Otoyolların her kilometresine sokak lambası eklemek her şeyden önce büyük bir ekonomik yük oluşturur. Elektrik tüketimi, bakım ve onarım masrafları düşünüldüğünde bu maliyet devasa boyutlara ulaşabilir. Ancak otoyollarda aydınlatma eksiğinin tek nedeni maliyet değil. Güvenlik, sürücü dikkati ve çevresel faktörler de bu kararın temel unsurları arasında yer alır.

SOKAK LAMBASINA NEDEN GEREK DUYULMAZ?

Otoyollar şehir içi yollardan farklı olarka kontrollü trafik akışına sahip ve yayalar ile motorsuz araçlara kapalı bir sistemdir. Şehir içinde yayaların ve bisikletlilerin güvenliğini sağlamak için sokak lambaları gereklidir ancak otoyollarda böyle bir ihtiyaç bulunmaz. Ayrıca otoyollarda hayvanların veya yabancı unsurların yola çıkmasını önleyen koruyucu bariyerler ve kontrollü giriş-çıkış noktaları bulunur.

Araç farları ve yansıtıcı yol işaretleri, otoyollarda güvenliği sağlamak için yeterli görülür. Yol çizgileri ve trafik levhaları özel yansıtıcı malzemelerle kaplanmıştır ve araç farklarının ışığını geri yansıtarak sürücünün yolunu rahatça görmesine yardımcı olur.

SOKAK LAMBALARI GÜVENLİK RİSKİ YARATIR MI?

Aydınlatmanın sürekli olmaması bazı bölgelerde ışık varken diğerlerinde karanlık olması sürücülerde baş dönmesine ve dikkat dağınıklığına sebep olabilir. Özellikle uzun mesafelerde bu durum oto-hipnoz olarak bilinen bir etkiye yol açarak sürücülerin farkındalığını azaltabilir.

Sokak lambalarının yokluğu, sürücünün dikkatini tamamen yola odaklamasını sağlar. Ayrıca otoyollar, orta bariyerler sayesindfe karşı yönden gelen araç farlarının göz alıcı etkisini de minimize edecek şekilde tasarlanmıştır.

Sonuç olarak otoyollarda sokak lambalarının olmaması bir ihmal değil; güvenlik, sürücü dikkati, maliyet ve çevresel faktörlerin birleştiği bir mühendislik kararıdır. Araç farlarının doğru hizalanması, yansıtıcı yol işaretlerinin düzenli bakımı ve gelişmiş sürüş destek sistemleri, gece yolculuklarının güvenli olmasını sağlamak için yeterli görülmektedir.