Her şey yeniden başlayacaktı. Suriye’nin önünde bir Irak örneği vardı. Irak, Saddam’ı arayacak duruma düştü, Suriye de Esad’ı arayacak duruma gelebilirdi. Bunun olmaması için Suriye’nin yeni yönetimi; “mezheplerin birbiriyle vuruşturulması” tuzağını boşa çıkartması gerekiyordu.
★★★
Mezhebi, milleti, kökü, kökeni, düşüncesi, dini ne olursa olsun bütün Suriyelileri birbirine yapıştırıp bağlayacak bir yapıştırıcıya ihtiyaç vardı.
Hepimiz Suriyeliyiz.
Herkes için adalet.
Herkes için eşitlik.
Herkes için özgürlük.
Yapıştırıcı: Suriyeliyi özgür birey yapabilmekti. Suriye’nin önündeki örnek; komşusu Türkiye, 1923 yılında Cumhuriyeti kurup; “kulluk bilincinden vatandaşlık bilincine geçme” kararı aldığı için mezhep bölünmesine düşmeden yaşayabilmişti. İçerden ve dışarıdan saldırılara rağmen Türkiye bölünmüyordu.
★★★
Suriye, bu yapıştırıcıyı henüz bulamadı. Bulmak istedi, denedi, başaramadı. Suriye’nin en zayıf yanı “aralarına kan girmiş mezheplerin yeniden vuruşturulması” tehlikesi, saklandığı yerden yine çıktı. Mezhepleri kim kullanıyorsa o, Suriye’deki eski ateşi yeniden aleve verdi.
1000 ölü.
★★★
IŞİD, El Nusra, El Kaide ve Taliban kökeninden gelen HTŞ komutanı Şara, sarığı, cübbeyi çıkarıp attıktan sonra; “Suriye’de adil ve demokratik bir devlet kuracağız. Bu devlette tüm vatandaşlar eşit olacaktır” sözü vermişti. Henüz başaramadı çünkü mezhepçiliği aşamadı.
★★★
Yeni Suriye nasıl olacak?
Hangi kafa inşa edecek?
Suriye’de Esad ailesinin kurduğu 61 yıllık “parti diktatörlüğü” yıkılmıştı yerine yeni yönetimle başka bir ailenin ya da birkaç ailenin mezhep kökenli diktatörlüğü mü gelecekti?
★★★
Suriye mezhepleri dokusunda; Durziler, Nuseyriler, Aleviler, İsmaililer, On İki İmam Şii Gruplar, Suryaniler, Katolikler, Protestanlar, Ortodokslar, çoğunluk Sünniler, 13 yıl sürmüş son kanlı iç savaştan bir ders çıkarmış olmalıydılar. İnsanlarının büyük bölümü öz vatanlarını terk edip komşu ülkelere sığınmacı olmuş, ülke perişandı.
★★★
Ders belliydi:
“Kulluk bilincini yıkmak ve özgür bireyin vatandaşlık bilincine” geçmekti. Parçalanmış Suriye’nin yeni güçlü yapıştırıcısı “özgür yurttaşların ülkesi” olmalıydı. Suriye’nin mücahid devrimci güçleri Şam’ı yeniden fethetti söylemlerine ve Şam camiini gösteri alanına dönüştürmeye gerek yoktu.
Eşit vatandaşız!
Diyen ses gerekliydi.
O gür ses gelmedi.
İntikam eylemi, ateşe verme, mezhep kanlı kavgası yeniden ateşlendi.
★★★
Irak örneği, Libya Örneği, en son Suriye örneği de gösterdi ki, “dış güçleri suçlayarak” Ortadoğu’da ülkelerin üçe-dörde parçalanması önlenemiyor. Mezhepleri kullanarak bölge ülkelerini kimler, ne için bölmeye çalışıyor, biliyoruz. Bu bölgede son 100 yıl içinde en çok kaybedenlere karşı en çok kazanan kim, belli.
★★★
Suriye’nin fosfat yatakları var, petrolü, doğal gazı, verimli tarım toprakları; mezhepler arası kanlı kapışma yüzünden Suriye’nin kendi halkına zenginlik, refah, demokrasi, özgür yurttaşlık getirmedi. Suriye dışardan yapılıp yönetilen “yutma planlarının” uygulama alanı oldu. Sonunda tepelerine karargahlar kuruldu, nüfus yığılmasına açıldı ve “Suriyeliler birlikte hareket etmezler, bölünüp birbirlerini öldürürler” diye seyre çıkıldı.
Mehmetçik hatırına Avrupalı!
Kafadan çok kalbe inmeye çalışan niyetler, istekler çabalar uç verdi. Avrupa Birliği ülkelerinden “Türkiye ile savunma sanayiinde yakınlaşabiliriz” çağırıları gelmeye başladı. NATO Genel Sekreteri de Avrupa Birliği liderlerine “Ankara ile daha fazla askeri işbirliği yapmalısınız” önerisinde bulundu. ABD, Avrupa’dan askeri desteğini çekince bizim Mehmetçik aniden hatırladı. Avrupa’nın askeri güvenlik açığını Türkiye doldurabilir demeye başladılar. Bizim dışişleri Bakanı, Londra’da Avrupa’nın önde gelen ordularının sahibi ülkelerle bir toplantıya katıldı ve “Bu süreç yeni bir Avrupa Güvenlik Yapısına yol açarsa, biz işbirliğine hazırız” dedi. Avrupa Türkiye’yi çekiyor. ABD ise itiyor. ABD’li 2 parlamenter, Temsilciler Meclisi’ne “Türkiye’nin Ortadoğu Ülkesi sayılmasını” isteyen bir yasa tasarısı sundu.