Tarife, Türkçede “fiyat listesi” veya özellikle tren veya vapur gibi toplu taşıt araçlarının kalkış ve varış saatlerini gösteren “zaman çizelge” anlamına gelen bir sözcüktür. Sözlüklerde yer alsa da yaşayan Türkçede  “tarife” Gümrük Vergisi anlamına gelmez. Lakin bir süredir, İngilizcede Gümrük Vergisi anlamına gelen “tariff” sözcüğünün Türkçesi olarak  “tarife” kelimesini kullanır oldu. Canımı sıkan benzeri bir özensizlik de elektrikli araçların güç deposunun İngilizce adı olan “battery” kelimesini Türkçeye “pil” diye çevirmesiydi. İngilizcedeki “battery” sözcüğünün Türkçe karşılıkları arasında “batarya”, “akümülatör” ve “pil” sözcükleri vardır. Ama içten yanmalı motorlara ilk hareketi veren elektrik enerjisinin depolandığı aygıta, arabanın pili değil akümülatörü veya kısaca aküsü denir. Buna mukabil elektrikli kol saatinin enerji deposunun İngilizcesi “clock battery”dir. Ama bu minnacık şeye Türkçede de “saat akümülatörü” değil “saat pili” denir. Elektrikli arabaların enerji deposuna da pil değil akü veya batarya dense iyi olur. Ha unutmadan ekleyim: Oyuncak otomobiller pille çalışır, akümülatörle değil.

OTOMATİK PİLOT BOZUKSA

Dün, bugün veya yarın fark etmez. Zaman çizgisi üzerinde herhangi bir noktada dünya ekonomisini bekleyen büyük tehlike nedir? Cevap; derin, geniş kapsamlı ve uzun sürecek bir kriz çıkmasıdır. İktisadi krizler finansal sektörden çıkar reel sektörü etkiler. İktisadi krizin en yalın tanımı “milli gelirin azalması ve işsizliğin artmasıdır”. İktisatçılardan ne beklenir? Öncelikle böylesi bir krizin gelmekte olduğunu sezip çıkmasını engelleyecek, mali ve iktisadi politika değişikleri önermeleridir. Aralarında ünlü hocalar da bulunan çok sayıda iktisatçı, uzunca bir süredir ABD doların değer kaybetmesiyle başlayacak bir finansal kriz çıkma tehlikesinden bahsetmekte ama engel olmak için ne yapmalı sorusuna yanıt vermemektedir. ABD ekonomisi, her yıl artan miktarda “dış açık” ve “iç açık” (bütçe açığı) verip duruyor. Bu açıkları da kendi bastığı para ve çıkardığı tahvilleriyle finanse edebildiğinden çarklar dönmeye devam ediyor. Ama bir gün gelecek çarklar duracaktır. Çünkü dünya para piyasalarında arzı artan doların, Euro, Yen ve Yuan’a karşı değer kaybetmesi gerekirdi. Edebilseydi, ABD’ye giren yabancı malların dolar cinsinden fiyatı artacağından talebi düşecek; ABD ihraç mallarının da döviz (Euro, Yen ve Yuan) cinsinden fiyatı düşecekti. Sonuçta ABD’nin dış ticaret açığı kendiliğinden daralacak, Trump’ın gümrük vergilerini artırmasına da hacet kalmayacaktı. Ama sermaye hareketleri buna izin vermiyor.

DÜZENLİ DÜZELTME Mİ DÜZENSİZ DÜZELTME Mİ?

Trump’ı, halkı başkan seçti. Üstelik Trump’ın partisi hem Temsilciler Meclisi’nde hem de Senato’da çoğunluğu elde etti. Trump, ABD’yi her şekilde temsil ve ilzam etme yetkisine sahiptir. Trump tevazu nedir bilmeyen veya “nefsi savunma saikiyle” öyle profil veren bir insandır. Birçoklarına göre züccaciye dükkanına girmiş gibi fil gibidir. Ülkesine ve dünyaya çok zarar verecektir. Ben öyle düşünmüyorum. Netice ne olur kestiremem ama gerek ABD gerek AB, Çin karşısında izafi olarak geri kaldı. ABD’nin ve AB’nin silkinip kendine gelmesi için “sancılı” bir dönemden geçmesi gerekir. Trump’ın gümrük vergilerini artırması ilk etapta ABD ve dünya ekonomisinde küçülme yaratacaktır. İktisatçılar belki de başka bir yol bulacaktır. Ama ABD’nin ikiz açığının giderek büyümesini endişeyle izleyip bir şey yapmamayı önermek iktisatçılık değildir.

SON SÖZ: Eski köye yeni adet gelmezse, köy eskimeye devam eder.