. Bu tatlı su kaynaklarındaki minarellerle, Van Gölü’ndeki minareller birbirleriyle moleküler düzeyde etkileşim sağladıkları zaman bu bakteriler, algler ve siyanobakteriler tarafından yapılar oluşuyor. Bu yapılar binlerce belki milyonlarca yıl üst üste binerek tıpkı bir gökdelen gibi yükseliyorlar" dedi. "TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR" "Acilen bilinçli sulamaya ihtiyaç var" diyen Atlı, sözlerine şöyle devam etti: "Bu sene dehşet verici bir kuraklık var. Kar da yağmur da az yağdı. Genel anlamda baktığımız zaman bir de gölü besleyen akarsular var. Bu akarsular üzerinde yapılan tarım faaliyetleri, bilinçsiz sulama yüzünden sular göle ulaşamıyor. Yani havzaya daha az su dökülüyor. Havzaya daha az su dökülmesi ile kuraklık da olunca göl iyice çekiliyor. Bu tehlike çanlarının çaldığı anlamına geliyor." "Havzayı besleyen sular üzerinde olan barajların verimli kullanılması gerekiyor. İhtiyaç olduğu zaman bu sulama gerçekleştirilmeli ya da damla sulama sistemlerine geçilmeli. Yani klasik bildiğimiz sulama sistemleri gölü tehlikeye atmaktadır. Zaten küresel bir iklim değişikliği var ve bir kuraklık söz konusu. Bu nedenle bunu daha da tetiklememek adına herkesi bilinçli sulamaya davet ediyorum." (İHA)