Odessa'da yaşayan Fedor Zalevsky ve ailesi, Rusya'nın saldırı başlattığı 24 Şubat'ta tedirginlik yaşadı. Annesi Julia (42), babası Evgeny (43) ve kız kardeşi Polina (6) ile ülkesinden kaçan Fedor Zalevsky, 25 Şubat'ta sınırı geçip Moldova'ya ulaştı. Aile daha sonra yakınlarının bulunduğu Romanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'ya gitti. Gelecekte tenisle bağını koparmak istemeyen Fedor Zalevsky, bu süreçte bazı tenis kulüplerine yardım mailleri gönderdi. Adana'da, bünyesinde uluslararası akademinin de bulunduğu tenis kulübüne de mail gönderen Zalevsky, "6 yaşından beri profesyonel olarak tenis oynuyorum. Şu anda Ukrayna Tenis Federasyonunun bir oyuncusuyum. Savaş yüzünden ailemle birlikte Ukrayna'yı terk etmek zorunda kaldım. Şu anda tenis kariyerime devam etme ve antrenman yapma fırsatım yok. Mali açıdan zor zaman geçiriyoruz ama tenis derslerime çok devam etmek isterdim. Çünkü tenis en sevdiğim spordur ve tüm hayallerim, gelecek planlarım onunla bağlantılıdır. Sizden kulübünüzde antrenman yapma ve kendimi kanıtlama fırsatı vermenizi rica ediyorum" ifadelerini kullandı.

ANTRENMANLARA BAŞLADI

Tenis kulübünün, bu talebe olumlu yaklaşmasıyla Fedor, annesi Julia ve kız kardeşi Polina, 16 Mart'ta Adana'ya getirildi, babası Evgeny Zalevsky ise Romanya'daki kız kardeşinin yanında kaldı. Antrenmanlarına başlayan Fedor, kulübün misafirhanesine, annesi ve kız kardeşi ise kulübün kiraladığı eve yerleştirildi.

'İMKAN SUNULDUĞU İÇİN ŞANSLIYIM'

Antrenman sonrası basın mensuplarına konuşan Fedor Zalevsky, bir an önce savaşın bitmesini ve insanların barış içinde yaşamasını istediğini söyleyerek, "Paramız yoktu. Durumumuz çok kötüydü. Ülkeler arası dolaşacak gücümüz yoktu ve bu yüzden mail gönderdim. Çünkü tenis çok kolay bir spor değil. Orada şu an zor durumda olan bir sürü tenis sporcusu var. Ben böyle bir imkan sunulduğu için şanslıyım. Önümüzdeki 6 ayı Türkiye'de planlıyorum. Haziran ve temmuz aylarında Türkiye'de yapılacak olan turnuvalara katılacağım. Yaşanacak olaylara ve durumlara göre pozisyon alacağız" dedi.

'BURADA CENNETTE GİBİ HİSSEDİYORUZ'

Fedor'un annesi Julia ise yaşadıklarını anlatarak, "İnsanlar koşuşup, siren verilince savaşın başladığını anladık. Çocuklarımı alıp, kara yoluyla kaçtık. Polonya'dayken tenis akademisi arayışına girdik. 7-8 ay önce Adana'ya turnuvaya gelmiştik. Buradaki imkanları görmüştük. Oğlumun hayali de böyle bir kulüpte tenis kariyerini sürdürmekti. Mersin'de yaşayan arkadaşlarımızın aracılığıyla kulüple ilgili bilgileri aldık, mail gönderdik, yardım istedik. Kulüp yönetimi de bize kapılarını açtı. 16 Mart'ta da Türkiye'ye geldik. Burası bizim için rüya gibi. Türk insanı çok misafirperver. Burada cennette gibi hissediyoruz kendimizi" diye konuştu.

BAŞKA ÇOCUKLAR DA KURTARILACAK

Kulüp başkanı Ali Refah Keskin de "Biz bir çocuğa dokunduk ve birkaç çocuğa da dokunmak için bağlantılara geçtik. Spor, barışın ve kardeşliğin öncüsüdür. Biz de bunun için yönetim kurulu olarak elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyoruz" dedi.