Sporun zirvesi, dünyanın en prestijli organizasyonu olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için Türkiye ve İstanbul’un çıktığı yolculuk 1990’larda, merhum Sinan Erdem’in yaktığı ateşle başladı. Ancak 2000, 2004, 2008, 2012 ve 2020 için harcadığımız çabalar, farklı nedenlerle boşa gitti. Sıra 2036 adaylığına geldi. Bunun için de bayrağı eline alan isim Ekrem İmamoğlu oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı siyasetten biraz olsun uzaklaştırdık, Hisarüstü’ndeki evinde spor ve olimpiyat konuştuk...
  • Sizce neden alamadık ev sahipliğini bugüne kadar? Nerelerde hata yaptık?
- Sydney 2000, Pekin 2008 ve Londra 2012; olimpik projelerini 15-20 yıllık toplumsal dönüşüm projeleri olarak sundular ve kentimizi geride bıraktılar. Atina 2004’te tarih ve kültür öne çıkarıldı. Ama iyi bir organizasyon düzenleyemediler. En yaklaştığımız oyunlar, devlet desteğini alamayan Madrid ve tsunami sonucunda nükleer felaket yaşayan Tokyo’ya karşı yarıştığımız 2020 adaylığı oldu. Bu adaylıkta da ciddi hatalar yapıldı. Yeni adaylık sisteminde yarıştan çok, dönüşüm ve gelişim hedeflendiği için şansımızın arttığını düşünüyorum. 2013’teki en son adaylığımızdan bu yana İstanbul’un altyapısına yönelik yatırımlarda önemli gelişmeler yaşandı.
Röportaj: Devrim Demirel \ Fotoğraflar: Hüseyin Çağlar

KONAKLAMA SORUNSUZ

  • Ne gibi örneğin?
- İstanbul konaklama sektörüyle zaten hazır. Bitmek üzere olan spor tesisleriyle, halen inşa ettiğimiz 10 metro hattı, yakında başlamayı hedeflediğimiz Hızray ve Beylikdüzü metro hatları ile, bakanlığımızın inşa etmekte olduğu 4 metro hattıyla birlikte 650 km’lik metro hattıyla, en geç 2029’da tüm altyapısıyla İstanbul’u olimpiyata hazır hale getiriyoruz.
  • Bugüne kadar olimpiyatlara ev sahipliği yapan ülkelerin hemen hepsi spor (ve olimpiyat) kültürüne sahip. Ya biz?
- Temmuzdaki olimpik irade beyanı lansmanımızda, ülkemizin olimpiyat konusundaki öncü ismi Sinan Erdem’in bir sözünü tekrarlamıştık: Olimpiyatlar taşla, tuğlayla değil, insanla yapılır. İyi tesislere, her yönden uygun bir kente sahip olsanız da olimpiyatların başarısı insanda bitiyor. Olimpiyatları en az 20-30 senelik bir spor kültür hareketi olarak ele almamız lazım. Planlarımızı buna göre oluşturduk. Adaylıktaki hedefimiz olimpiyatları bir araç olarak kullanarak İstanbul’u bir spor kenti olarak konumlamak.

SÜREÇ ARTIK FARKLI

  • Spor kültürün gelişmesi için neler yapılmalı?
- IOC’nin (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) son olimpiyatlarda uyguladığı seçim sistemi bizim motive olmamızı kolaylaştırdı. Adaylık süreçlerini yarış olmaktan çıkardılar. Eğitim ve dönüşüm süreci olarak ele aldılar. Adaylık niyetindeki kentler, IOC ile uzun ve öğretici bir yolculuğa çıkıyor. Future Hosts Commission (Gelecek Ev Sahipleri Komisyonu) ile görüşme ve öğrenme sürecine giriyorsunuz. Aday kentlere “Olimpik kentler yaratmak için uzun bir yolculuğa çıkalım” diyor. Yani bizim olimpiyatı araç olarak görme vizyonumuzu benimsiyor.
İmamoğlu fırsat buldukça her branşı takip etmeye çalıştığını söyledi.
  • Türkiye’nin olimpik sporcu yetiştirmede sıkıntısı var...
- Sporcu göndermek ve madalya kazanmaktan çok daha önce gelen bir konu var. İstanbul özelinde konuşursak, 16 milyon insana spor yaptıramıyorsak, katılım ve madalya sayıları çok bir şey ifade etmiyor. Olabildiğince çok sayıda insana spor yaptırmalıyız. Yetenekli çocukları bulup çıkarırken, spor yapan aileler, semtler, mahalleler, ilçeler yaratmalıyız.

BACH İLE VİZYON AYNI

  • 13 Temmuz 2021’de ‘İstanbul Spor Stratejisi ve Gelecek Planı’nı açıkladınız.
- Çalışmalarımızı 2 yıldır sürdürüyoruz. İlk aşamada uzmanları bir araya getirip toplantılar yaptık, çalıştay gerçekleştirdik. Sahaya inerek spor dünyasının bileşenlerini ve halkımızı dinledik. Yüzbinlerce insandan aldığımız geri dönüşler planları geliştirmemize katkı sağladı. Önümüzde uzun bir süreç var.
  • Lozan’da IOC Başkanı Thomas Bach ile yaptığınız 1.5 saatlik görüşmede neler konuştunuz?
- Aynı vizyona sahip olduğumuzu büyük bir mutlulukla deneyimledik. Kurumların açık diyalog sürecine gireceği bir süreç içine girdik. İstanbul’un olimpiyat yolculuğu adına birlikte neler yapabileceğimizi görüştük. Çok samimi, yol gösterici bir çalışma oldu. Lozan’ın bizim için ayrı bir önemi var. Milli mücadelemizin kazanımlarını bir anlaşmayla imza altına aldığımız, dünyaya barış mesajı verdiğimiz bir şehir. Ziyarette çok farklı duygular yaşadığımızı söyleyebilirim.

BU YAPI ATATÜRK’ÜN ESERİ

  • Bach ile görüşmenizin ardından “Belki de tarihin en önemli olimpiyatını İstanbul’da yapacağız” dediniz. Neden?
- Olimpiyat, dünyada barış mesajını çok güçlü bir şekilde taşıyan, her türlü ayrımcılığa karşı duran, 200’ün üstünde ülkeyi bir araya getiren bir organizasyon. Bu barış misyonunu, doğu ve batının her anlamda birleştiği bir kentten daha iyi kim taşıyabilir? Kadın-erkek eşitliği konusunda adımlarını yaklaşık 100 yıl önce atmış, modernleşme konusunda devrimlerini yapmış bir ülkenin vatandaşlarıyız. Atatürk’ün hayal ettiği ve kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, tüm dünyaya model olabilecek bir yapı. Bizim sayemizde dünyaya verilebilecek çok mesaj var.
  • Adaylık yarışı ve muhtemel ev sahipliği için 14 yıl var önümüzde. Nasıl bir süreç olacak?
- Los Angeles 2028 ve Brisbane 2032’nin ev sahiplikleri 11’er yıl önce belli oldu. Eskisi gibi kentlerin yarıştırılıp, büyük iletişim harcamalarının yapıldığı, dev kampanyalara milyonlarca dolar akıtılan süreçler geride kaldı. Sistem bir yarış değil, bir süreç olarak ele alındığı için bizim de uyum sağlamamız daha rahat olacaktır diye düşünüyorum.

DEVLET DESTEĞİNDEN ŞÜPHEMİZ YOK

“Olimpiyat sadece devlet kurumlarının değil, tüm halkımızın talep etmesiyle ve desteğiyle düzenlenebilecek bir organizasyon. Temmuz ayında irade beyanında bulunduğumuz andan itibaren aykırı bir ses duymadık ve hep destek gördük. Devletimizin, tüm kurumlarıyla adaylık sürecine destek olacağından hiç şüphemiz yok. Bu politik bir konu değil, toplumumuzun gelişimini ilgilendiren çok büyük bir olgu. Etkin bir takım oyunuyla başarıya ulaşmamız zor değil. Hep beraber yaratacağımız büyük sinerjiye en büyük katkıyı sunacaklardır.”

MÜSLÜMAN ÜLKELER DAHA ETKİN OLMALI

  • Hiçbir Müslüman ülke olimpiyat düzenlemedi. Neden?
- Bu konuda sadece Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni (IOC) eleştirmek bizim gelişimimizi engeller. Müslüman ülkelerin sporda daha fazla etkin olmaları, daha fazla sporcu ve şampiyonlar yetiştirmeleri gerekiyor. Müslüman ülkelerin başarısı arttıkça, uluslararası federasyonlarda ve IOC’de daha fazla Müslüman yöneticilerin görev yapması, 1896’dan beri süregelen bu garip durumu engelleyecekti.
Ekrem İmamoğlu, Devrim Demirel ve Galip Öztürk’ün sorularını yanıtladı.

KÖPRÜYE TRABZONSPOR BAYRAĞI

Bir Trabzonlu olan İmamoğlu’na Trabzonspor’u ve köprüye bayrağı da sorduk. İşte yanıtı: “Doğduğum ve büyüdüğüm kent olmasının yanı sıra spor konusunda birçok ilke imza atan bir şehrin takımı. Doğal olarak gönülden bağlı olduğum ve bir süre görev de yaptığım kulübüm. Bayrak konusunda yetki Karayolları Genel Müdürlüğümüze ait. Şahsi görüşüm, dünyaya da örnek olacak güzel bir uygulama olduğu yönünde. İstanbul takımlarının dışında Bursaspor’un da bayrağı asılmıştı diye hatırlıyorum. Trabzonspor’un da olabilir.”
  • Basketbolu sevdiğinizi biliyoruz. Kurucu yöneticilik de yaptınız. Başka branşları izleme niyetiniz de var mı?
Bir program dahilinde her spora vakit ayırmaya çalışıyorum. Arkadaşlarımla beraber gelecek müsabakalar için de hazırlıklarımızı yapıyoruz ve ziyaretlerimizi sıklaştırmayı planlıyoruz.
  • Son olarak, İstanbul halkına mesajınız var mı?
En net ve dolaysız çağrım: Hangi koşulda yaşıyor olurlarsa olsunlar, mutlaka spor yapsınlar. Sadece izleyerek değil, spor yaparak ve çevrelerindekilerin de yapmasını teşvik ederek, hayatlarına spor katsınlar. Olimpiyat hedefimiz, onların daha çok hareket etmesini, ruhen ve bedenen daha sağlıklı olmalarını, spor yoluyla daha çok sosyalleşmelerini sağlamak için bir araç. 16 milyonun hep birlikte spor yapması için hep birlikte çalışmamız, sağlıklı bir geleceği kurmamız anlamına geliyor.