Danimarkalı Christian Eriksen'in Finlandiya maçında yaşadığı kalp sorunu nedeniyle üzücü bir hikayeyle başlayan EURO 2020, bir o kadar umut ve ilham verici hikayeleri de barındırıyor. Futbolun, hayatla olan benzerliğini iliklerimize kadar hissettiğimiz bu noktada, Leeds United'lı Kalvin Phillips ismi öne çıkıyor. İzlemeye gittiği bir maçta eksik futbolcu olunca sahaya çıkan ve o gün Leeds United tarafından keşfedilen Phillips, şimdilerde EURO 2020'de İngiltere Milli Takımı formasıyla hayalini kurduğu günleri yaşıyor. Gruptaki ilk maçta Hırvatistan karşısında galibiyeti getiren golün asistini yapan Phillips, oynadığı futbolla da İngiltere ve dünya basınının manşetlerine çıktı. Çocukluğu baba sevgisinden mahrum geçen Phillips, bütün hayatını ailesine ve 11 yaşından beri birlikte olduğu sevgilisine adadı. Bütün mücadelesini onlar için veren İngiliz futbolcu, hayata karşı sergilediği dik duruşu kramponlarını giydikten sonra futbol sahalarına da taşımayı başardı. "Yorkshire'ın Pirlo'su" lakaplı Kalvin Phillips'in hikayesi, hepimizin birçok ortak nokta yakalayabileceği türden...

ANNE SEVGİSİYLE BÜYÜYEN BİR ÇOCUK

Kalvin Mark Phillips, 5 Aralık 1995 tarihinde İrlandalı anne Lindsay ve Jamaikalı babanın üçüz çocuklarından biri olarak dünyaya geldi. Kız kardeşlerinden birini henüz çocukken kaybeden Phillips'in çocukluğu, anne sevgisiyle sarıp sarmalandı. Bilinmeyen nedenlerle, Phillips'in çocukluğu babasından yoksun geçti ancak, annesi babalık sorumluluğunu da üstlendi ve rolünü çok iyi başardı. Phillips, o günlerden bahsederken, annesini onları tek başına büyütme cesaretinden dolayı övüyor. Phillips'in yetiştirilmesini şekillendiren faktörlerden biri sevgiydi. İngiliz futbolcu, annesi, büyükannesi ve büyükbabasıyla birlikte mutlu bir hayata sahipti. "Her gün eve kız arkadaşıma gidiyorum, annemi ve büyükannemi görüyorum ve her zaman futboldan bahsediyorum. Bunun için yaşıyorum, tek yaptığım bu ve beni her zaman yüzde 100 desteklediler. Annem ve büyükannem olmasaydı şu anda burada olamazdım. Buraya şansla geldiğimi düşünmüyorum çünkü çok çalıştım ve çok fedakarlık yaptım. Hak ettiğimi aldığımı hissediyorum ve ailem de bunu hissediyor."

FUTBOLA OLAN SEVGİ VE KEŞFEDİLMESİ

Daha küçük bir çocukken gönlünü futbola kaptıran Phillips'in en büyük eğlencesi küçük kardeşiyle sokakta futbol oynamaktı. Mahalledeki arkadaşlarıyla futbol oynarken büyükbabası göz kulak olurdu. Ancak onun bu sevgisine karşın bir keresinde, Phillips'in öğretmeni ona futbolu bırakmasını ve eğitimine odaklanmasını söyledi. Buna rağmen futbola olan ilgisinden vazgeçmeyen Phillips'in annesi, oğlunun futbola her şeyden daha fazla ilgi gösterdiğini görünce 2003 yılında yerel bir kulüp olan Wortley'in kapısını çaldı. Henüz 8 yaşındayken Wortley'in kapısından giren Phillips, 7 yıl sonra 14 yaşındayken Leeds United akademisine katıldı ve o gün bütün hayatı değişti. "Wortley'in düzenlediği bir turnuvayı izlemeye gittim. Ancak yeterli oyuncu yoktu ve beni takıma aldılar. Sunny Sweeney beni keşfetti ve beni Leeds'te 6 haftalık denemeye aldı. Her şey böyle başladı."

GELİŞİM VE BIELSA'YLA DÖNÜŞÜM

Leeds United'ın akademisinde geçen 4 yıllık sıkı eğitimin ardından doğuştan gelen futbol hüneri de ortaya çıkmaya başladı. 2014'te kulüple ilk profesyonel sözleşmesini imzaladıktan sonra, eski Leeds United Teknik Direktörü Neil Redfearn, Phillips'i Nisan 2015'te A takımla Wolves'a 4-3 yenildikleri maçta oynattı ve ilk kez profesyonel maça çıkmış oldu. Garry Monk'un görev yaptığı süre boyunca düzenli olarak A takımda oynayan birkaç yerli futbolcudan biriydi. Ancak şu anki hocası Marcelo Bielsa yönetiminde bambaşka bir seviyeye ulaştı. İlk birkaç sezonunda Leeds United taraftarının çok azı Phillips'e sahip çıkmıştı ve genelde eleştirilerin hedefi olan, şüpheyle bakılan bir futbolcuydu. Diğer menajerler tarafından kulübün birkaç milyon sterlin kazanması için satılması bile gündemdeydi. Ancak Bielsa ona güvendi ve kaleye şut çekmeye meraklı genç orta saha oyuncusunu, ülkenin en iyi defansif orta saha oyuncularından birine çevirerek inancının karşılığını aldı. Bielsa, Phillips'le yaptığı ilk görüşmede "Seni savunma yapan bir orta sahaya dönüştüreceğim ve kilo vermen gerek" demişti. Dediğini fazlasıyla yaptı. Akademide birlikte olduğu diğer arkadaşlarının da Bielsa ile nasıl ilerlediğini görmek ilginç olurdu. Kalvin kabuğunu kırdı ve doğru zamanda mükemmel şekilde olgunlaştı. Phillips, Bielsa'nın zorlu antrenman yönteminin faydalarını gördü ve bir zamanlar keyif aldığı çikolatalı kekler geçmişte kaldı.

SADAKATİN ÖDÜLÜ: BAŞARI

2019'da Aston Villa'nın 25 milyon Sterlin'lik teklifini, Leeds United ile 5 yıllık yeni sözleşme imzalayarak yanıtlayan Phillips, çocukluk kulübü Leeds United'la Premier Lig'e yükselmekten başka bir şey istemiyordu. Nihayetinde kendisine ilk günden beri güvenen ve takımı onun etrafına kuran hocası Marcelo Bielsa önderliğinde Premier Lig'e yükseldi. Ve bugünkü değeri 50 milyon Sterlin civarında. Phillips'in akademiden yakın arkadaşı Barnsley kaptanı Mowatt, Bielsa sonrası değişimini şu sözlerle anlatmıştı: "Bielsa gelmeden önceki sezon, Kalvin daha ileride oynadı ve çok gol attı. Ancak savunmanın önünde oynamak, topla kalitesini göstermesini sağladı. Herkes onun mücadeleden hoşlandığını biliyor, teknik olarak ne kadar iyi olduğu konusunda yeterince övülmüyor. Declan Rice ve Harry Winks gibi oyuncular var ama Kalvin'in tarzının aslında İngiltere'ye yakışacağını düşünüyorum. O kesinlikle yeterince iyi."

AİLE VE AŞK

25 yaşındaki futbolcunun karakterinin oluşmasında, hayatındaki kadınların etkisi çok fazlaydı. Onlardan biri 11 yaşından beri birlikte olduğu ve Leeds'teki bir pizza dükkanında resepsiyonist ve kasiyer olarak iki işte çalışan sevgilisi Ashleigh Behan. Phillips ayrıca, kendisini büyüttüğü evde geceleri kanepede uyuyan İrlanda asıllı annesi Lindsey'e, küçük erkek kardeşine ve iki kız kardeşine olan bağlılığını daima dile getiriyor. Büyürken, Phillips ve kardeşleri ücretsiz okul yemekleri yediler ve şimdi yerel bölgesindeki gıda bankalarına bağışta bulunuyor. Üçüz olarak doğduktan sonra vefat eden kardeşini ise hiçbir zaman unutmuyor. "Oynarken onu düşünüyorum. Kolumda onu simgeleyen bir dövmem var. Bu yüzden kolumu öpüp gökyüzünü işaret ediyorum."
Şimdi, Phillips'in haftada yaklaşık 50.000 Pound kazandığını düşünürsek, ailesine ve geleceğine bakabilir. Phillips geçen yıl The Mirror'a "Futboldaki kazanç çok iyi, bu yüzden aileme bakmama yardımcı oluyor ve ilerlemeye devam etmemin nedeni bunlar" dedi. "Fazla bir şeyim yoktu ama annem ve büyükannem bana ellerinden gelenin fazlasını verdiler ama biz zengin bir aile değildik ve sahip olduklarımız için çok çalışmamız gerekiyordu."

HAPİSTEKİ BABA

Phillips'in babası ise, şu anda Leeds'in Thorp Arch antrenman sahasına sadece 300 metre uzaklıktaki HM Hapishanesi Wealstun'da hapis cezasını çekiyor. Phillips antrenmanlara giderken hep bu hapishanenin yanından geçer ancak, babasını fazla ziyaret ettiği söylenemez. İki haftada bir telefonla konuşmayı tercih ediyor. Premier Lig'e yükseldikten sonra The Times'a verdiği röportajda babasından bahseden Phillips, "Hapishanedeydi, hapisten çıktı. Yanlış kişilere, uyuşturucuya, kavgaya, adını koyabileceğiniz her şeye bulaştı. İyi bir gençlik yaşamamış" sözlerini kullandı.

ARTIK HERKESİN GÖZÜ ONDA...

Hırvatistan'a karşı gösterdiği performans ve yaptığı müthiş asist, onu uzun süredir izleyenler için sürpriz olmadı. Leeds şehir merkezinde, kulüp efsaneleri Lucas Radabe ve Albert Johanneson ile birlikte resmedilen bir Phillips duvar resmi var. İngiltere'nin Cuma günü Wembley'de ezeli rakibi İskoçya'ya karşı oynayacağı maçta gözler yine Phillips'in üzerinde olacak. Sert geçmesi beklenen maç, Kalvin Phillips'in oyun karakteri için birebir. Dolayısıyla Phillips'in yükselişi bu maçta da devam edebilir. Ancak onun en büyük hayali, turnuvanın favorilerinden olan İngiltere ile yakalayacağı başarıyı ailesiyle birlikte doyasıya kutlamak olacaktır. Meraklı gözlerle izleyip göreceğiz...