Bugünkü Süleymaniye maceramız!

Sevgili okurlarım, 102 yıl önce kurulan Cumhuriyet’imiz bugün muhteşem bir olaya daha tanıklık edecek! Böylesi bugüne kadar duyulmamış ve görülmemişti.

Türkiye’ye 1984 yılından beri kan kusturan terör örgütü, söylentiye göre bugün Süleymaniye’de silah bırakacak ve teslim bayrağını resmen çekmiş olacakmış!

Devlet Bahçeli’nin deyişiyle “PKK’nın önderi” olan çok sayın ve saygın Abdullah Öcalan Bey de bu düzmece silah bırakma hadisesini doğrulayınca bizim için söyleyecek söz zaten kalamazdı.

Tören bu sabah düzenlenecek ama medyanın çekim yapmasına izin verilmeyecekmiş. Çekimler daha sonra medyaya servis edilecekmiş.

Bakalım, sonrasını hep birlikte izleriz.

★★★

Varsayalım tören bugün yapıldı ve silah bırakılacağı resmen açıklandı...

Bu örgütün elinde her cinsten binlerce, belki on binlerce silah var. Üstelik örgüt sadece Türkiye’de değil, Irak, İran ve Suriye’de “çalışmalarını” sürdürüyor.

Ayrıca bunların elinde büyük bölümü uyuşturucu parası olan yüz milyarlarca dolar var. O paralar başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde.

Şimdi bu paralar ne olacak, nereye gidecek?

Ama daha da önemlisi silahlar ne olacak? Rivayete göre örgüt bunları yakacakmış!

Peki sıra Türkiye, Suriye ve İran’da gömülü olan silahlara ne zaman gelecek?

Bu soruların yanıtı bilinmiyor.

★★★

Biz bu söylentilere kanacak kadar saf değiliz...

“Terörsüz Türkiye” yaratılacakmış, böylece Türkiye her açıdan kalkınacak ve huzura kavuşacakmış.

Bu iş öyle kolay değil.

Bu örgütün teröre inanmış bir sürü elemanları var. Bunlar bir süredir boşta geziyor. Yani gelecekte ne yapacakları bilinmiyor.

Dahası da var. Şu anda cezaevlerimizde terörden hüküm giymiş yaklaşık beş bin PKK’lı terörist yatıyor.

Apo’nun bir süre sonra tahliye edileceği artık kesin de, içeridekiler ne olacak? Hepsi af bekliyor ve kendilerine göre haklılar.

Örgütün pişmanlık duyan önderi tahliye edilecek ama içeridekiler daha yıllarca yatmayı sürdürecek, olacak şey midir!

Siz olsanız tepki vermez misiniz?

★★★

İşler bu aşamaya gelince kafalara ister istemez birtakım sorular daha üşüşüyor...

Varsayalım Apo’dan sonra PKK’lı teröristler için de kapsamlı bir af çıkarıldı ve bunların tahliyesine başlandı.

Böyle bir kararı halen hapishanelerde yatan, ama teröre bulaşmamış olan on binlerce hükümlü nasıl karşılayacaktır?

İçlerinde siyasetçiler, gazeteciler, her kesimden birileri var.

Türkiye, eğer birileri bizimle oyun oynamıyorsa, önümüzdeki haftalarda ve aylarda çok çarpıcı olaylara tanık olacak.

Anlaşıldığı kadarıyla üzerimizde oynanan bu oyunun çok daha renkli sahnelerini pek yakında izleyeceğiz.

Perde açıldı ama tiyatronun figüranlarıyla baş rol oyuncularını henüz yeterince tanımış değiliz. Senaryo henüz yazılmadı. Hazır olalım daha çok şeyler göreceğiz!

Bakalım bu sabah Süleymaniye’de neler olacak.

Prof. Dr. Fahrettin Altun(!)

Sevgili okurlarım bizim anlı şanlı Saray’ın örgütlenmediği bir tek konu, bir tek yer bile yok...

Onlardan biri de adına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı denilen, personeli torpillilerden ve partili yandaşlardan oluşan bir kurum.

Bu kuruluşun başında iki gün öncesine kadar Fahrettin Altun isimli biri vardı. Şimdi her nedense Recep Tayyip tarafından görevden alındı ve ilgisiz bir kuruluşa postalandı.

“Gazeteci” olduğu söylenen bu arkadaşın en önemli görevi kamuoyuna iktidarı savunan açıklamalar yapmak, hoşlarına gitmeyen yayınları yalanlamaktı. Tayyip Radyo Televizyonu olarak bilinen TRT ile yakın ilişkileri vardı. O ne derse TRT yayınlarında anında yer bulurdu.

★★★

1930’lu yılların faşist Almanya’sında Hitler’in Joseph Goebbels isimli bir Propaganda Bakanı vardı. Günde birkaç kez iktidarı savunur, muhaliflere karşı sert çıkışlar yapar, korkutmaya çalışır ve onları yalancılıkla suçlardı.

Propaganda işlerini devletin parasıyla yöneten Fahrettin Altun da görevde kaldığı yedi yıl boyunca hep bunu yaptı ve Recep Tayyip’in en çok güvendiği adamlarından biri olmayı başardı.

Bu “gazeteci” arkadaşın önemli bir özelliği vardı.

Adının başına Prof. Dr. unvanı koydurmuştu. TRT dahil yandaş medyanın tamamı kendisinden Prof. Dr. Fahrettin Altun diye söz ederlerdi.

Burada diğer önemli konulara girmiyorum. Örneğin eşinin ve kendisinin bazı kurumlardan ayrıca maaşa bağlanmış olup olmadığını falan sormayacağım.

Her açıdan krallar gibi yaşadı, sadece helal olsun diyorum.

★★★

Asıl merak ettiğim konu şu...

Fahrettin Altun’un Prof. Dr. unvanı nereden geliyor?

Dün İletişim Başkanlığı resmi sitesinden özgeçmişine baktım, her ayrıntı var ama bu yok.

Kendisine bu unvan nasıl, nerede, hangi yıl ve hangi üniversite tarafından verilmiş?

İnsan bunu gizler mi!

Bu konuda vereceği yanıtı sabırsızlıkla bekliyorum. Böylesine değerli bir propaganda elemanını görevden alan Recep Tayyip’i özellikle kınıyor ve bu arkadaşı en kısa zamanda çok daha yüksek yerlere getirmesini diliyorum!

Yazarın Diğer Yazıları