Topraklarımız, inanç ve ifade özgürlüğü için mezhepsel katliamlardan, başörtüsüne çok ağır bedeller ödedi. Atatürk öncülüğünde kazanılan özgürlüklerin kaybedilmemesi için kilit nokta, eğitimdir. Tarihi hataların tekerrür etmemesi için TBMM tutanaklarından, 3 Mart 1924’te 101 yıl önce çıkarılan Devrim Yasalarını inceledim. Türkiye Cumhuriyeti, henüz 6 ay önce kurulmuştu. 1 Mart 1924’te meclis kürsüsünde Atatürk, “Cumhuriyetin, bugün de, ileride de kesinlikle her türlü saldırıdan korunması için din ve ordu siyasetten ayrılmalıdır” dedi. 101. yıl dönümü olan 3 Mart 1924 Cumhuriyet Devrim Yasaları, bu yıl gibi yine bir pazartesi günü mecliste görüşüldü.
SARAYLAR HALKINDIR
TBMM, 2. yasama yılı 2. birleşimi toplandı. Mısır Cami-ül Ezher Medresesi mezunu Şanlıurfa Milletvekili Şeyh Saffet Efendi, İslam Hukuku Müderrisi Seyit Bey ve 53 vekil, Muaviye’yle babadan-oğula geçen saltanata dönen hilafetin ‘ilga’ yani hukuki varlığının yitirdiğini savundu. Kürsüye çıkan Şeyh Saffet, “Hilafet meselesi, din olmaktan ziyade bir dünya meselesidir. Kuran’da İslam hilafeti hakkında hiçbir ayet-i kerime yok” dedi. 1922’de saltanatın kaldırılmasının 1 yıl sonrasıydı. Osmanlı hanedan mensupları, gelin damatlar dahil herkesin sınır dışı edilip, saraylar, ihtişam sembolü mücevherler, köşkler, kasırlar Türk Milleti adına hazineye devredildi. Hukuk devletinin sacayağı üç yasa, mecliste oy birliğiyle kabul edildi. Meclis görüşmeleri, 64 sayfada tutanak altına alındı.
ATATÜRKÇÜLÜK OYUNU
429 nolu yasayla Din İşleri, Vakıflar Bakanlığı kapatılıp Genelkurmay ve Diyanet kuruldu. 431 nolu yasayla Hilafet kaldırılıp din-devlet işleri ayrıldı. 430 nolu yasayla Tevhit-i Tedrisat Kanunu çıkarılıp eğitim öğretim birleştirilip, 479 medrese kapatıldı. Atatürk’ün emriyle yerlerine 29 imam hatip ve ilk ilahiyat fakültesi açıldı. MEB’in eğitimdeki ‘Asli’ sorumluluğu AKP’nin 23 yıllık iktidarında tarikatlar, cemaatler, dinci vakıflar ve Diyanet arasında pay edildi. Tevhit-i Tedrisat’la ilgili MEB bakın ne diyor? “Osmanlı’nın diğer kurumları gibi eğitim kurumları da büyük çöküntü içindeydi. Devletin yıkılışını önlemek için yapılan yenilikler çerçevesinde, eğitim yeniden düzenlendi. Atatürk, milli kültürü savundu. Tevhid-i Tedrisat’la Türkiye Cumhuriyeti sınırlarındaki tüm okullar MEB’e bağlanıp, eğitim tek çatıda toplanıp, millileşti. ‘Milli’ eğitimin, Türkiye’de kurucusu Atatürk’tür.”
İLLEGAL TALİMATLAR
Atatürkçü, laik eğitimi resmi sitesinde görüntüde savunan (!) MEB ne yazık ki, eğitim öğretimde birliği sağlayan, inanç özgürlüğünün sigortası devrim yasalarını ihlal ediyor. Yarın, ramazanın oruçlu ilk günü. Ramazan ayının 3. günü aynı zamanda 3 Mart 1924, yani 101 yıl önce olduğu gibi yine bir pazartesi gününe denk geldi. Oruç başladıktan sonra okulların açık olduğu ilk gün olan 3 Mart pazartesi için MEB el altından yine bir talimat yayınlandı. Devlet ciddiyetine aykırı whatsapp talimatıyla eğitim mevzuatında olmamasına rağmen okullarda ‘Ramazan Etkinlikleri’ yapılması emredildi. İstanbul-Kadıköy İlçe MEM’lüğü okullara whatsapptan 23 maddelik yazılı emir gönderdi.
ORUÇ TAKDİRNAMESİ
Anayasa’nın 2. maddesi ve laik eğitime aykırı ramazan talimatnamesinde; “Sınıf kapıları ve sınıf panolarına, ramazan panosu yapılacak. Okul girişleri ve koridorlar hilaller ile süslenip ramazan sokakları oluşturulacak. Okullar adına imsakiye bastırılacak. Okullarda, ramazan videoları ve dini müzikler yayınlanacak. Her gün bir ayet, bir hadis ve sahabe tanıtılacak. Ramazan şiir, kompozisyon yarışmaları yapılacak. Ramazan sohbetleri düzenlenecek. Öğrenci-veli iftarları yapılıp, hatim indirilecek. Teravih için camilere yönlendirilip, cami ve kutsal emanetler gezilecek. İlkokul ve ortaokullarda tekne orucu tutulacak. Okullar, ramazan günlüğü tutacak. Zorlanmadan oruç tavsiye edilip, bir çizelge tutulup, başarı belgesi verilecek” diye sıralanıyor. Takdir-teşekkür belgesi gibi öğrencilere, ‘Oruç Tuttu Başarı Belgesi’ verilecek. Oruçlu-oruçsuz öğrenci çetelesi tutmak, 101 yıl önce olduğu gibi eğitimi yine bölerek, çökertir!