Nar kabuğu, zerdeçal kökü ve zencefil gövdesinin sağlık için ne kadar etkili olduğunu defalarca duymuş olabilirsiniz. Halk arasında bu üçlünün önemi zaten biliniyor. Birçoğumuz onları çocukluğumuzda annemizin yaptığı şifa çaylarıyla tanıdık. Büyüdükten sonra bu ritüelleri bir miras gibi devam ettirenlerimiz oldu. Kimimiz de unuttu. Ancak onlar için daima söylenmesi gereken bir kelime var: Unutmamalı!
Şimdi nar kabuğu, zerdeçal kökü ve zencefil gövdesinin sağlığımız için faydalarından bahsedeceğiz. Tabii önce bilimsel açıdan bu üçlünün neye tekabül ettiğine bakacağız. Ancak onun da öncesinde çok önemli bir kavramla tanışmamız gerekiyor. Bu kavramın adı Fitoterapi.
Fitoterapi kavramı hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde bitki kaynaklı ilaçların kullanılması anlamına geliyor. Fitoterapi kısaca bitkiler aracılığıyla tedavi anlamına geliyor. Bazı bitkilerin tamamı, bazılarının da belli kısımları kullanılarak doğal kürler hazırlanıyor. Bu kürlerle hastalıkları tedavi etmek ve hastalık oluşumuna engel olmak amaçlanıyor. Bu kavram son yıllarda eskiye nazaran daha çok konuşulsa da insanlık tarihi boyunca bilinen en eski tedavi yöntemlerinden biri. Kullanılan bitkiler ise şifalı bitkiler. Yani insanlığın en kadim tedavi yöntemi. Bu tedavi yöntemi kapsamında sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok yaklaşım bulunuyor. Bu yüzden iyi araştırmak ve faydası ispatlanmış yöntemlere başvurmak gerekiyor. Bu içerikte ise özellikle gribal enfeksiyonlara ve ağız sağlığına çok iyi gelen bir fitoterapötik yaklaşımı ele alıyoruz.
Nar kabuğunun vücut için antibiyotik etkisi yaptığını biliyor musunuz? Yüz yıllardır bolluk ve bereketi de temsil eden bu güzel meyvenin kabuğu bir şifa deposu. Boğaz ağrısından ağız içi yaraların yok edilmesine kadar birçok faydası bulunan nar kabuğu, soğuk algınlığı ve gribe karşı etkisiyle dikkat çekiyor. Ayrıca sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkların vücutta oluşturduğu yorgunluğu da ortadan kaldırıyor.
Zerdeçal ailesinin bir üyesi olan zerdeçal kökünün çok faydalı bir bitki olduğu biliniyor. Nefes darlığı, bronşit ve soğuk algınlığı gibi can sıkan enfeksiyonlarla savaşıyor. İltihap kurutucu özelliği olan zerdeçal kökü, karaciğeri koruyor ve yenilenmesine yardımcı oluyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan olan bu bitki, kalbin güçlenmesine de destek oluyor.
Çin menşeli çiçekli bir bitki olan zencefil, kurutulmuş toz formlarda kullanıyor. Biz onu özellikle annelerimizden biliyoruz. Hastalık durumunda balla karıştırılıp hangimize kaşıkla yedirilmedi ki? Kas ağrılarını geçiren bu bitki, kan şekerinin düşürülmesinde de rol oynuyor. Soğuk algınlığı ve grip sırasında, daralan solunum yollarını genişletiyor, balgam çıkışını kolaylaştırıyor. Kalp hastalığı ile bağlantılı risk faktörlerinde de fayda sağlıyor. Kolesterolün düşürülmesi, kanseri önleyici etki, Alzheimer ve bulaşıcı hastalıkları önleme potansiyeli de olan bu bitki, ayrıca kronik hazımsızlığa da iyi geliyor.
Avrupa Patent Ofisinden formülasyon onayı alan pastil formundaki Phytorelief artık Türkiye’de İçindeki nar, zerdeçal ve zencefil özütleri ile 360 derecelik bir koruma sağlıyor.
Annelerimizin yaptığı şifa çaylarının pastil haline getirildiğini düşünün! Phytorelief, yüzde 100 doğal ve bitkisel yapısıyla kış çayı hazırlamanıza gerek kalmadan aynı etkiyi yaratıyor.
Pastili ağzınıza attığınız anda zencefilin tadını hissediyorsunuz. Ardından gelen ferahlama etkisi, size ferahlama hissi veriyor.
Phytorelief pastilin günlük yaşamda sizi çok iyi hissettirecek bir etkisi daha var. Diyelim ki yoğun bir iş gününde mesainiz bitti ve arkadaşlarınızla eğlenmeye gittiniz. Eğlenirken her şey güzel ama sonrasında günün yorgunluğu iyi dinlenemediğiniz için ertesi güne sirayet etti. İşte bu noktada Phytorelief’i devreye sokabilirsiniz. Aldığınız bir pastil, tazelenmenizi sağlayacaktır.
Avrupa Patent Ofisi’nin de onayını alan Phytorelief, bir pastilden ötesini sunuyor. Şeker, gluten ve laktoz içermeyen bu ürün İsviçre'de üretiliyor ve sadece eczanelerde satılıyor. Phytorelief’i özellikle kış aylarında soğuklara karşı önleminizi almanıza yardımcı oluyor.
