Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmış bir isim Özcan Arkoç... Şenol Güneş'in 'Türkiye'nin en iyi iki kalecisinden biri' dediği Özcan Arkoç, hayatını kaybetti. 81 yaşında hayata gözlerini yuman efsane kaleci, Vefaspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş dışında Avusturya Wien ve Hamburg formaları da giydi. Geçmişi çabuk unutan bir millet olarak bazı isimlerin başardıklarını atlıyoruz. Özcan Arkoç da bu isimler arasında yer alıyor... Hayatını kaybettiğinde önemini anladığımız değerlerimizden biri olmasına izin verilmeyecek bir kariyere sahip olan efsane kaleci, Türkiye'de ve Avrupa'da başardıklarıyla, imza attığı ilklerle hatırlanmayı fazlasıyla hak ediyor. Özcan Arkoç'un hikayesi 13 yaşında Alpullu Şekerspor'da yeşerdi. Genç yaşta Vefaspor yöneticilerinin dikkatini çeken Özer Alkoç, İstanbul'un yolunu tuttu. Ardından Avrupa'ya gidene kadar İstanbul'dan hiç ayrılmadı. Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta forma giydi. 'Şampiyonların file bekçisi' unvanını aldı.

BİR SORUYLA BAŞLAYAN KARİYER

Ortaokul yıllarında arkadaşlarıyla okul bahçesinde top oynarken böyle bir kariyer hayal etti mi bilinmez ama, Özcan Arkoç'un Türk futbolunda unutulmazlar arasına girmesine bir soru vesile oldu. Alpullu Şekerspor kalecisi henüz 13 yaşındaki Özcan Alkoç'a "Kaleci olmak ister misin?" diye sorar. Bu soru, genç bir sporcunun efsane olma yolunda ilk adımı atmasını sağlar. Alpullu Şekerspor takımında iki yıl kaldıktan sonra İstanbul'a, Vefaspor'a gider. Vefaspor'un yıllar sonra bile hatırlanmasını sağlayan efsane kadroda, kaleci bolluğu olmasına rağmen şansını denemeye karar verir. İstanbul ekibinin biri milli 7 kalecisinden biri olur. 17 yaşında Vefaspor'un İtalyan teknik direktörü Giovanni Varglien'in gözüne girer ve takımın birinci kalecisi olmayı başarır. Türkiye liglerinde o zamana kadar oynayan en genç futbolcu olur. Saha içinde başarılı kurtarışları dışında centilmenliği ile de dikkat çeken Özcan Arkoç, 1956-57 sezonunda Merkez Hakem Komitesi'nce ligin en centilmen futbolcularından biri olarak seçilir. Milliyet Gazetesi'nin düzenlediği "Yılın En İyi Sporcusu" oylamasında ise 3. olur. Artık isminden iyice söz ettirmeye başlamıştır. 1958 yılında Milli Takım'ın kalesini de korumaya başlar. 9 kez Milli Takım forması giyer.
Özcan Arkoç / Milli Takım Fotoğraf: DepoPhoto

UNUTULMAZ GOLÜ YEDİ

İstanbul Profesyonel Ligi'nde mücadele eden Fenerbahçe, kaleci sıkıntısını yıldızı yeni yeni parlamaya başlayan Özcan Arkoç ile doldurmaya karar verir. Yapılan görüşmeler sonrası anlaşma sağlanır ve 1958 yılında Fenerbahçe'nin kalesini korumaya başlar Özcan Arkoç... Özcan Arkoç'un kalesini koruduğu Fenerbahçe, 1958-59 sezonunu namağlup şampiyon olarak tamamlar. Üstelik 18 maçta sadece 7 gol yiyerek. Türkiye Ligi'nin ilk sezonu olan 1959 yılında da Fenerbahçe kalesini korur. Galatasaray ile oynanan final maçında, Metin Oktay'ın attığı unutulmaz golü yiyen de O'dur. [special_article_template title="Özcan şaşkın, taraftarlar şaşkın ama" desc="'38. dakika oldu. 39'a girmek üzereyiz. Nuri aldı topu, sol taraftan Metin'e doğru geçirdi. Deniz tarafındaki kaleye doğru gidiyor Metin... Tehlikeli olabilir mi henüz belli değil... Kafasını kaldırdı Metin, çapraza baktı. Kalede Özcan var. Vurdu Metin, kaleye doğru gidiyor. Gooolll! Goooolll! Metiiiin! 1-0... Umulmadık anda umulmadık bir gol... Fenerbahçeliler 'Top auta çıktı' diye itiraz ediyorlar. Ağları yırttı geçti top! Özcan şaşkın, taraftarlar şaşkın ama Galatasaray 1-0 galip durumda...'" who="Orhan Ayhan'ın anlatımıyla..."> Metin Oktay'ın 'Ağları delen' inanılmaz sert şutunu durduramaması, Özcan Arkoç'un yıllarca hatırlanmasını sağlayan ilk futbol anısı olur. Maçı 1-0 kaybeden Fenerbahçe, rövanşta ezeli rakibini 4-0 yenerek şampiyonluğa ulaşır. Türkiye Ligi'nin ilk sezonunda şampiyon olan takımın kalesini koruyan isim olarak da tarihe adını yazdırır.

NEDENİ BİLİNMEYEN BİR ANLAŞMAZLIK SONRASI EZELİ RAKİBE İMZA

Fenerbahçe kalesini başarılı bir şekilde koruyan Özcan Arkoç'un, 1962 yılında sarı-lacivertli ekipteki kariyeri sona erer. Görüşmelerinde iki taraf anlaşma sağlayamayınca, yollar ayrılır. Anlaşmazlığın neden kaynaklandığı hala bilinmez. Para olmadığı ise açıktır. Çünkü Beşiktaş'a transfer olan Özcan Arkoç, Fenerbahçe'de aldığı paranın beşte birine imza atar. Bir röportajında Fenerbahçe'den ayrılma sürecinin "Ufak bir anlaşmazlıktan dolayı Fenerbahçe'den ayrılmak zorunda kaldım" diyerek açıklar. İstanbul'un Asya Yakası'ndan Avrupa Yakası'na geçiş süreci böyle başlar. Beşiktaş'ta iki sene oynar. Asıl isteği Edirne'nin dışına çıkmak, kariyerine Avrupa'da devam etmektir. Bunun en büyük nedeni ise Avrupa'daki çimlerin daha iyi olmasıdır.
Özcan Arkoç Beşiktaş formasıyla... Fotoğraf: DepoPhotos

AVRUPA KAPILARINI AÇAN TEKNİK ADAM

Performansı ile Avrupa kulüplerinin dikkatini çeker. Alman kulüpleri tarafından da istenen başarılı eldiven, 1961 yılında Bayern Münih, 1962 yılında Eintracht Frankfurt tarafından denenir. İki takımdan da teklif alamaz. Avrupa'da oynama hayali tam sona eriyorken, Fenerbahçe'nin eski teknik direktörü Ignac Molnar imdada yetişir. Molnar, Fenerbahçe'den tanıdığı Özcan Arkoç'un yeteneğini biliyordu. Birlikte çalışmışlardı. Avusturya'da denemelere katılması için Özcan Arkoç'u ikna eder. Deneme sonunda Avusturya Wien, yetenekli kalecideki ışığı fark eder. Beşiktaş 4 bin 500 dolar bonservis bedeli ödeyerek başarılı kaleciyi kadrosuna katar. Böylece 1964 yılında ilk Avrupa macerası başlar. Üç yıl Avusturya Wien'de oynar. 64 maça çıkar. Gittiği hiçbir takımda yedek kalmayan Özcan Arkoç, 17 yaşından bu yana yaptığını yine yapar. Avusturya Milli Takımı kalecisi Gernot Fraydl'ı keser. Takımın birinci kalecisi olur. Son senesinde takımı ligin en az gol yiyen takımı olur. Ligi ise üçüncü sırada tamamlar. Avusturya Kupası'nı müzesine götürür.

İLK TÜRK FUTBOLCU

Avusturya'daki performansı dikkatlerden kaçmaz. Bundesliga ekibi Hamburg, çok sık rastlanmayacak bir transfer hikayesi sonrasında kendisine teklif yapar. O dönem Alman ekibinin kalesinde dünyaca ünlü Horst Schnoor vardır. Ancak sakatlığı nedeniyle Hamburg, kaleci arayışına girer. Hamburglu bir gazeteci, Viyana'daki bir gazeteci arkadaşı ile konuşurken, takımın kaleci aradığından bahseder. Viyana'daki kaleci de "Avusturya Wien'de Özcan Arkoç isminde bir kaleci var. Çok yetenekli. Hamburg'un kaleci sıkıntısını çözebilir" diyerek tavsiyede bulunur. Bunun üzerine iki takım yönetimi arasında görüşmeler başlar ve transfer tamamlanır. Hamburg'ta tam 8 sene geçirir. Alman ekibinin kalesini 159 kez koruduğu bu sürede adını tarihe yazdıracak unutulmaz anlar yaşar. Tarihe geçtiği maç ise 1968 yılında Kupa Galipleri Kupası finalinde Milan ile oynanan maçtır. Bu maçta Hamburg'un kalesini koruyan Özcan Arkoç, bir UEFA organizasyonunda final oynayan ilk Türk futbolcu olur. Bu maçta Kurt Hamrin'in iki golüne engel olamaz. Hamburg yenilerek ikinci olsa da, Özcan Arkoç, Türk futbol tarihine geçerek teselli bulur.
Özcan Arkoç'un koruduğu kaleye finalde iki gol atan Kurt Hamrin... Fotoğraf: DepoPhotos

HERKES TAYFUN KORKUT SANIYOR AMA...

Aşil tendonunda yaşadığı sakatlık sonrası 1975 yılında, 36 yaşında profesyonel futbolculuk kariyerine nokta koyar. Ancak uzun yıllar hizmet ettiği Hamburg'dan ayrılmaz. 1976 yılında Kuno Klötzer'in yardımcı antrenörü olarak göreve başlar. Kalesini koruduğu dönemde elinden kaçırdığı Kupa Galipleri Kupası'nı bu kez 1977 yılında, teknik heyette iken kaldırır. Bir sonrası sezon Rudi Gutendorf'u takımın başına getiren Hamburg, Kupa Galipleri Kupası'nda erken veda edilmesinin ardından Gutendorf ile yollarını ayırır. Teknik direktörlük görevi için Özcan Arkoç ile anlaşılır. Böylece sanılanın aksine Tayfun Korkut'tan önce Bundesliga'da takım çalıştıran ilk Türk teknik direktör Özcan Arkoç olur. Yine tarihe geçmiştir.
Tayfun Korkut... Fotoğraf: DepoPhotos
Felix Magath ve Kevin Keegan gibi efsane isimlere teknik direktörlük yapar. 9. sırada aldığı takımı, bir ara 6. sıraya kadar yükseltse de, lig sonunda 10. sırada kalır. Almanya Kupası'na Schalke 04 karşısında alınan 4-2'lik yenilgi sonrası çeyrek finalde veda eder. O dönem iki maç üzerinden oynanan Avrupa Süper Kupası'nda Liverpool'a karşı 1-1 biten ilk maçın rövanşında 6-0 yenilerek kupayı rakibine kaptırır. Adını Türk futbol tarihine yazdırdığı bir diğer olay da bu final maçında gerçekleşir. Bundesliga'da takım çalıştıran ilk teknik adam unvanından sonra, bir UEFA organizasyonu finalinde teknik direktörlük yapan ilk Türk teknik adam da olmayı başarır. Ancak sezon sonunda oyuncular üstünde sert bir baskı kuramadığı için Sportif Direktör Günter Netzer tarafından görevinden alınır.
Kevin Keegan Hamburg formasıyla... Fotoğraf: DepoPhotos

UNUTULMAYACAK

Yakın dönemde yaşadıklarımızı 'Bir ilk, tarihe geçti' gibi ifadelerle aktardığımız pek çok başarıyı, Özcan Arkoç, yıllar önce gerçekleştirmiş bir isim... Avrupa'da başardıklarıyla Türk futbol tarihine hem futbolcu hem de teknik direktör olarak geçen efsane eldiven, unutulmayacaklar arasında yer almayı sonuna kadar hak ediyor. Özcan Alkoç, bir UEFA organizasyonunda final oynayan ilk futbolcu, Bundesliga'da takım çalıştıran ilk Türk teknik direktör, bir UEFA organizasyonu finalinde takım yöneten ilk teknik direktör...