Hollandalılar, açık pencereleri yaşamlarının bir parçası haline getirerek perde kullanmayı büyük ölçüde bıraktı. Ancak tarihçiler, bu sıra dışı geleneğin ne zaman ortaya çıktığını ve hangi nedenlere dayandığını henüz kesin olarak açıklayamıyor.
HOLLANDALILAR NEDEN PENCERELERİNE PERDE TAKMIYOR?
Hollanda'da açık pencere geleneğinin kökenine dair en ilginç açıklamalardan biri, II. Dünya Savaşı'ndaki Alman işgali dönemine dayanıyor. Alman yetkililer, ışıkların uçaklara şehirlerin yerini göstermemesi için Hollandalılardan perdelerini kapalı tutmalarını talep etti. Beş yıl süren işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan Hollandalılar, bu yasağa tepki olarak perdelerini açmayı bir sembol haline getirdiler.
Açık pencereler, sadece günlük bir alışkanlık değil, aynı zamanda özgürlük, meydan okuma ve normale dönüşün simgesi olarak benimsendi. Ancak bu geleneğin savaş öncesinde de var olduğu, dolayısıyla Alman işgalinin mevcut bir eğilimi sıfırdan yaratmaktan çok güçlendirdiği belirtiliyor.
KALVANİST ÖĞRETİLER DE BİR NEDEN OLARAK GÖRÜLÜYOR
Hollanda'daki açık pencere geleneğinin kökenine dair bir diğer açıklama, 17. ve 18. yüzyıllarda Protestanlık, özellikle Kalvinizm'in Hollanda kültürüne olan etkisiyle ilişkilendiriliyor. Kalvinist öğretiler, dürüst bir bireyin saklayacak hiçbir şeyi olmadığını vurguluyordu ve bu anlayış, toplumsal bir değer haline geldi. O dönemde perdeler bulunsa da, ev sahiplerinin şeffaf ve dürüst yaşamlarını göstermek amacıyla pencereler genellikle açık bırakılıyordu.
Bu durum, açık pencereleri dürüstlük ve açıklığın bir simgesi haline getirdi. 'Hiçbir şey saklamıyorum, çünkü utanılacak bir şeyim yok' düşüncesi, Protestan dürüstlüğü geleneğinin bir parçası olarak Hollanda toplumunda kök salmış ve günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
ZENGİNLİKLERİNİ GÖSTERMEK İÇİN AÇIK TUTUYORLAR
Hollanda'daki açık pencere geleneğinin kökenine dair bir diğer açıklama, ülkenin 17. yüzyıldaki 'altın çağ' dönemine dayanıyor. Bu refah döneminde Hollanda'da yaşam standardı hızla yükselmiş, insanlar yalnızca temel ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda süs eşyaları gibi lüks ürünleri de satın alabilir hale gelmişti. Kasaba halkı, zenginliklerini ve refah seviyelerini göstermek amacıyla evlerinin dekorasyonunu sergilemek için perdelerini açık tutmayı tercih etti.
Zamanla bu toplumsal gösteriş alışkanlığı kültürel bir norm haline geldi. Zenginlik vurgusu zamanla azalırken, açık pencere geleneği Hollandalıların günlük yaşamının ayrılmaz bir parçası olmaya devam etti. Diğer kültürlerde mahremiyeti korumak için tercih edilen kapalı perdelerin aksine, Hollanda’da açık pencereler toplumsal güvenin, açıklığın ve samimiyetin bir ifadesi olarak görülüyor. Aynı zamanda bu gelenek, diğer insanların sınırlarına duyulan derin bir saygıyı da yansıtıyor. Bu nedenle, Hollanda’daki açık pencereler, ülkenin tarihini, geleneklerini ve yaşam felsefesini bir araya getiren bir kültürel fenomen olarak değerlendiriliyor ve dışarıdan bakanlar için hayranlık uyandırıcı bir gizem barındırıyor.