Sevgili okurlarım, Türkiye’de olanlar artık akıl ve mantık ölçülerini iyice aşmaya başladı...

Olanları hep birlikte izliyoruz, şaşırıyoruz.

Şimdi kafalarda hep aynı sorular var.

İmamoğlu Silivri cezaevinde yatmayı sürdürecek mi?

Ya da onu başka bir cezaevine mi gönderecekler?

İmamoğlu hiç kuşkunuz olmasın şu anda Tayyipgiller iktidarının sinirini bozan bir numaralı gösterge.  

Zaten iktidar da memleketin bütün sorunlarını bir tarafa bıraktı ve bu yüzden onunla uğraşıyor.

Düşünün, yargı dahil bütün devlet gücü elinizde ama bir tek kişiyle baş etmeniz mümkün olmuyor!..

★★★

İktidarın bu konudaki hazımsızlığı artık aşırı boyutlarda...

Karşılarında baş eğmeyen bir Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayı var.

Onu susturmak bir türlü mümkün olmuyor. Açık bulduğu her kapıdan giriyor, sözlerini ve fikirlerini her ortamda kamuoyuna duyurmayı başarıyor.

Onunla birlikte tutuklanan İBB ekibinin çoğunu işte bu yüzden Silivri’den başka cezaevlerine dağıttılar.

Şimdi sıra acaba İmamoğlu’na mı geliyor sorusuna yanıt vermek biraz zor!

★★★

Benim tahminimi soracak olursanız, iki olasılık var.

İlki, bir cezaevi değişikliği olduğu takdirde bu işlemin kamuoyunda büyük tepki toplayacağı açık.

Adalet Bakanlığı böyle bir ortamda bu tepkilere muhatap olmayı istemiyor.

İkincisi ise hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmadan cezaevi değişikliği kararı verilir. İmamoğlu İstanbul’a uzak bir cezaevine gönderilir, ziyaretler azaltılır ve eğer mümkünse sesi soluğu bir ölçüde kısılmış olur!

★★★

O takdirde ne olur?

Hükümlü ya da tutuklunun hangi cezaevinde yatacağı konusunda tek yetkili karar yeri Adalet Bakanlığı.

Kimin nerede yatacağı konusunda Bakanlık tarafından verilen karar kesin.

Bu kararlara yargı yoluyla itiraz etmek, dava açmak falan mümkün değil.

Bu yolla nicelerinin yatmakta olduğu cezaevleri değiştirildi ama hiçbir değişiklik için yargı yoluna başvurulması söz konusu olmadı.

Bundan sonra da olmayacak!

★★★

İktidar yetkilileri İmamoğlu’nun Silivri’den başka bir cezaevine sevk edilmesini ‘içtenlikle’ istiyor.

İktidarın propaganda mekanizmasının en önemli aygıtı olan TRT de bunu istiyor ama devlet kuruluşu olduğu için olsa gerek, bu konuyu gündemine ‘açıkça ve ısrarla’ getirmesi pek mümkün olmuyor!

Ancak başta iktidarın üst düzey parti ve hükümet yetkilileri olmak üzere iktidarın medyası bu konunun üzerine sürekli gidiyor.  

Sürekli olarak aynı sözleri duyuyoruz:

“Bu adam İstanbul’a yakın olan Silivri Cezaevini kendi çıkarları açısından kullanıyor. Kendisine kuryelik yapan çok sayıda avukat var. Her biri her sabah tam kadro onu ziyarete geliyor ve İmamoğlu ne diyecekse onun sözlerini kamuoyuna duyuruyor.”

Yani şunu demeye getiriyorlar:

“Artık yeter, bu adamı bir biçimde susturmak gerekiyor.”

Hatta bu konuda Adalet Bakanlığı bile eleştirilerden payına düşeni belki biraz da fazlasıyla alıyor.

Yandaş medyadan kaynaklanan en önemli istek, Ekrem İmamoğlu’nu cezaevini değiştirerek susturmak... Çünkü o, hiç kimsenin düşünmediği kadar “mücadeleci” biri olduğunu kamuoyu önünde fazlasıyla kanıtladı.

★★★

Varsayalım cezaevi değişti ve İBB Başkanı uzak bir cezaevine sürgün edildi. Peki sonrasında ne olacak? Acaba susar mı?

Avukat ziyaretleri o koşullarda bile yine sürüp gider ama koşullar hiçbir zaman Silivri kadar rahat olmaz.

Mesafe arttıkça ziyaretçilere birtakım engeller gelir.

İsteyen her siyasetçinin, avukatların ve hatta gazetecilerin o cezaevine gidip gelmesi kısıtlanacak.

Bu gelişmeler sonrasında şimdi gözler Ankara’da, Adalet Bakanlığında...

Neler olacağını yakında görürüz!