Her şeye zam yapılıyor… Köprüler, otoyollar, vergiler, harçlar, cezalar… Parası olmayanın hakkını arayamadığı bir adalet sisteminin ne kadar adil olduğu gerçekten önemli bir tartışma konusu… Malumunuz olduğu üzere hiçbir surette siyasi bir tartışmaya girmemeye de özen gösteriyorum. Ancak bugün yazacağım konu başka…
Son dönemde adliyelerde özellikle de icra takiplerinde alacaklı olmak gerçekten zor. Bir alacağın takip serüveni gerçekten çok meşakkatli. Düşünebiliyor musunuz vatandaş alacağını aylardır yıllardır tahsil edemediği için icra dairesinin yolunu tutuyor, takibi açarken harç parası, tebligata gönderirken posta masrafı derken bin bir güçlükle borçlu hakkında başlattığı takibi ancak kesinleştirebiliyor. Günün sonunda da borçlunun malına ancak haciz koyacak hale gelebiliyor. Oh tam rahatladım borçlunun malına haciz koydum derken bu seferde alacaklı satış ve muhafaza masraflarının yükü ile karşı karşıya kalıyor.
İşte tüm bu harcama kalemleri ile uğraşmak istemeyen birçok gerçek ve tüzel kişi alacaklı borçlusu hakkında icra işlemlerine girişebileceği halde, bazı durumlarda alacak miktarını geçen takip masrafları nedeniyle meşru hukuk düzeni içerisinde alacağını talep etmiyor, edemiyor…
Ülkemizde; 2015 yılında 24.533.311, 2016 yılında 25.225.184, 2017 yılında 26.245.557, 2018 yılında 27.834.946, 2019 yılında 29.486.763, 2020 yılında 28.454.805, 2021 yılında 30.218.869, 2022 yılında 31.185.755 ve 2023 yılında borçlular hakkında 36.847.530 icra takibi ile işlem yapılmıştı. Kabaca geriye dönük olarak baktığımızda her yıl 30 milyon civarında icra takibi ile alacaklılar alacak haklarını aramaya devam etmişlerdi. Ekonomik verilerin çok daha ağır olduğu 2024 yılında ise takibi devam eden icra dosya sayısının 22.256.120 olduğunu görmekteyiz.
Aslında bu durum bize neyi anlatıyor biliyor musunuz? Evet herhangi bir kişiden alacaklıyım ama alacağımı takip etmek için ne avukata verecek bir param var ne de takip açmak için… Çünkü masraf yükü çok ağır…
2025 yılında ne oldu biliyor musunuz?
Farzı misal alacaklısınız, hakkınızı, alacağınızı tahsil edebilmek için icra dairesine gittiniz, devlete peşinin ödemeniz gereken tüm harç ve masrafları ödediniz, borçlunuz hakkında başlattığınız takibi kesinleştirdiniz ve borçlunun arabası üzerine haciz koydunuz ve aracı yakalatıp satmak istiyorsunuz. Mümkün mü evet teknik olarak mümkün…
İşte şimdi geliyor hazır mısınız?
Bu yıl için belirlenen gider avansı tarifesine göre borçluya ait bir aracı yakalatıp sattırabilmek için en az 21.500 TL icra dairesine gider avansı olarak yatırmak zorundasınız. Aksi surette borçluya ait bir arabanın yakalanıp satılması mümkün değil.
Borçlunun hacizli bir taşınmazı var ve alacaklı onun satışını istiyor ise o halde en az icra dairesine 36.000 TL gider avansını peşinen yatırmak zorunda.
Teknolojinin bu kadar geliştiği, internet ortamında satış ilanlarının yapılabildiği ve elektronik satış yöntemi ile de satışların gerçekleştirilebildiği yani eskisinden çok daha kolay ve çok daha basit gelişen ve yenilenen imkanlar doğrultusunda satış işlemlerinin yapılabildiği bir ortamda neden bu kadar çok gider avansı alınıyor anlamak mümkün değil.
Düşünebiliyor musunuz borçlusundan 50 bin lira alacağı olan bir alacaklı neredeyse satış aşamasına kadar borçlunun bir gayrimenkulünü sattırabilmek için alacağı kadar bir para daha harcayabiliyor.
Hal böyle olunca alacaklı da olsa vatandaş icra dairesine gidip alacağını sadece bu masraf kalemleri nedeniyle takip edemeyebiliyor… Acı ama gerçek… Paran yoksa adalet yok.