Tarihi Yarımada, geçen hafta İstanbul Yarı Maratonu’na ev sahipliği yaptı. Kenyalı atlet Ruth Chepngetich’in, 1.04.01’lik derecesiyle dünya rekoru kırdığı organizasyon büyük ses getirdi. Spor İstanbul Genel Müdürü İ. Renay Onur ile hem yarı maratonu hem de projeleri konuştuk.
  • Dünyaya çok güzel bir yarı maraton izlettiniz. İstediğiniz gibi geçti mi?
  • Yarış öncesinde ekibime ‘Bu iş Almanya’da nasıl yapılıyorsa, etkinlik sahamız da öyle olsun’ dedim. Almanya örneğini kullanma nedeni Almanların disiplinleri ile ünlü olması. Sadece hijyen açısından yakaladığımız disiplinle ve standartla değil rekorların kırıldığı Berlin Maratonu’na da benzedi yarışımız. Bir hayalimiz vardı ve oldu. Çok ciddi emek verildi ve böyle sonucu almak harika. Dünyanın birçok riski alamadığı, çoğu etkinliği ertelediği bir dönemde örnek bir iş oldu. Son 20 yıl rekorları ve parkurlar belli. Neredeyse 30 saniye rekorla gelen parkur müthiş bir iş.
  • Rekortmenlerin yarışı olacak demiştiniz ve rekor geldi. Bunu bekliyor muydunuz?
  • Bekliyorduk ve istiyorduk. Sabah rüzgarlı bir hava vardı. Rüzgar 10.00’da kesildi. 11.30’da yeniden başladı. O aralık elitlerin çıktığı, yarıştığı ve bitirdiği saatti. Biz sonra 14.00’e kadar oradaydık ve soğuktan ve rüzgardan dayak yemişe döndük. O rüzgar durmasaydı rekor gelmezdi.
  • Şampiyon atletler organizasyon için neler söyledi?
  • Gözlerim doldu rekor anında. Organizasyonun dünya çapında duyulması ve rekor kırılması her organizatörün hayalidir. Hepsi alınan önlemlerden ve ekipten memnun kaldılar. Rekor sonrası İstanbul’u daha çok sevdiklerini söylediler. Rekortmen de çok mutluydu en iyi derecelerini İstanbul’da yaptı.
  • Pandemi olmasa daha farklı bir yarış izler miydik?
  • Pandemi olmasa orayı karnaval alanına çevirirdik. En az 20 bin insan koşardı. Çadırlar, müzikler, yemesiiçmesi derken unutulmaz bir deneyim haline gelirdi. Bir de üzerine rekor gelince orası şenlik alanına dönerdi.
  • 7 Kasım’da İstanbul Maratonu koşulacak. Dünya nasıl bir maraton izleyecek?
  • Yarış bittiğinde, ekip bir sonraki yarışı düşünmeye başlamıştı. İstanbul’un hem şehir duruşu hem parkur olarak gitmesi gereken yer Tokyo, New York, Londra, Berlin maratonları... Orada fotoğraf çok net. 10 - 15 bini turist olmak üzere 50 bine yakın katılımcı. Önce İstanbul’u aktif hale getirmemiz gerekiyor. Londra’da bir ofise gidin en az üç beşi bir maraton koşmuştur. Ben çok maraton koştum. İstanbullulara ölene kadar bir kere maraton koşacağım dedirtmemiz gerekir. Maraton dışında İstanbul’un tadını trafiksiz çıkaramayız.
  • Daha yapacak çok işiniz var mı?
  • İstanbul'un yüzde 50’si aşırı kilolu ve obez. Burada Avrupa birincisiyiz. İstanbul’da 18 yaş üstü bireylerin en az bir kronik rahatsızlığı var. Türkiye 33 yaş ortalamasına gelmiş. 10 sene sonra bu 43 olacak. Türkiye’de 8.3 milyon kişi psikolojik tedavi görüyormuş. Aktif bireylerin bütün bu konularda daha sağlıklı olma şansı var. Biz kendimizi önleyici sağlık şirketi olarak da görüyoruz. Daha sağlıklı bireylerin oluştuğu bir şehre kavuşmak için çabalıyoruz.
  • Olimpiyatların İstanbul’a gelmesi için fikirleriniz neler?
  • Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu önderliğinde böyle bir heyecanımız var. Buradaki ana amaç olimpiyatın alınması değil. Ana amaç İstanbul’u ve İstanbulluları daha aktif, spor seven ve spor yapan bir şehir haline getirmek. Bunları yaptığımızda biliyoruz ki uluslararası olimpiyat komitesi gelecek ve ‘Olimpiyatlar İstanbul’un’ diyecek.
  • Tuncel Kurtiz ile akrabalığınız var anlatır mısınız?
  • Dayım. Esasında 4 öz yeğenden biri benim. Türkiye’nin dayısı olan birisinin yeğeni olmak elbette zor ama bir o kadar da gurur verici. Benim için ayrı bir önemi ise dedem ve dayımın hayattaki rol modellerim olmalarıdır. Yıllar sonra birbirimizi daha fazla görebildiğimiz bir dönemde kaybetmek çok üzücü oldu.
  • Pandemide insanları alanlara toplayamasanız da evlerine online olarak giriyorsunuz. Bununla ilgili geri dönüşümler nasıl oldu?
  • 5 bin kişinin üstünde katılımcının olduğu bir anket yaptık. Ankete katılanların yüzde 51’i evde, yüzde 56’sı açık alanda spor yaptıklarını söylemiş. Park ve bahçelerdeki etkinliğimizi 70 noktanın üzerinde çıkardık pandemide. Yaz sonunda 200 noktada eğitmenlerimiz spor yaptıracak. Evde spor yapıyoruz diyenlere ise 17 Mart 2020’den beri online olarak hizmet veriyoruz ve bu işe Türkiye’de ilk başlayan kurum olduk. Çocuk, 65 yaş üstü ve engellilere yönelik özel online programlarımız de mevcut.
  • ‘Adım Adım’ın da kurucususunuz. Bize biraz bahseder misiniz?
  • Adım Adım, Türkiye’nin en büyük spor ve gönüllülük platformu. Şu an bu koltukta oturuyor ve aktif İstanbul’u şekillendirmeye çalışıyorsam tamamen ‘Adım Adım’ tecrübesi sayesinde oldu. ‘Adım Adım’, Türkiye’de bağın ve koşunun anlamını değiştirdi. Bu sebeple Dünyanın ilk ve en büyük sosyal girişimci platformu “Ashoka” dünyada 3500 kişinin kabul edildiği bir birliğe kabul etti.
  • Renay Onur kimdir?
  • Yaptığı işi seven, çok şanslı olduğunu düşünen biriyim. Kamuda çalışmamıştım. Sivil toplumda çok ciddi bir birikimim var. Orada da insanların hayatlarını güzelleştirmeye çalışıyorsunuz. Kâr kaygınız yok ama kaynaklarınızı adil ve verimli kullanma zorunluluğunuz var. Spor aracılığıyla toplumu değiştirip daha güzel hale getirmek istiyoruz. Dedem ile dayım benim için önemli rol modelleriydi. Yüzme, su topu, atletizm, triatlon, kayak gibi sporları yaptım ve halen yapıyorum.