Bunların hesabını kim verecek?

Sevgili okurlarım, çok uzun yıllardan bu yana gazetecilik yapıyorum. Bu gazetecilik dönemimde önümüzden kimler geldi kimler geçti.

Süleyman Demirel, Kenan Evren, Turgut Özal, Tansu Çiller ve daha niceleri...

Hep yazdık, eleştirdik, pislikleri ortaya çıkardık.

Hep düşünürdük...

“Bunlardan daha kötüsü gelmez” derdik. Şimdikileri görünce anladık, meğer yanılıyormuşuz!

Örneğin geçmiş yıllar içerisinde bizi yönetenlerin hiçbiri, çözüm süreci ayaklarına yatıp Türk devletini İmralı’da yatmakta olan teröristin ayağına göndermeye cesaret edemezdi.

Meclis’te komisyon momisyon falan kurup milleti uyutmaya kalkıştılar. Apo’nun ayağına milletvekillerini göndermekten hiç mi hiç utanmadılar.

Zaten insan şu komisyonun adını okuyunca bile gülesi geliyor...

Milli dayanışma, kardeşlik ve demokrasi!

★★★

Bu komisyon haftalar boyunca bizim zamanımızı çaldı, bir takım anlamsız ve saçma sapan işlere girişti, son aşamada ise Apo tarafından huzura (!) kabul edildi.

Olacak şey midir!

Apo bunlarla İmralı’da konuşuyor, bir takım laflar söylüyor. Sonra sözlerinin tam metni MİT tarafından banttan çözülüyor.

Toplam sayfa sayısı çok daha fazla ama bu konuşma metni milletvekillerine sadece dört sayfa olarak veriliyor.

Yani sansür mekanizması yine devreye sokuluyor.

Demek ki Meclis’e, komisyona ve milletvekillerine bile aynı sansür uygulaması yapılıyor.

Böylesi bugüne kadar hiç görülmemişti.

★★★

Apo’nun bugüne kadar söylediği sözlerin tümüyle palavra olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Örgüt kendini feshedecekti. Olmadı!

Silahlar imha edilecekti, yine olmadı.

Irak Süleymaniye’de sahnelenen tiyatro dışında bir tek silah bile yok edilmedi. Sadece o gün 30 dolaylarında çakaralmaz, hizmet dışı kalmış uzun namlulu tüfeği çöp bidonunda yaktılar, aman da maşallah!..

Ve şimdi Türk ordusu kuzeyden Suriye’ye girdi çünkü örgütün Irak ve Suriye’deki kolları, alınacak kararları tanımayacaklarını açıkça söylediler.

Peki bundan sonra neler olacak?

Mehmetçik Suriye’de çatışmalara girerse, oradan şehit cenazeleri gelmeye başlarsa ne yapacağız? Bunun hesabını Apo vermeyeceğine göre acaba kim, kimler verecek?

Her şey meçhul...

Yanıtı bilinmeyen bir sürü soruyla karşı karşıyayız.

Çözüm süreci yutturmacası altında başımıza durduk yerde yeni bir Suriye belası açtık ki, Allah bizi beterinden korusun.

Yılbaşında Milli Piyango

Sevgili okurlarım, çoğumuz için aynı şey geçerlidir. Geçmişte hepimiz aynı şeyi düşünürdük...

Milli Piyango devletin altın yumurtlayan tavuğudur.”

Kendi adıma söylüyorum, son birkaç yıl öncesine kadar yılbaşı yaklaştığında bütün çevreme ve özellikle de çalışma arkadaşlarıma bir adet Milli Piyango bileti armağan ederdim. Bence hem ucuz, hem de değerli bir armağandı...

Şimdi birkaç yıldan beri bu uygulamaya son verdim! Artık Milli Piyango’ya verecek bir kuruşum bile yok.

Bunlar hiç utanmadılar, hiç sıkılmadılar ve Milli Piyango ile birlikte devletin bütün şans oyunlarını da Demirören ailesine sattılar.

Şimdi işin başında Yıldırım Demirören isimli veliaht var.

Bu şahıs bir sürü işlere girip çıkan, aynı zamanda büyük medya patronu olan biri.

★★★

Bazılarını satın almak için parası yoktu. İktidarın torpiliyle Ziraat Bankası kendisine yüz milyonlarca dolar kredi açtı. Demirören bankaya olan borcunu ödeyemedi.

Borç rakamları gizli tutuluyor, hiçbir biçimde açıklanmıyor.

Peki bu şahsın elinde hepsi de iktidar destekçisi olan hangi medya kuruluşları var?

Televizyon kanalları CNN-Türk, Kanal D...

Gazeteler Hürriyet, Milliyet, Posta...

Kimse kusura bakmasın, ben bu Demirören ailesine hangi nedenle olursa olsun para vermem.

Nasıl olsa benden alacakları piyango parasına ihtiyaçları yok. O paralar bende kalsın. Onlara daha nice hayırlı işler dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları