Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nden (TÜSİAD) hükümete yönelik gelen eleştirilere, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı ve Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın tepki gösterdi. 

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, derneğin olağan genel kurulunda  yaptığı konuşmasında da Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın tutuklanması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılması,  'tekelleşme' iddialarıyla hakkında soruşturma başlatılan menajer Ayşe Barım'ın Gezi Parkı eylemlerinden tutuklanması,  HALK TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, tutuklanması ve ordudan ihraç edilen genç teğmenlere değinerek, hükümete yönelik eleştirilerde bulunmuştu. Açıklamalarından dolayı hakkında soruşturma başlatılan Aras'a iş dünyasından da tepkiler geldi.

'TOPLUMSAL HUZURU ZEDELEYECİ BİR İÇERİKTİR'

MÜSİAD'ın İstanbul'daki genel merkezinde yurt içi şube başkanları ile yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu geniş katılımlı bir istişare toplantısının ardından yapılan yazılı açıklama ile TÜSİAD'ın hükümete yönelik eleştirilerine tepki gösterildi.

Açıklamada şu değerlendirmelerde bulunuldu:

- Geçtiğimiz günlerde kamuoyuna yansıyan ve Türk iş dünyasının genelini temsil ettiği iddiasıyla yapılan açıklamalar, ne yazık ki ekonomik kalkınma ve iş dünyası odağından uzak, toplumsal huzuru zedeleyici bir içeriktedir. Bulunduğumuz dönemde, iş dünyasını temsil eden sivil toplum kuruluşlarının siyasi bildiri diliyle hareket etmesi yerine, yapıcı eleştiriler geliştirerek, ülkenin kalkınma yolculuğuna somut katkı sunması beklenmektedir. Türk iş dünyasının sorumluluğu çözüm odaklı yaklaşım ve ekonomik kalkınma olmalıdır. MÜSİAD olarak, bizler her zaman çözüm odaklı bir yaklaşımı benimsemekteyiz. Türkiye'nin ekonomik geleceği için reformların hayata geçirilmesini destekliyor, iş yapma ortamının iyileştirilmesi için çalışmalarımıza var gücümüzle katkı sunmaya devam ediyoruz.

Açıklamada, Suriye'de barışın geldiği, Rusya-Ukrayna savaşının sonuna yaklaşıldığı, Türkiye'de dezenflasyon dönemine girildiği, ekonomide en zorlu süreçlerin geride kaldığı ve ciddi yatırımların açıklanacağı böyle bir dönemde, karamsarlık yaymanın, ülke insanının moral ve motivasyonunu aşağı çekecek söylemlerde bulunmanın kimseye fayda sağlamayacağı belirtildi.

Türkiye'nin, sadece kendi ekonomik istikrarını değil, bölgesindeki ekonomik liderliğini de güçlendirdiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

- İş dünyası olarak, bölgesel ve küresel rekabet gücümüzü artırmak için yatırımlarımıza ve iş birliklerimize hız kesmeden devam edeceğiz. MÜSİAD çatısı altında sorumluluğumuza odaklanarak, içi boş tartışmaların bize hiçbir fayda sağlamayacağını biliyor ve süreklilik arz eden yatırım, üretim, istihdam politikalarına odaklanıyoruz. Reform sürecine katkı sunmaya, üretim ve teknoloji alanlarında ülkemizi daha ileriye taşımaya devam edeceğiz. Türkiye, en zor ve karamsar günlerde dahi jeopolitik ve ekonomik dönüşüm sürecini başarıyla yönetmektedir. Böyle bir dönemde, ülkemizin geleceğine dair olumlu ve yapıcı katkılar sunmaya devam edeceğiz. Ekonomik istikrarın korunması ve yatırım ortamının daha da güçlendirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

"SİYASET SİYASETÇİLERE BIRAKILMALI"

ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın ise TÜSİAD tarafından yapılan açıklamalarının iyi niyet taşımadığına dikkat çekerek "Bu yönde öz eleştirilerimizi yapmamız gerekirken, yayımladıkları kitapta ekonomideki toparlanma ve güzel gidişattan bahsederken, TÜSİAD Genel Kurulunda muhalefet partisi diliyle konuşmalar yapmak, siyasilerden rol çalmaktır. Günümüz Türkiye'si bunu kabul etmiyor. İçinden geçtiğimiz süreçte, bu ifadelerin nereye, nerelere mesaj verdiği de ortaya çıkıyor. Bu nedenle iş dünyasının bir temsilcisi olarak, bu açıklamaları kamuoyu nezdinde bir çuvala koyarak seslendirmenin iyi niyet taşımadığı kanaatindeyiz. Siyasetin, siyasilere bırakılması gerekiyor." dedi.

ADALET BAKANINA 21 TÜSİAD SORUSU

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un cevaplaması istemiyle 21 soru yöneltti. 

TÜSİAD hakkında açılan soruşturma üzerine CHP Diyarbakır Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un cevaplaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na 21 soru yöneltti. 

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında yargıyı etkilemeye teşebbüs gerekçesiyle başlatılan soruşturmaya ilişkin Tanrıkulu "Yargı makamları bu tür açıklamalardan etkilenmemelidir. Ayrıca Yargıyı etkileme suçu, etkileyebilecek güce sahip olanların etkilemesini barındırmaktadır." dedi.

İŞTE O SORULAR

Sezgin Tanrıkulu'nun, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yönelttiği sorular şöyle;

1.    TÜSİAD YİK Başkanı Ömer ARAS’ın yukarıda gösterilen tam konuşma metnindeki hangi ifade veya ifadeler suç unsuru taşımaktadır ? 

2.    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı konuşmadaki hangi ifade/ifadeleri Başlangıç Şüphesi olarak değerlendirmiştir ?

3.    Kamu barışını bozmaya elverişli nitelikteki sözler” ile ifade edilen bahse konu dünkü açıklamada hangi barış bozulmaktadır? Kamu barışının tanımı nedir? Savcılık böyle bir tanım yapmış mıdır?

4.    Hangi durumlarda kamu barışı bozulmaktadır ya da bozulmamaktadır? Buna dair bir tanımlama var mıdır?

5.    Bundan sonraki adımlar sırasıyla  Makul Şüphe ve Kuvvetli Şüphe gerekçeleri ile bir gözaltına alma ve tutuklama süreçlerine mi evrilecektir ? 

6.    Türkiye'nin en önemli iş dünyası örgütlerinden biri olan TÜSİAD YİK Başkanı Ömer ARAS hakkında 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' ve 'gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma' suçlarından İstanbul Başsavcılığınca 14 Şubat 2025 tarihinde başlatılan savcılık soruşturmasının, Türk iş dünyasında güven ortamını nasıl etkileyeceği düşünülmektedir?

7.    Soruşturmanın, özellikle yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güvenini nasıl etkileyeceği ve bu durumun doğrudan yabancı sermaye girişlerine olan etkisi nedir ?

8.    Türkiye'nin kredi notu ve uluslararası finans kuruluşları nezdindeki itibarı bu süreçten nasıl etkilenecektir?

9.    Soruşturmanın, Türk lirasının döviz kurları üzerinde oluşturabileceği kısa ve uzun vadeli etkiler nelerdir ?

10.    İş dünyasında belirsizlik ortamının artması durumunda, yerli yatırımcıların yatırım kararları olumsuz yönde nasıl şekillenecektir ?

11.    Soruşturmanın, Türkiye'nin ekonomik büyüme hedefleri ve makroekonomik istikrarı üzerindeki olası olumsuz etkilerinin maliyetinin sorumluluğunu kim/kimler üstlenecektir ?

12.    TÜSİAD'ın uluslararası kuruluşlar ve yabancı iş dünyası ile olan ilişkileri bu soruşturmadan nasıl etkilenebilir?

13.    Soruşturmanın, Avrupa Birliği, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdinde Türkiye'nin demokratik ve hukuk devleti imajına etkileri neler olabilir?

14.    Türkiye'nin uluslararası ticaret anlaşmaları ve yatırım ortaklıkları bu süreçten nasıl etkilenebilir?

15.    Soruşturmanın, Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerindeki konumunu nasıl etkileyeceği düşünülmektedir?

16.    Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan güveninin sarsılması durumunda, uluslararası finansal kuruluşların Türkiye'ye bakışı olumsuz yönde etkilenebilir mi?

17.    Soruşturmanın, Türkiye'nin uluslararası arenada ekonomik ve siyasi partnerleriyle olan ilişkileri üzerindeki uzun vadeli etkileri yabancı yatırımcıların Türkiye de yatırım planlarını olumsuz etkileyebilir mi ?

18.    Soruşturmanın hukuki süreçlerinin uluslararası standartlara uygun şekilde yürütülmesine duyulan şüpheler  Türkiye'nin hukuk devleti algısını nasıl etkileyecektir?

19.    Soruşturmanın şeffaflığı ve adil yargılanma ilkelerine uygunluğuna duyulan şüpheler, yabancı yatırımcılar ve uluslararası kuruluşlar tarafından nasıl değerlendirilecektir?

20.    Soruşturmanın siyasi veya ekonomik bir baskı aracı olarak algılanma riski var mıdır? Bu durumun Türkiye'nin uluslararası arenadaki itibarına etkileri hangi sonuçları beraberinde getirebilir ?

21.    Soruşturmanın, Türkiye'deki hukuk sisteminin bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin uluslararası algıyı nasıl etkileyeceği düşünülmektedir?