Ejder Sözen.
Eskişehir’de dünyaya geldi, Eskişehir Osmangazi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu, hekim oldu, beş yıl Sivas’ta görev yaptı, askere gitti, vatani görevinden sonra aile hekimi olarak Muğla’ya tayin edildi, altı yıl boyunca Muğla merkezde çalıştı, sonra Muğla Yatağan’ın Bencik köyüne tayin edildi.
★
(İlçe merkezine 18 kilometre uzakta, orman içinde, küçücük, şirin bir dağ köyüdür, Bencik... Tesadüfen hayatımda yeri olan bir köydür, çünkü sevgili eşim Hülya, özellikle yaz aylarında Bodrum’dayken bütün sebze meyve alışverişimizi Ortakent pazarından yapar, ben de yapay zekalı pazar arabası olarak Hülya’nın peşinde torbaları taşırım, işte o pazarda tezgahlarının müdavimi olduğumuz yerel üreticilerin çoğu Bencik’tendir, çok şükür henüz vahşi madenciliğe kaptırmadığımız bir köydür, pembe domatesi, patlıcanı, biberi, börülcesi, taze fasulyesi, çileği, kulakları çınlasın Kemal var mesela, şiir gibi ürün getirir, hani “orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür” denir ya, benim açımdan öyle bir köydür, Bencik.)
★
Aile hekimi Ejder Sözen, işte bu anlattığım Bencik köyüne tayin edildi. Tesadüflerin gücüne inanmak lazım... 2007 yılında, Antalya’da pratisyen hekimlik kongresine katıldı, beş yıldızlı bir oteldeydiler, otelin animatörü kongreye gelen tüm hekimleri topladı, hoşça vakit geçirsinler, eğlensinler diye, ok attırdı. Okçuluk denilen sporla, işte ilk kez orada böyle tanıştı... Hayatında ilk kez yay tuttu, ok attı, çok sevdi.
Evine döner dönmez, bu sporu yapabilmek için Muğla’daki okçuluk kulübüne kayıt olmak istedi. Ama... Muğla’da okçuluk kulübü filan yoktu, okçuluk altyapısı yoktu, hatta okçuluk diye bir kavram bile yoktu. İşte her şey 2007 yılında böyle başladı... Gitti, kendisine ok takımı satın aldı, bildiğin tarlada kendi çapında atmaya başladı. Kulaktan dolmaydı tabii, internetten araştırdı, YouTube’tan seyretti, kitap falan okuyarak okçuluk öğrenmeye çalıştı. Amatör olarak az biraz yol alınca, Okçuluk Federasyonu’yla iletişime geçti, federasyon hemen yardım eli uzattı, ne gerekiyorsa destek olalım dediler, Bencik köyündeki sağlık ocağının bahçesinde ok atmaya başladı.
O dönemde belde belediyesi vardı, belde belediye başkanına gitti, “başkanım bana sporcu çocuklar bul, kulüp kuralım” dedi, belde belediye başkanının yeğeni vardı, Emircan, dokuz yaşındaydı, belde belediye başkanı sporcu adayı olarak ilk onu getirdi, aile hekimi Ejder’le ufak ufak idman yapmaya başlayan Emircan, şak, kendi yaş grubunda Türkiye birincisi oldu!
Bu başarı duyulunca, Yatağan kaymakamı köye geldi, aile hekimini tebrik etti, “bu iş tek öğrenciyle olmaz, daha fazla öğrencinin katılması için ne gerekiyorsa yapalım” dedi, özellikle kız öğrencilerin okçuluğa başlaması için Bencik köyü sakinleri teşvik edildi, kızlar idmanlara katılmaya başladı.
Yaz aylarında tarlada, kış gelince köyün tütün deposunda çalışıyorlardı. Aile sağlığı merkezinin yanındaki boş alana, poligon kuruldu, poligonla birlikte seyir keyfi de gelmişti, daha bir şevkle çalışmaya başladılar.
Türkiye birincilikleri patır patır eklenmeye başlayınca, Muğla büyükşehir belediyesi devreye girdi, Bencik köyünün takımına sahip çıktı, aile hekiminin yetiştirdiği bütün sporcular Muğla büyükşehir belediyesinin sporcusu oldu, imkanlar büyüdü, 2018 yılında Bencik’e okçuluk tesisi kuruldu.
★
Ejder Sözen’in, o bir tek aile hekiminin, tek başına, amatörce, imkansızlıklar içinde başlattığı samimi mücadele, nereye vardı biliyor musunuz?
Köyün kaderi değişti... İlçe merkezine kilometrelerce uzakta, kimsenin adını bile bilmediği dağ köyüydü, şimdi adeta olimpiyat köyüne dönüştü.
Köyün ilkokulunun logosunda bile ok ve yay var şu anda.
O köyün çocukları, milli sporcu oldular, milli takıma seçildiler.
60’ı uluslararası, 500’den fazla madalya kazandılar.
Avrupa şampiyonu çıktı o köyden.
Gençler kategorisinde dünya şampiyonu çıktı o köyden.
Dünya rekoru çıktı.
Avrupa rekorları çıktı.
Kaç Türkiye rekoru kırdıklarını artık kendileri bile hatırlamıyor.
Emircan mesela, 2017 Gençler Okçuluk Dünya Şampiyonası’nda dünya şampiyonu oldu.
Hazal mesela, 2024 Avrupa Gençler Şampiyonası’nda Avrupa Şampiyonu oldu, sıralama atışlarında dünya rekoru kırdı.
Milli formayı giyen beş sporcu çıkardı o köy.
Şu anda altı kişilik Türk Milli Takımı’nın ikisi Bencik’ten.
Takım halinde Türkiye şampiyonu oldu o köy... Hani az önce Ortakent pazarından anlattığım Kemal var var, Kemal’in kızı Gülçin’in 20’den fazla madalyası var.
Sadece madalyayla sınırlı kalmadılar, Emircan ve Songül, Muğla Sıtkı Koçman Spor Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu, Hazal, Gülçin, Ceyda ve Meltem şu anda aynı fakültede okuyorlar, Bencik’ten çıktılar, hem sporcu olarak, hem üniversiteli olarak, Muğla’nın tüm köylerine rol model oldular, Bencik köyünde lise bile yok, lise okumak için taşımalı sistemle Yatağan’a gidiliyor, bu köyden çıkıp, hem üniversiteli oldular, hem milli oldular.
Aile hekimi Ejder Sözen, bu mucizevi başarısıyla, milli takıma antrenör oldu, şu anda Muğla’dan Bodrum’dan Fethiye’den Milas’tan gelen sporcuları var, Bencik’e idman için gelip giden, sadece bir idman için 300 kilometre yol yapan sporcuları var, Bencik böylesine müthiş bir çekim alanı haline geldi.
★
Küçücük dağ köyüydü, olimpiyat köyü oldu.
2028 Los Angeles Olimpiyatı’na Bencik köyünden en az bir sporcumuzun katılmasına kesin gözüyle bakılıyor, iki sporcumuzun katılması sürpriz olmaz.
★
Ve şimdi sıkı durun lütfen... Henüz dokuz yaşındayken, aile hekiminin ilk sporcu adayı olan Emircan var ya, 24 yaşına geldi, beş gün önce, Çin’de düzenlenen 2025 Dünya Kupası’nda, büyük erkekler makaralı yay kategorisinde, dünya şampiyonu oldu, altın madalya kazandı.
Ejder Sözen ve ilk sporcusu Emircan Haney 5 gün önce Çin’de dünya şampiyonu olmanın gururunu ve sevincini birlikte yaşadı.
Bencik’i dünyanın zirvesine taşıdı.
Sonra da röportaj verdi, “Ejder Sözen benim için sadece antrenör değildir, ilham kaynağımdır, rehberimdir, dünya şampiyonluğu yalnızca benim başarım değil, köyümün, Muğla’mın, Türkiye’min başarısı” dedi.
★
İnanın, yazarken bile gözlerim doluyor, göğsüm kabarıyor.
Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür.
★
Bir tek kişinin, bir tek idealist hekimin, Ejder Sözen’in tek başına başlattığı iyi niyetli girişim, işte bu seviyeye geldi.
★
(Köy Enstitüleri’nin imha edilmediğini, Köy Enstitüleri’nin kapatılmadığını düşünün lütfen, Türkiye’nin bütün köylerinin, Bencik köyü gibi olduğunu düşünün... Türkiye bugün Norveç’ten daha gelişmiş bir ülke olurdu.)
★
Zaman zaman Türkiye’de olan bitenlere moralimiz bozuluyor, ister istemez karamsarlığa kapılıyoruz, kendimizi çaresiz ve yılgın hissediyoruz ya... İşte o anlarda, mutlaka, varlığıyla onur duyduğumuz aile hekimi Ejder Sözen’i hatırlayın lütfen, bir avuç Bencik köyünü hatırlayın.
★
Yay gibi ülke aslında burası...
Geleceğe ok gibi fırlayan evlatlarımız var.
Yeter ki biraz çaba, biraz destek, hepsi bu.
Umutsuz zannettiğiniz anlarınızda, sadece bir tek kişinin, sadece bir tek köyde neler yapabildiğini hatırlayın lütfen.