SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN TABAĞINIZDA NE OLDUĞUNU BİLİN!

Pandemi hayatımıza girmeden önce de sağlıklı yaşamın en büyük etkenlerinden biri olan doğru ve iyi beslenme artık daha fazla gündemde. Doğru beslenme söz konusu olduğunda pek çok insan bu kapsamda uygulayabileceği yöntemlerin arayışına girdi. Ancak sağlıklı bir yaşam, belli bir dönem için değil, hayat boyu sürdürülebilir bir yaşam tarzı olmalı…


“Peki, nasıl olacak bu?” diye soruyorsanız cevaplamanız gereken üç soru var. Bunları değerlendirdikten sonra bünyeniz ve hatta ruhunuz için en doğru olan, kişiye özel ve sürdürülebilir formülü de bulabilirsiniz.

Ne yemeliyiz?

İster bir diyetisyen ya da doktor olsun, ister de sağlıklı olduğuna inandığımız bir arkadaş, biraz ilgili ve bilgili gördüğümüz her kişiye sorduğumuz soru şu: “Peki ben şimdi ne yiyeyim?”. Tabii ki her insan metabolik olarak farklıdır. Yediklerimizin bize etkilerini takip ettiğimizde bunun cevaplarını almaya başlarız. Ayrıca bazı testler sonucunda fiziksel durumumuz konusunda bilgi sahibi olduktan sonra yolumuz daha net belirlenir. Genel bir bakış açısıyla yola çıkacak olursak,faydalı olduğu kesinleşen gıdalardan daha çok ve daha sık, vücut için daha az yararlı ve metabolizmayı zorlayan gıdalardan ise daha az ve daha seyrek yemek en doğru başlangıç olabilir.

Nasıl veya ne kadar yemeliyiz?

Bu sorunun yanıtı da kişinin yaşı, metabolizması, yaşayış biçimi, sağlık durumu, yaşadığı ortam gibi birçok koşula bağlı olarak değişebiliyor. Ancak değişen beslenme trendleri farklı alternatifler de sunuyor. Mesela eskiden 3 öğün temel beslenme olarak kabul edilirken son birkaç yılda günde 1 ya da 2 öğünle beslenmeyi öneren aralıklı diyet trendleri çıktı. Bazı insanlar az ve sık yemek yemeyi tercih ediyor… Herkes kendisine uygun bir yolu seçebilir ama hepsinin ortak bir noktası var; çok yememek!

Nereden yemeliyiz?

Sağlıklı yaşama giden en temel yol kendi mutfağımızdan geçiyor. Bu noktada hazırladığımız yiyeceklerde kullanacağımız ürünlerin kalitesi ve güvenilirliği büyük önem taşıyor. Artık teknoloji sayesinde bunu izlemek mümkün. Gıda güvenliği konusunda hayata geçirdiği ilklerle sektöre öncülük eden Metro Türkiye, “Tabağında ne var?” hareketiyle 2014 yılında başlattığı izlenebilirlik uygulamasını bir adım öteye taşıdı. Türkiye’de ilk kez 2014 yılında ette izlenebilirlik uygulamasını başlatan Metro Türkiye, balık ürünleri ve bal ile devam eden bu uygulamasını şimdi de meyve ve sebze ürünleri ile taçlandırdı.

TARLADAN RAFA TÜM HAYAT HİKÂYESİ METRO’DA!

Yeni uygulama sayesinde Metro Türkiye’de yer alan toplam 8.500 adet ürünü kapsayan 430 taze sebze ve meyve çeşidinin tarladan sofraya uzanan hikâyesi, 15 farklı izlenebilirlik bilgisi ile müşterilerle paylaşılıyor. Üstelik bunun çok kolay bir yolu var.


Gıdalarımızı nasıl izleyebiliriz?

Metro Türkiye mağazalarında yer alan ürünün üzerindeki QR kodu akıllı telefonunuzun kamerasına okutarak kolaylıkla hikâyesine erişebiliyorsunuz. Düşünsenize, bu kadar ürün hakkındaki bilgilere istediğiniz zaman ulaşabiliyorsunuz. Bu bilgiler şöyle:


•Ürün adı, çiftçi adı, tedarikçi adı, hasat yeri, menşei
•Son tüketim tarihi, paketleme tarihi, parti numarası
•Ürünü üreten tedarikçinin denetim sonuçları veya uluslararası gıda güvenliği sertifikası
•Ürünün tarım ilaçları ve ağır metal açısından analiz sonucu ve besin değerleri
•Ürün organik ise organik ürün sertifikası, ambalaj özellikleri, muhafaza koşulları
•Ürünün üretildiği tarla ve tesislerdeki etik ve sosyal uygunluk sonuçları
•Eğer ürün Coğrafi İşaretli ürün ise ilgili bilgi ve Türk Patent Enstitüsü web adresi
•Şayet kooperatif ürünü ise kooperatife dair bilgiler.

Yüzde 100 gıda güvenliği hedefiyle 30 yılda bin 550 tarlayı yerinde kontrol eden, 189 bin analiz gerçekleştiren Metro Türkiye, tedarikçilerin hem tesislerini hem de ürünlerini belli periyotlarda denetliyor. 430 meyve-sebze çeşidinde 8 bin 500 ürün, başta pestisit ve ağır metal olmak üzere 530 parametrede test edildikten sonra tüketicilere sunuluyor. İzlenebilirlik uygulaması için tedarikçilerine özel eğitimler de veren Metro Türkiye, kendi geliştirdiği sistemle iş birliği yaptığı kooperatif ve tedarikçilerine bağlı 105 bin üreticiye de dokunarak, yerel üretime ve üreticiye de destek oluyor.


Müthiş bir şey öyle değil mi? Satın aldığımız ürünlerin nereden nasıl geldiğini izlemek bile heyecan verici… Bu uygulama Metro Türkiye’nin bütün mağazalarında hayata geçmiş durumda. Sıra sizin takibinizde…

Advertisement