Trabzonspor'un Yunan orta saha oyuncusu Anastasios Bakasetas, bordo mavili ekibin dergisine verdiği röportajda yerel halka dair gözlemlerini ve kulüple ilgili düşüncelerini paylaştı. Trabzonspor'a transfer olma sürecini ve nedenlerini açıklayan Bakasetas, Trabzon halkının bazen fazla sinirli olabileceğini söylerken "Bazı zamanlarda belki gereğinden fazla tepkiler verebiliyorlar. Ben de böyle biriyim aslında o yüzden hiç yabancılık çekmiyorum" şeklinde konuştu. Bakasetas'ın açıklamalarından satır başları:

"TRANSFERİM KOLAY OLMADI"

"Transfer sürecinde aslında her şeyin çok çabuk geliştiğini ifade etmeliyim. Bu süreç için aslında Başkanımız Sayın Ahmet Ağaoğlu'na teşekkür etmem gerekir. Çünkü hem çok hızlı davrandı hem de seçtiği yol gerçekten çok profesyonel bir yoldu. Kolay bir transfer olmadığının da farkındayım. Günümüzde pandeminin getirdiği ekonomik zorluklar sonrasında kulüplerin önemli bonservis bedelleri ödeyerek oyuncular alması çok kolay değil. Bunlar kulüpleri zorlayan durumlar. Bunu da içine kattığınızda ve birçok açıdan değerlendirdiğinizde gerçekten zor bir transferdi. Ama bu zor transfer hem çok hızlı gelişti hem de çok profesyonel bir açıdan gelişti. Ben de tabii ki gelmeden önce Trabzonspor gibi bir kulüpte olmanın mutluluğunu yaşadım. Ancak bahsettiğim gibi bu süreç benim içinde hızlı bir gelişti ve benim adıma çok mutlu edici bir sonuç oldu."

"DUYDUĞUM NEGATİF ŞEYLER DE VARDI"

"Trabzonspor ile sözleşme imzalamadan önce aslında birçok kişiyle ve oyuncuyla konuşma fırsatı bulmuştum. Doğrusunu söylemek gerekirse pozitif şeyler de çok duydum ama duyduğum negatif şeyler de vardı. Bu negatif şeylerin başında aslında biraz hava durumu geliyordu (gülüyor). Çünkü Yunanistan'da ve Alanya'da oynadığım süreçlerde neredeyse yılın tamamını hep güneşliydi. Buraya gelmeden önce bazı arkadaşlarım hava durumunun belki biraz sorun yaratabileceğini söylemişlerdi. Ancak bunun yanı sıra çok fazla sayıda pozitif şey duydum takım hakkında. Taraftarların ne kadar takımı sevdiğinden bahsettiler. Ne kadar takıma yakın olduklarından bahsettiler ve büyük takım duygusunu ilk günden itibaren, ilk maçtan itibaren yaşayacağımı söylediler. Ama tabii ki bahsettiğim gibi pozitif şeylerin negatif şeylerden çok daha fazla olduğu bir süreçti."

"TRABZON ŞEHRİNDEN BİRİ GİBİ HİSSEDİYORUM"

"Trabzon'da alışamadığım ya da beğenmediğim herhangi bir yön yok. Çünkü ben de kendimi Trabzon şehrinden biri gibi hissediyorum. Buraya geldiğim ilk andan itibaren insanları çok daha iyi anlayabiliyorum. Çünkü benzer özelliklere sahip bir kişiliğe sahibim ben de. Burada insanlar biraz daha normalden daha hızlı sinirlenebiliyorlar hatta sinirlenmeleri için herhangi bir neden olmasa dahi kendilerini bir anda çok sinirlenmiş bulabiliyorlar. Bunun aslında hava durumuyla alakalı olduğunu düşünüyorum (gülüyor). Çünkü bir anda hava güneşliyken bir anda başka bir hava durumuyla karşılaşabiliyorsunuz. Bunu anlayabiliyorum aslında ben de böyle birisiyim. İnsanlara tutkuyla yaklaşıyorlar. Şehrin içinde gezdiğiniz zaman Trabzonspor'un başarılı olup olmadığını anlayabiliyorsunuz. İnsanların yüzündeki o ifadelerden Trabzonspor'un kazanıp kazanmadığını görebiliyorsunuz."

"BAZEN GEREĞİNDEN FAZLA TEPKİ..."

"Bazı zamanlarda belki gereğinden fazla tepkiler verebiliyorlar. Ben de böyle biriyim aslında o yüzden hiç yabancılık çekmiyorum. Bunun bir sorun oluşturmadığını düşünüyorum. Çünkü her şeyi sınırlarda, limitlerde yaşamayı seven birisiyimdir. Trabzon insanının da böyle olduğunu düşünüyorum. Hem mutluluğu hem belki de siniri, öfkeyi tam anlamıyla sınırlarda hatta sınırların da ötesinde yaşayabiliyorlar. Ancak dediğim gibi bunu garipsemiyorum. Hatta ben de böyle biri olduğum için adaptasyonum konusunda da yardımcı olduğunu düşünüyorum böyle unsurların."