2025: Vergilerle yaşadık, vergilerle yaşlandık…

Takvim yaprakları 2025’in sonuna doğru savrulurken, bu ülkede yılın nasıl geçtiğini anlamak için ajandaya bakmaya gerek yok.

Cüzdana bakmak yeterli.

Çünkü 2025, bir takvim yılı olmaktan çok, açık ara bir vergi yılıydı.

Kamuda geçen 16 yılın, ardından özel sektörde sürdürülen 4 yıllık mesleki pratiğin verdiği rahatlıkla şunu net söyleyebilirim: Hiçbir dönemde bu kadar vergiyle yatıp kalkmadık.

Hayatın bu denli vergilendirildiği, gündelik yaşamın bu ölçüde tahsilat mantığına bağlandığı bir yıl yaşanmadı.

Bu vesileyle de hakkını teslim edelim; bir takvim yılı içinde en fazla vergi düzenlemesine imza atan bakan olarak tarihe geçti. Bu da kendi içinde bir rekor. Kelimenin tam anlamıyla kutlanmadı gereken bir zafer.

Bu ülkede artık takvim yaprakları değil, tahsilat makbuzları eskidi.

Eskiden yıl sonu denince akla ne gelirdi?

Muhasebe kapanışı…

Bütçe hedefi…

Bir de “Bu yıl da zor geçti” cümlesi.

2025’te bunların hepsi vardı ama bir şey daha vardı:

Verginin kendisi hayat oldu.

2025, Türkiye’nin fiilen Vergi Cumhuriyeti’ne geçtiği yıl olarak kayıtlara geçti.

Sessiz sedasız.

Referandumsuz.

Ama fişli, makbuzlu, tahsilatlı.

***

Eskiden vergi dediğin şey, kazançtan sonra gelirdi.

2025’te vergi, hayattan önce geldi.

Araba mı aldın?

Evet.

Vergisi var.

KDV, ÖTV, MTV, Trafik Sigortası, Kasko ve şimdide binde 2 harç…

Yakıt alıyorsun, ÖTV, KDV.

Bu ÖTV denilen vergi de az buz değil yani…

Araç alımında yüzde 70-220 arasında…

Araç ithal ise, gümrük vergisi üzerinden ÖTV hesaplanıyor. ÖTV + Gümrük Vergisi üzerinden de KDV hesaplanıyor, öyle de bereketli!

Ev mi aldın?

Evet.

Vergisi var.

Öldün, Veraset ve İntikal Vergisi….

Sattın, Gelir Vergisi…

Oturdun, en az 3 kat zamlanmış Emlak Vergisi…

Biraz iyi bir daire ise, Değerli Konut Vergisi…

Kiraya verdin, yine Gelir Vergisi…

Kayınvalidene oturması için tahsis ettin, Kaynana Vergisi…

2025’te vergi, yalnızca mali bir yük olmaktan çıktı, ruhsal bir deneyim haline geldi.

Bu yıl 60’ın üzerinde vatandaş aleyhine vergi düzenlemesi yapıldı, tek tek sayıp sinirlerinizi daha fazla zıplatmayacağım ama bilhassa vatandaşlarınızdan ricam olacak.

Bu fahiş artışa duyarsız kalamayız deyip, emlak vergisini 3 kat artıran, yani yüzde 200 zam yapan Ak Parti’ye.

Vergiyi tavana, refahı tabana yayacağını iddia eden ancak Ak Parti ile birlikte aynı teklife imza koyan CHP’ye.

Söyleyecek bir sözünüz olsun be kardeşim.

***

Bu yıl öğrendik ki…

Vergi artık sadece devlete ödenmiyor.

Zamana ödeniyor.

Sabra ödeniyor.

Umuda ödeniyor.

Eskiden “vergi bilinci” diye bir kavram vardı.

2025’te bu kavram evrim geçirdi.

Artık adı şu:

Vergiyle yaşama becerisi.

***

Bir ülkede vatandaş, yıl içinde kaç kez vergi öder?

Saymayı bıraktık.

Çünkü 2025’te vergi, tekil bir olay değil, sürekli bir hal oldu.

Ayda bir maaş alınırdı.

Ayda bir kira ödenirdi.

2025’te ayda bir şok yaşandı.

“Bu da mı vergili?”

“Bu neden bu kadar pahalı?”

“Bu artış nereden çıktı?”

Cevap hep aynıydı:

Bir yerinden mutlaka vergi çıktı.

***

Yakın dönemde başlayan ve 2025 yılında ustalık eseri olan bir şey daha oldu. Vergilerin isim değiştirdiği bir yıl da oldu.

Vergi demedik.

“Düzenleme” dedik.

Zam demedik.

“Güncelleme” dedik.

Artış demedik.

“Uyarlama” dedik.

Ama ne dediysek, sonuç değişmedi.

Cebimizdeki para azaldı.

Devletin kelime hazinesi genişledi.

***

Bu yıl şunu da öğrendik:

Vergiler sadece bütçeyi değil, hayalleri de dengeliyor.

Tatile gitmek mi?

Önce vergisi.

Evlenmek mi?

Önce harcı.

Çocuk mu?

Bezine kadar vergisi.

Hayatın kendisi, fiş kesilen bir ürüne dönüştü.

Fişi kaybedersen geçmiş olsun, fişi alırsan yine geçmiş olsun.

***

2025’in en büyük başarısı neydi biliyor musunuz?

Bu ülkede insanlar artık “Bu kadar vergiye rağmen nasıl yaşıyoruz?” diye sormuyor. “Bu kadar vergiye rağmen hâlâ yaşıyoruz” diye şaşırıyor.

***

Yıl biterken dönüp baktığımızda şunu net görüyoruz:

2025; ekonomi yılı değildi, refah yılı değildi, umut yılı hiç değildi.

2025,verginin hayatımıza yerleştiği yıl oldu.

Eskiden vergi tahsil edilirdi.

2025’te vergi yaşandı.

Yeni yıl kapıda.

Takvim değişecek.

Rakamlar değişecek.

Oranlar değişecek.

Ama bir şey değişmeyecek.

Bu ülkede vatandaş, yine önce vergiyi düşünecek, sonra hayatı. Çünkü biz artık vergi ödemiyoruz. Vergiyle yaşıyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları