Bazı nesnelere baktığımızda neden insan yüzü görürüz? Bilimin bir açıklaması varmış
Çoğu zaman nesnelere baktığımızda onları insan yüzü gibi algılarız. Peki, nesnelere baktığımızda neden insan yüzü görmemizin bilimsel nedeni nedir?
Gökyüzüne bakarken şekillerin insan yüzüne benzediğini, prizlerin ya da muslukların bize bir yüz ifadesi gibi göründüğünü fark etmişsinizdir. Peki, insanlar neden böyle bir durum yaşıyor? Bilimsel açıdan bakıldığında bu olguya "pareidolia" deniyor ve beynimizin, rastgele desenlerde anlamlı şekiller özellikle de yüzler görme eğiliminden kaynaklanıyor.
PAREİDOLİA NEDİR?
Pareidolia, beynimizin, kaotik ve rastgele görüntülerde bile tanıdık ve anlamlı şekiller algılaması durumudur. Terim, Yunanca "hatalı" anlamına gelen para ve "şekil" anlamına gelen eidolon kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Beynimiz aslında bir çeşit "hatalı" tanıma yaparak, düz bir duvarda, bulutlarda ya da doğada yüzler görebiliyor.
Ancak bu fenomen sadece yüzlerle sınırlı değil. 2023'te Mars yüzeyinde bir "ayıcık figürü" gören bilim insanları da oldu. Bu tür rastlantısal görüntüler beynimizin doğal eğilimini gözler önüne seriyor. Öte yandan beynimiz, görsel algının yanı sıra işitsel algı konusunda da pareidolia fenomenini sergileyebiliyor. Sadece gözlerimiz değil, kulaklarımız da bazen yanlış anlamlar çıkarabiliyor.
BEYNİMİZ NEDEN YÜZLERE BU KADAR DUYARLI?
Pareidolia'nın ardında yatan bilimsel nedenlere dair pek çok teori bulunuyor. Psychological Science dergisinde yayımlanan 2020 tarihli bir araştırmaya göre, insanların evrimsel süreçte kalabalık ortamlarda yüzleri hızla tanıyabilmek için özel bir mekanizma geliştirdikleri ortaya çıktı. Bu, sosyal hayatta hayatta kalmamızı sağlayan bir adaptasyon olabilir fakat bu adaptasyon bazen beynin yanlış pozitif sonuçlar üretmesine yol açabiliyor. Bu durumda yüz olmayan nesneleri yüz gibi algılayabiliyoruz.
Bu fenomenin bir başka ilginç yönü de bu yüzlerin genellikle duygularla ilişkilendirilmesidir. Örneğin, bir kayaya bakarken, bize bakıyormuş gibi hissedebiliriz. Beynimiz, bu tür yüzleri sadece görsel bir izlenim olarak değil, duygusal bir bağlantı olarak da işliyor.