Küresel finans piyasalarında bu ay yaşanan çalkantılı satış dalgası küresel finansman koşullarını çok az etkiledi ancak daha fazla dalgalanma riski borç kullananlar için henüz rahatlama olmadığı anlamına geliyor.
Hisse senedi ve tahvil piyasaları, Ağustos ayının başlarında ABD'nin resesyona gireceğine dair endişeler ve yen carry trade işlemlerinin sona ermesiyle tetiklenen kayıplarının bir kısmını geri aldı ancak bir ay öncesine göre zayıf seyretmeye devam ediyor.
S&P 500 endeksi, yaklaşık yüzde 10'luk ilk düşüşün ardından Temmuz ayında gördüğü zirvenin hala yüzde 5 altında bulunuyor.
Avrupa'nın en büyük şirketlerini takip eden STOXX 600 endeksi de paralel şekilde düşüş kaydetti.
Daha yüksek ve daha düşük kredi notlu şirket tahvilleri ise bu yıl devlet tahvillerine göre ödedikleri risk primindeki düşüşün büyük bir kısmını telafi etti.
Ancak finansman koşulları, merkez bankasının faiz indirimlerini hızlandırabilecek daha keskin ekonomik yavaşlama endişelerini tetikleyecek kadar sıkılaşmadı.
Legal&General Investment Management'ın makro strateji birimi başkanı Chris Jeffrey, "Şirketler ya da hane halkları için finansman koşullarını önemli ölçüde değiştirecek kadar büyük hareketler görmedik" dedi.
Goldman Sachs tarafından derlenen ve yakından takip edilen ABD finansal koşulları göstergesi, temmuz ortasından bu yana keskin bir şekilde sıkılaşmış olsa da, koşulların tarihsel olarak gevşek kaldığını gösteriyor.
Küresel hisse senetleri endeksi bu yıl yüzde 10'a yakın yükselişte ve tahvil getiri farkları 2023'e kıyasla daha düşük.
Goldman Sachs, ABD hisse senetlerindeki her yüzde 10'luk satışın önümüzdeki yıl büyümeyi yarım puandan biraz daha az düşüreceğini öngörüyor.
Dolayısıyla, ABD'de ekonomik büyümenin hâlâ yüzde 2'nin üzerinde olması nedeniyle küresel olarak yayılabilecek önemli bir ekonomik zorluk ancak hisse senedi piyasalarında çok daha büyük bir düşüş yaşanırsa ortaya çıkabilir.
FAİZ İNDİRİMLERİ
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yakında faiz indirimine başlayacağı ve diğer merkez bankalarının önceden faiz indirimine gittiği göz önüne alınırsa, son dönemde piyasalarda yaşanan çalkantılardan çıkarılacak en önemli sonuç faizlerdeki düşüş olacak.
ABD'nin 10 yıllık Hazine tahvillerinin getirisi Temmuz başından bu yana 50 baz puandan fazla düşerken, İngiltere ve Almanya devlet tahvillerinin getirileri de yatırımcıların daha büyük çaplı faiz indirimleri beklentileriyle 30 baz puanın üzerinde geriledi.
Bu düşüş borçlular için iyiye işaret. ABD'de yatırım yapılabilir şirket tahvillerinin getirileri de Temmuz başından bu yana 50 baz puan düştü.
LSEG'in IFR'sine göre, kredi notu yüksek şirketler geçen hafta analist beklentilerinin üst sınırında 45 milyar dolar değerinde ABD tahvil satışı yaptı.
Avrupa'da da bir yıl öncesine kıyasla daha fazla tahvil satışı yapılırken, ABD piyasası bu haftaya güçlü bir başlangıç yaptı.
First Eagle Investment Management portföy yöneticisi Idanna Appio, "Şu anda krediye erişim gerçekten bir sorun gibi görünmüyor," dedi.
Eski bir Fed ekonomisti olan Appio, "Gerçekten de, ABD Hazine tahvil getirilerindeki düşüş, şirketlerin tahvil ihraç etmesinin önünü açıyor" dedi.
Kredi notu düşük tahvillerin getirileri bile Temmuz başından bu yana 37 baz puan düştü, bu da geçen hafta ABD'de 7.2 milyar dolar tahvil satışı yapan şirketler için koşulların daha elverişli hale geldiği anlamına geliyor.
DÜŞÜK GELİRLER
Dalgalı hareketlerin yüksek kalmaya devam edeceği yönünde beklentiler borçlu kişiler için belirsizlik oluşturuyor.
Wall Street'in "korku göstergesi" olarak nitelendirilen VIX endeksi bu hafta 20 puanın altına düşerek bu ay kaydedilen en düşük seviyeye geriledi. Endeks yine de Ocak-Temmuz dönemi ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor.
Ağustos ayının da ilk halka arzlar açısından genellikle sakin geçmesi nedeniyle dalgalı hareketlerin hisse senedi toplama üzerinde henüz bir etkisi olmadı. Normalde, dalgalı hareketlerin artması hisse senedi toplamayı olumsuz etkiliyor.
Anlaşmacılar, piyasalar sakin kaldığı sürece iyimser olduklarını ancak önlerindeki belirsizliğin de farkında olduklarını söylediler.
UZMANLAR NE DİYOR
KPMG küresel değer yaratma başkanı Javier Rodriguez ise halka arz işlemlerinin yavaşlaması ya da durması ihtimalini göz ardı etmedi.
Rodriguez, "Nihai tablonun (nasıl) görüneceğine dair kesinlik yok ancak son 18 ayla kıyaslandığında potansiyel olarak soğumuş bir piyasa var" dedi.
BofA'ya göre, kredi piyasalarında geçen hafta yatırım yapılabilir tahvillere para akışı görülürken önemsiz tahvillerde çıkışlar görüldü, bu da daha zayıf borçluların temkinli olduğuna işaret ediyor.
LSEG verilerine göre, yüksek getirili tahvil satışları küresel olarak 2021'den bu yana yılın ilk yarısında görülen en yüksek seviyeye ulaşırken, borçluların çıkışlar konusunda endişelenmeleri pek olası değil.
Ancak çıkışlardan bazıları oldukça büyük. JPMorgan'a göre, ABD kaldıraçlı kredilerin yatırımcılarının faiz oranlarındaki düşüşten olumsuz etkilenmesiyle bu kredilerinden çıkışlar, Mart 2020'deki COVID salgın hastalığında kaydedilen zirveden bu yana görülen en büyük çıkışlar oldu.
Carry tradedeki azalmanın likidite koşulları üzerindeki etkisi de izlenmesi gereken bir unsur olmaya devam ediyor.
BCA Research'ün baş Avrupa stratejisti Mathieu Savary, "Carry trade düşüşe geçtiğinde, fonlar ekonomik faaliyeti finanse ettikleri ülkelerden ve varlıklardan kaçar. Sonuç olarak, büyümenin yaratıldığı yerlerde likidite koşulları sıkılaşır ve bu da küresel ekonomik faaliyete zarar verir"