Dünyaca ünlü 104 yaşındaki filozof uzun ömrünün sırrını verdi: Çocukluk, ergenlik, yetişkinlik...

Dünyaca ünlü filozof Edgar Morin, insanlığın gidişatına dair karamsar bir tablo çizerken, uzun ömrünün de sırrını verdi.

Neredeyse tüm 20. yüzyıla ve 21. yüzyılın ilk çeyreğine tanıklık eden dünyaca ünlü Fransız düşünür Edgar Morin, insanlığın gidişatına dair korkularını ve umutlarını paylaştı. 104 yaşında olmasına rağmen zihni üretkenliğini koruyan Morin, modern dünyayı parçalanmış bir yapıya benzeterek hayati bir uyarıda bulundu: "İnsanlığın kaderi tehlikede!"

Gazeteci Pablo Cubí del Amo’nun mercek altına aldığı Morin düşüncesine göre, dünya sanılanın aksine birleşmiyor; aksine her alanda daha çok parçalanıyor. Bilimin aşırı uzmanlaşarak "büyük resmi" kaçırdığını savunan filozof, sorunların izole bir şekilde analiz edilmesini eleştiriyor. Morin’e göre çözüm, farklı bilgi alanlarının etkileşiminden ve "karmaşıklığı" kabul etmekten geçiyor.

Günümüz kitle kültürünün "sürü psikolojisini" beslediğini ve eleştirel düşünceyi yok ettiğini savunan Morin, teknolojik gelişmelere dair de ezber bozan bir yorumda bulunuyor: "Yapay zeka korkutucu olabilir, ancak ben her şeyden çok yüzeysel insan zekasından korkuyorum." İnsanlığın artık sadece "ekonomik bir varlığa" (homo economicus) indirgendiğini belirten düşünür, hesaplamanın düşüncenin önüne geçmesinden endişe duyuyor.

Morin, kendi "gençlik" formülünü özetledi

Her röportajda kendisine yöneltilen "Uzun yaşamın sırrı nedir?" sorusuna Morin’in yanıtı fiziksel reçetelerin çok ötesinde. Onun için uzun ömürlülük tamamen "ruhsal bir denge" meselesi. Morin, kendi "gençlik" formülünü şu sözlerle özetliyor: "Çocukluğun merakını, ergenliğin özlemlerini, yetişkinliğin sorumluluklarını koruyorum. İçimde her yaştan insan var."

Morin, günümüz dünyasını 1920 ve 30'lu yılların gergin atmosferine benzetiyor. Avrupa’yı "felç olmuş" ve "acı içinde" gören filozof, insanlığı uyurgezerlere benzeterek sert bir tablo çiziyor: "Belki de uyurgezerler gibi Titanik'in buzdağına doğru ilerleyişini izleyeceğiz. Potansiyel olarak intihara meyilli bir insanlık haline geldik."

Tüm endişelerine rağmen Morin, teslimiyeti reddediyor. Hayatın acımasız yönlerine gözlerini kapatmadığını ancak insanlıktaki asaleti ve iyiliği görmeyi seçtiğini vurgulayan filozof, umudu bir zorunluluk olarak görüyor: "Umut olmadan, kendinizi melankoli duvarları arasına kapatarak hiçbir şey elde edemezsiniz. Başkalarını anlamaya çalışmak ve dar görüşlülüğü reddetmek bir ön koşuldur."