Sabahları düzenli olarak diş ipinin kullanılması felç riskini önemli bir oranda azaltıyor. Yapılan bir araştırmada, ağız bakımının felç ile bağlantısı çıktı.  Bilimsel çalışmalar sonucunda diş eti hastalıklarıyla ilişkilendirilen zararlı bakterilerin, felç riskinin yanı sıra diyabet ve yüksek tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarını da artırabileceğini gösterdi.

ABD'li araştırmacılar, 25 yıl boyunca diş ipi kullanma alışkanlığını sürdüren bireylerin, en yaygın felç türü olan iskemik inme riskinin %20 daha düşük olduğunu tespit etti. Çalışmaya katılan 6.000’den fazla Amerikalının verileri incelendiğinde, diş ipi kullanımının kan damarlarının patlaması sonucu ortaya çıkan kardiyoembolik felç riskini de %44 oranında azalttığı ortaya çıktı.

UZMANLAR AĞIZ SAĞLIĞINA DİKKAT ÇEKİYOR

Uzmanlar, elde edilen bulguların ağız hijyeninin genel sağlık üzerindeki kritik rolünü bir kez daha kanıtladığını belirtti. Sağlıklı bir yaşam için günde iki kez diş fırçalamanın, düzenli olarak diş ipi kullanmanın ve periyodik olarak diş hekimine gitmenin önemine dikkat çekildi. Ancak istatistikler, İngiltere’de her on kişiden yalnızca üçünün diş ipi kullanmayı alışkanlık haline getirdiğini gösteriyor.

Güney Carolina Üniversitesi’nden nöroloji uzmanı Dr. Souvik Sen, diş ipi kullanımının felci tamamen önleyebileceğini söylemenin mümkün olmadığını ancak sağlıklı bir yaşam tarzına eklenmesi gereken önemli bir alışkanlık olduğunu vurguladı. "Diş ipi, iltihaplanmaya bağlı ağız enfeksiyonlarını ve diş eti hastalıklarını azaltır. Araştırmalar, diş eti hastalığına bağlı bakterilerin diyabet, yüksek tansiyon ve felç gibi hastalıklarla doğrudan ilişkili olabileceğini gösteriyor" dedi

Felç belirtilerini hatırlamak için kullanılan FAST (Face, Arm, Speech, Time) kısaltması, yüzün bir tarafında kayma, kolları kaldırmada zorlanma ve konuşmada pelteklik gibi belirtilerin hızlıca fark edilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Bu semptomlar ortaya çıktığında, zaman kaybetmeden tıbbi müdahale almak hayati önem taşıyor çünkü erken müdahale, daha büyük ve ölümcül bir felç riskini önemli ölçüde azaltabiliyor.

AĞIZ VE FELÇ ARASINDA BAĞLANTI VAR

Rhode Island’daki Brown Üniversitesi’nde nöroloji bölümü başkanı Dr. Karen Furie, elde edilen verilerin "İyi diş sağlığının önemini bir kez daha ortaya koyduğunu" belirtti. Furie, "Bu çalışma önemli bir mesaj veriyor. Ancak ne yazık ki birçok insan ağız sağlığını ihmal ediyor. Umarım bu tür araştırmalar, ağız hijyeninin genel sağlık açısından kritik bir unsur olduğunu vurgular" diye ekledi.

Araştırma kapsamında 6.278 gönüllüye diş sağlığı ve alışkanlıkları hakkında sorular yöneltildi. 25 yıl süren takip sürecinde, katılımcıların %65’inin düzenli olarak diş ipi kullandığı belirlendi. Aynı dönemde, 434 kişinin felç geçirdiği tespit edildi. Bunların 147’si trombotik, 97’si kardiyoembolik ve 95’i farklı türde felç vakalarıydı.

Los Angeles’ta düzenlenen Amerikan İnme Derneği konferansında paylaşılan bulgular, diş ipi kullanan bireylerin iskemik ve kardiyoembolik felç riskinin yanı sıra atriyal fibrilasyon gelişme olasılığının da %12 daha düşük olduğunu gösterdi. Atriyal fibrilasyon, kalp ritminde düzensizliklere neden olabilen ve felç riskini artıran yaygın bir durum olarak biliniyor.

Araştırmacılar, diş ipi kullanımının felç riskini düşürmedeki etkisinin, diş fırçalama gibi diğer ağız bakım alışkanlıklarından bağımsız bir faktör olduğunu belirtti.

DİŞ ÇÜRÜKLERİNDE FELÇ RİSKİ BULUNUYOR

Konferansta sunulan başka bir çalışma ise diş çürüğüne neden olan yaygın bir bakteri türünün felç riskini artırabileceğini ortaya koydu. Japonya’nın Osaka kentindeki Ulusal Serebral ve Kardiyovasküler Merkezi’nde görevli bilim insanları, 189 felçli hasta ile 55 sağlıklı bireyin bağırsak mikrobiyotasını inceledi. Araştırmada, son zamanlarda felç geçiren hastaların bağırsaklarında Streptococcus anginosus adlı bakteriye sıkça rastlandığı görüldü.

İki yıl süren takip sürecinde, bu bakteriyi yüksek oranda taşıyan bireylerin ölüm ya da ciddi bir kardiyovasküler olay yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğu tespit edildi. Çalışmanın baş araştırmacılarından Dr. Shuichi Tonomura, gelecekte zararlı ağız ve bağırsak bakterilerini hızlıca tespit edebilecek testler geliştirilirse, bu bilgilerin felç riskini belirlemek için kullanılabileceğini belirtti.

Dr. Tonomura, "Bu zararlı ağız bakterilerini hedef alarak felç riskini azaltmak mümkün olabilir. Bulgularımız, ağız sağlığı ile felç arasındaki bağlantıyı daha iyi anlamamızı sağlarken, yeni önleyici stratejiler geliştirmemize de yardımcı olabilir" dedi.

FELÇ YAYGIN BİR HASTALIK 

Ortalama olarak, her beş dakikada bir kişi felç geçiriyor ve yılda 38.000 kişi hayatını kaybediyor. Felç, Birleşik Krallık’ta ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer alırken, aynı zamanda engelliliğe yol açan en yaygın sağlık sorunlarından biri olarak kabul ediliyor.

ABD’de ise her yıl yaklaşık 800.000 kişi felç geçiriyor ve 137.000 kişi bu sebeple hayatını kaybediyor. Felç, beyne giden kan akışının kesilmesi sonucu beyin hücrelerinin ölmesiyle meydana gelir. Hasar, bireyin fiziksel ve bilişsel yetilerini kalıcı olarak etkileyebilir.

Felçlerin büyük bir kısmı, beyne kan sağlayan damarların yağ birikintileri veya kan pıhtıları nedeniyle tıkanması sonucu ortaya çıkan iskemik inme türündedir. Bu tıkanmalar genellikle, damar duvarlarında kolesterol, kalsiyum ve diğer maddelerin birikmesiyle meydana gelen ateroskleroz sürecinin bir sonucu olarak görülür.

Bir diğer felç türü ise, beyin içindeki bir damarın patlamasıyla oluşan hemorajik inmedir. Bu durum, kanın beyin dokusuna sızmasına ve ciddi hasara yol açmasına neden olur.

Son NHS verileri üzerinde yapılan analizler, 39 yaş altındaki erkeklerde felç oranlarının son 20 yılda %25 arttığını ortaya koydu. Aynı yaş grubundaki kadınlarda ise bu artış sadece %1 seviyesinde kaldı.

Sağlık uzmanları, genç bireylerde görülen bu artışın obezite, stres, kötü beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı gibi faktörlerle ilişkili olabileceğini belirtiyor. Ancak, pıhtı eritici ilaçlar ve gelişmiş tedavi yöntemleri sayesinde hayatta kalma oranlarının arttığı da vurgulanıyor.