Eylül ayında İstanbul'da yaşanan deprem, oturduğumuz konutların ne kadar güvenilir olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. On binlerce insan deprem testi için şirketlere başvurdu. İnsanlar genelde eski yapılar için endişeli olsa da, yeni veya eski her ev için aynı soru gündemde: Gerçekten güvenli mi? Peki bir dairenin güvenli olup olmadığını anlamak için ne yapmak gerekiyor? Bu içerikte hayatımız için çok önemli olan bu soruya yanıt arayacağız.
Sayısız inşaat şirketinin faaliyet gösterdiği Türkiye’de güvenilir konuta giden en kritik yol, tecrübeli inşaat şirketlerinden geçiyor. Bir var olup, bir yok olan şirketler yerine, yıllardır ayakta duran markalara yönelmekte fayda var. Konut sahibi olduğunuz projeyi üstlenen firma, kaç yıldır inşaat sektöründe faaliyet gösteriyor? Geçmişte ürettikleri konutları bugün hala güven veriyor mu? Bu soruların cevabı zaten projeye dair en önemli detayı size sunacaktır.
Türkiye deprem kuşağında yer alıyor. İnsanlarında artık bu gerçeği göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Konut satın alırken dikkat edilecek bir diğer konu da konut alınan firmanın yaptığı projelerin deprem geçmişidir. 1999 depremi öncesinde yapılmış ve uzun yıllardır sorunsuz bir şekilde ayakta duran projeleri ve tecrübesiyle güven veren markalara yönelmekte fayda var.
Yapılarda ayrım yapılabilmesi için en önemli katkıyı deprem yönetmeliği sağlıyor. 1999 depreminden sonra yapılan düzenlemeler ile yeni dönem deprem yönetmeliğine göre yapılan yapıların depreme karşı can ve mal güvenliğini sağlaması için yeterli dayanıklılığa sahip olması gerekiyor. Bunun içinde yapının statik olarak projelendirmesi çok büyük önem arz ediyor.
Yönetmeliklere uygun tasarım kadar projenin üzerinde bulunduğu zemin de önemlidir. Projelendirme aşamasında zemin etütleri ile zemin durumunun belirlenmesi ve zemine uygun statik proje verilerinin oluşturulması zemin iyileştirme ve kazıklı temellerin uygulanması deprem risklerini önleyecek projelendirme konuları olarak görülmektedir.
Binaların projeye uygun bir şekilde inşa edilmesi ve daha da önemlisi kullanılan malzemelerin kaliteli ve standartlara uygun olması gerekir. Mimarlar ve mühendisler tarafından hazırlanan yapı projelerinin malzeme tercihlerinin yapı özelliklerine göre birebir olarak uygulanması ve yönetmeliğe bağlı denetimlerin gerçekleştirilmesi de depreme karşı dayanıklılık unsurudur.
İnşaatın yapım aşamasında da proje yönetimi ve yapı denetim tarafından gerekli denetlemelerin yapılmış olması da önemli bir ayrıntı olarak öne çıkıyor. Ayrıca projenin uygulanması sırasında betonarmenin dış etkilerden korunarak korozyonun engellenmesi, yapının betonarme ömrünü uzatabilmek için temel ve bodrum katlarda su yalıtımı gerçekleştirilmesi, ısı ve yangın yalıtımı yapılması deprem riski bulunan binayı korumak için gereklidir.
Bir yapının mutlak olarak temel noktasında ve dış ayrıntılarında sağlam malzemeler ile inşa edilmiş olması ve bu malzemelerin binanın kullanım yaşına paralel olarak hizmet verebilmesi ve dayanıklı olması gerekiyor. Binanın her sene yaş almasına rağmen teknik özelliklerinden ve sistem detaylarından hiçbir şey kaybetmemesi esastır. Örneğin yapı temelinde çatlaklar ve nemlenme durumlarının bulunmaması ve küflenme gibi etkiler görülmemesi gerekiyor. Bir binanın depreme karşı sürdürülebilir dayanıklılığı olması için öncelikle toprak dolgu kısımlarından nem çekmemesi ve su gibi yıkıcı etkisi bulunan etmenlere karşı korunuyor olması gerekmektedir.
Projelerini müşterilerine vadettiği gibi hayata geçiren Sinpaş, 45 yıldır kalite ve güvenin adresi... İstanbul'da Avrupa havasında bir şehir (Sinpaş Finans Şehir); Ankara'ya Ege havasını taşıyan bir çarşı, dört mevsim plajı (Sinpaş Ege Vadisi), yanında kumsalı olan bir marina (Marina Ankara); Ankara'nın kalbinde ışıl ışıl bir meydan (Sinpaş Altınoran). Hepsi ve daha fazlası Sinpaş güvencesiyle hayat buldu.
