“İnsanı gözardı eden insanlıktan çıkar.”

Birçok ilkenin, niteliğin, değerin ve özelliğin anlamını yitirdiği günümüzde en üzücü olanı insanlık ve kişilik konularındaki tutum ve davranış bozukluklarıdır. Ün-san için, çıkar için, siyasal getiri için gözardı edilen donanımlar toplumsal sorun durumuna gelmiştir. Yaşam gereklerini güçleştiren, ilişkileri alt-üst eden, çalışma ve çabaları boşa çıkaran eylemler ve yönelişler ulusal yaşamı gölgeleyen kötülüklerdir.

İnsanlık ve kişilik çelişkileriyle bozuklukları, sakıncaları yaygın aykırılıklardır. İnsanı insan yapan, insana yaraşan nitelikleri kapsayan, insana saygınlığını kazandıran değerlerle tutum ve davranışlar, insanlığı anlatır. “İnsanlık ve insancılık” öğretisiyle yaşamı anlamlı ve çekilir kılan özellikleri içine alır.

Kişilik, bireyin kendine özgü yapısının, tutum ve davranışlarıyla yansıma özelliğidir. Bedensel ve ruhsal özellikleriyle kişisel tümlüktür. İnsanlık ve kişilik değişik alanlarda ve konularda yaşama geçen durumlarla belirlenir, kanıtlanır. Temel bir gerçek vardır, insanlık her şeyden önce ve her şeyin üstündedir. Kişilik, soyluluk, seçkinlik, üsünlük, saygınlık ve değerliliktir.

Ne kadar üzücü ki bu değerlerden değişik nedenlerle ödünler verildiğini iç burukluğuyla izliyoruz. Özellikle siyasal alanlarda lidere tapınma sayılacak biçimde ve ölçüde yaklaşımlar, insanlık ve kişilik gereklerine çirkin aykırılıklarla sürmektedir. Katlanılan aşağılayıcı durumlar ve tutumlar, insan değerini hiçe sayan bozulmalar olarak sürüyor.  Yönetimde görevli olmanın yasal gereklerinden çok, baştaki yöneticilere göre davranan, onların yakınlık ve kayırmasını bekleyen asker-sivil çok kimse görüldü. Konum,düzey, yetenek, başarı ve kişiliğin hiçbir önemi kalmadı.

Ağzından çıkanı kulağı duymayan kimi ilkel, kaba ve terbiye yoksunlarının cirit attığı bir ortamda soyluluk ve seçkinlik yansıtan tutum ve davranışların mutluluğunu yaşamak giderek güçleşiyor. Kasılma, böbürlenme, yukardan bakma, küçümseme, toplumsal ilişkileri bozuyor, insanlık değerini düşürüyor. Siyasal karşıtlıkların kişisel ve kesimler arası  karalama ve kavga etkinliğiyle sürdürülmesi birçok değeri, ilkeyi ve kuralı geçersiz kılıyor. Partililerin düşünce, görüş, öneri ve eleştirileriyle yarışacak yerde değişik içerikli saldırılar ve suçlamalarla karşılaşmaları ilkelliği ve çirkinliği yürek burkutuyor.

Bir kişiyi ve bir kurumu incitmek, yaralamak, güç duruma düşürmek için değil, gerçeği ortaya çıkarıp haklı ile haksızı, suçlu ile suçsuzu, yanlış ile doğruyu belirleyip saptamak için sormak en uygar, en doğal yaklaşımlardan ve tutumlardan biridir. Kinle, intikam ve karşılık vermek duygusuyla değil, hak, hukuk,  gerçek ve yarar anlayışıyla yaklaşmaktır. Ayrılıkları, sakıncaları, kötülükleri ve suçları azaltıp önleme çabası, çalışmasıdır. İktidara, güce değil, bilime, gerçeğe, onura, kişiliğe, hukuka uygun durumun güvencesidir. Denetim ve sorgulama açıklık ve düzen aracıdır.