Diplomatik krize dönüşen bir uluslararası okul sorunu var. Bu kriz aslında 31 yıldır sürüyor. MEB yerine elçiliklere bağlı Alman-Fransız gibi 12 okulla ilgili Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, müfredatı uygulamazlarsa verdikleri eğitimi, diplomaları geçersiz sayıp sistem dışına atacakları çıkışı yaptı. Fransa Büyükelçiliği’ne bağlı Charles de Gaulle Okulu ile Fransız Pierre Loti Okulu’yla başlayan restleşmeye, Alman Büyükelçiliği’ne bağlı Ernst Reuter Okulu da dahil oldu. Tekin’in ‘Müstemleke’ yani ‘Bir devletin başka bir devletin egemenliği altına girmesi’ vurgusuyla Türkiye-Almanya-Fransa arasında diplomatik krize dönüştü. Krizin odağındaki Charles de Gaulle Fransız Okulu’na adı verilen Gaulle’yi, dipnot olarak anlatacağım.
ATATÜRK HAYRANI
Ülkesi 1941’de Alman işgalindeki Gaulle, “Fransa’nın sevgili çocukları! Açsınız, çünkü düşman ekmeğimizi, etimizi yiyor. Üşüyorsunuz, çünkü düşman odunumuzu, kömürümüzü çalıyor. Acı çekiyorsunuz, çünkü düşman size yenildiğimizi söylüyor, söyletiyor. Ben, General Gaulle söz veriyorum. Zafer gelecek!” dedi. 1942’de ülkesini kurtarıp, 1958’de başbakan oldu. Asker, siyasetçi, yazar. Ankara’da adını taşıyan okulu 1962’de elçilik kurdu. Gaulle, “Atatürk’ten öğreneceğimiz çok şey var. Dünya önderleri arasında en büyük başarıları elde eden kişilik oydu. Çünkü, ulusunu çağdaşlaştırdı. Atatürk artık rahatça ölebilir. Işık parlamakta, alev yanmakta ve memleket ilerlemekte” sözleriyle “Politika, politikacılara bırakılmayacak kadar önemlidir” diyen bir Atatürkçü’ydü.
NOTALAR VERİLDİ
MEB’in, tanımayacağını söylediği okullar için Dışişleri Bakanlığı da Fransa’ya nota verdi. Okullar, Türk öğrenci almayacağını açıkladı. Türkiye’de hukuki statü için, bu okulların anayasanın 90. maddesine göre sözleşme yapıp; Amerikan, Fransız, Alman, İtalyan, Avusturya okulları gibi MEB mevzuatına tabi olması gerekiyor. Türkiye; 1993, 1998, 2000 ve Temmuz 2024’te bu okullarla ilgili Fransızları 4 kez uyarsa da ciddiye almadılar. Fransız Eğitim Bakanlığı, Yurtdışı Fransız Eğitim Ajansı (AEFE) ile Alman Büyükelçiliği okulları yönetiyor. Türk çocukları da okuyor. Eğitim kararlarını AEFE alıyor. Türkiye tabii ki seyredemez. Fransa Eğitim Bakanlığı’na bağlı 62 yıldır eğitim veren Charles de Gaulle Fransız Lisesi durduk yere mi krize dönüştü? Hayır.
BARIŞ ELİ SIKILMADI
Bakanlık, geçen aralıktan bu yana okullarla 8 aydır süren müzakeresinden pozitif sonuç alamadı. MEB’in 12 Temmuz’da anlaşma için uzattığı el havada kaldı. Tekin de haklı olarak, “Biz sömürdüğünüz müstemleke ülkesi değiliz. Türkiye’nin kurallarına ve anlaşmalara uyacaksınız” diye sert bir çıkış yaptı. Ülkeler, MEB’in yeni müfredatı uygulatma ısrarını reddediyor. MEB’in yeni müfredat kastının, “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi verme mecburiyetiyle türban, şalvar, takke serbestisi olduğu, bunu laiklik karşıtı ciddi bir risk görüyor. Fransa ve Almanya, “Laiklik ilkelerine aykırı” gerekçesiyle okulların, MEB’e bağlı olma ısrarını bu nedenlerle reddediyor. Uzlaşı için müzakereler sürüyor.
“OKULUNU TANIMIYORUM”
Bu okulları değerlendirirken; MEB’e bağlı olup, her okulda bir de MEB’in atadığı Türk müdür başyardımcısı olan Ermeni, Rum ve Yahudi cemaatlerine ait azınlık okulları ve MEB’e bağlı Robert Kolej, Saint Benoit, Alman Lisesi gibi yabancı okullarla karıştırılmaması gerekir. “Bu okulların mevzuatımızda yeri yok” diyen Bakanlık, bu okullara yüzlerce Türk çocuğu kaydedilirken hatta bu çocuklar yabancı öğrenci statüsünde YKS’de düşük puanla üniversitelere yerleştirilirken neredeydiniz? “Bütün okullar imam hatip olsun” diyen AKP eski milletvekili Ali Boğa’nın torunu bile, bugün kapatmak istediğiniz Ankara’daki Fransız okulunda okuyordu. Şimdi BM’nin, “Çocuğun üstün yararı ilkesini” gözeterek, kayıtlı binlerce Türk çocuğu, “Okulunu tanımıyorum” diye cezalandırılamaz.
İDEOLOJİK VE POLİTİK
Okul krizinin perde arkasında; AKP’nin, 5 yıl önce Fransa’da açmak istediği okula izin verilmemesi yatıyor. Dönemin Fransa Eğitim Bakanı Blanquer, “Türk hükümeti, bu liseler aracılığıyla İslamcı ideolojiyi yaymaya çalışıyor. Bu laiklik ilkesine aykırı” diye itiraz etmişti. Yabancı okulların müfredata tabi olmasını istemekte haklı olan MEB, İstanbul-Bağcılar’da Suriyelilerin açtığı Awael Koleji’ne de aynı hassasiyeti göstermelisin. Türkçe tek kelime olmayan, Arapça tabelalar asılı, resmi dili Arapça, kız-erkek ayrı, Tevhid-i Tedrisat’a aykırı şeriat eğitimi verilen bu okul kime bağlı? Türkiye Cumhuriyeti’nd; Fransızlar, Almanlar nasıl MEB’e tabi olmadan okul açmazsa Suriyeliler de anayasaya aykırı şeriat eğitimi yapamaz! MEB’in, “Maarif müfredatını uygulamıyor” gerekçesiyle Atatürkçü, laik özel okulların boğazına çökmesi kapıda! AKP için eğitim, akademik değil ideolojik ve politik araçtır!