Sevgili okurlarım, memlekette bu iktidar tarafından yaratılan baskı, sindirme ve korkutma ortamına hepimiz şu veya bu vesile ile tanık oluyoruz.

Bunu yapmak zorundalar!..

Zira bu iktidarın temel gıdası toplumu önce ayrıştırmak, sonra korkutmak. Oralardan besleniyor.

Milleti kendilerinden olanlar ve olmayanlar diye böldüler.

Son İstanbul depremi sonrasında Recep Tayyip’in de katılımıyla İstanbul’da bir toplantı düzenlediler.

Recep Tayyip konuşma yaptı...

“Deprem konusu önemlidir, bunu günlük siyasete alet etmeyelim!”

★★★

Toplantıya AKP’nin önde gelenleri katıldı...

Ama bir eksik vardı:

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) temsilcisi çağrılmamıştı.

Böyle şey olur mu, İBB temsilcisi çağrılmadan İstanbul’da deprem toplantısı yapılır mı!

Ekrem İmamoğlu hapiste...

Ama onun yerine göreve getirilen bir başkan vekili var.

Deprem konusunda uzmanlaşmış, konunun içinde olan, büyük kentin eksiklerini ve her açıdan zayıf noktalarını en iyi bilen uzman ekipler var.

Sen böyle bir toplantıya onları çağırmayacaksın ama masayı ilgisiz tiplerle doldurmayı içine sindireceksin!

Olur mu böyle şey?

Sonra da gözlerimizin içine bakarak nutuk atacaksın...

“Deprem çok önemlidir, günlük siyasete alet etmeyelim!”           

Her olayı, her konuyu her gün siyasete alet eden sanki başkasıymış gibi her gün ısrarla ve bıktırırcasına konuşuyor.

★★★

İstanbul’da 6.2 şiddetinde bir deprem yaşandıktan sonra şu olanlara bir bakınız lütfen...

23 yıldan bu yana başımızda olan bu iktidarın yarattığı tablo gerçekten utanç vericidir.

Meğer beklenen deprem konusunda hiçbir önlem almamışlar.

Ya 1999 Marmara depremi gibi 7.4 olsaydı İstanbul’da yaşayanlar ne yapardı?

Size küçücük bir örnek vereyim...

Bir deprem bölgesi olan İstanbul’da hazırlanmış olması gereken toplanma alanlarının pek çoğu ortalıkta yoktu.

Kentin göbeğinde ve yaşamsal öneme sahip bu alanların çoğu, İBB’nin geçmiş yıllarda AKP’nin elinde olduğu dönemlerde yok edilmiş, yandaşlara peşkeş çekilmişti.

Arsalarının üzerine AVM’ler yapılmış, lüks rezidanslar dikilmişti.

AKP bu ‘marifetlerinin’ hesabını vermekten bugüne kadar hep kaçtı ve kaçışını günümüzde de sürdürüyor.

★★★

Depremden sonra sokaklara kaçışan on binlerce insanımız işte bu nedenle önüne gelen açık alanlara çadır kurdu ya da camilere sığındı...

Çok şükür yıkılan binalar falan yoktu ama insanlar korkmuştu.

Parklar, bahçeler ve camiler işte bu yüzden onların sığınağı oldu...

Ve işte böyle bir ortamda bile İBB’ye halkın oylarıyla seçilen kadrolar aylardan beri bu iktidarın bir numaralı boy hedefi!

O hezimetin acısını bir an bile
unutmadılar...

Çünkü geçmişte ellerinde olan İBB onların gözünde altın yumurtlayan tavuktu!

Bu tavuğun yumurtladığı altınları yıllar boyu tepe tepe kullandılar, İstanbul’u başından kıçına kadar yiyip bitirdiler, taa ki İstanbul halkı bunlara ‘Durun artık, götürdükleriniz yeter’ diyene kadar.

Bilmeyenler için söyleyeyim, Ekrem İmamoğlu ve ekibi işte bu nedenle hapishanede!..

Daha da çoook yatacaklar.

Sevgili okurlarım, Ankara Valisi Vasip Şahin deneyimli bir yöneticidir. Ama kendi iktidarının kendisine, geçtiğimiz 23 Nisan günü oynadığı oyunu ömrü boyunca herhalde unutmayacaktır!

Özgür Özel günler öncesinden açıklama yapmıştı:

“23 Nisan günü Birinci Meclis’ten Anıtkabir’e büyük bir yürüyüş düzenleyeceğiz...”

O güzergahı iyi biliyorum. Kalabalık caddeler, evler, dükkanlar yok.

Particiliğe alet edilmeyen sessiz, sakin bir yürüyüş olacak. Bayraklar ve flamalar açılacak, hiç kimse CHP bayrakları falan taşımayacak.

İlgili kişiler yürüyüş izni için valiliğe başvurdu ama gelen yanıt çok acayipti:

“Valiliğimiz bu yürüyüşe izin vermemiştir!”

Her izin olayında olduğu gibi nedeni niçini, gerekçesi belli değildi!

★★★

23 Nisan günü sabahın erken saatlerinde Ankara’da güzergaha binlerce polis yığıldı, barikatlar kuruldu ve TOMA’lar getirildi.

Yürüyüş başlamak üzere idi ki Vali Bey ilk darbeyi CHP milletvekili Mahmut Tanal’dan yedi. Eline bir tel makası alan Tanal barikatların bütün metal bağlantılarını kesip yere devirdi.

Büyük yürüyüş barikatlar devrilince başladı.

Polisler herhalde korkmuş ya da emir almış olmalı ki hiçbir aşamada herhangi bir olay çıkmadı. Polis, yürüyüşün sonraki aşamalarını sessizce izlemekle yetindi. 

On binlerce yurtsever insanımız Birinci Meclis’ten Anıtkabir’e sel gibi akıyordu.

★★★

Bütün bu yürüyüş aşamasında en ufak bir tatsız olay, itiş kakış, polisle çatışma olmadı.

Şimdi AKP iktidarıyla birlikte Ankara Valisi Vasip Şahin de bu olanlardan ders almış olmalı!

Demek ki saçma sapan ve gereksiz müdahaleler olmadığı sürece kalabalığın olay çıkarmak gibi bir niyeti yoktu.

Ama kendi iktidarı Vali Bey’i harcamış, verdiği emri geri aldırmıştı.

Bir yönetici için en dayanılmaz ve yıpratıcı şey...

Vali Vasip Şahin Bey deneyimli yöneticidir ama şu olanlardan ders çıkarmış olmasını dilerim.