Ağır ekonomik kriz insanları canından bezdirdi...
İşlerin düzeleceği, sıkıntıların biteceği de yok!
Seçmen parlamenter sisteme itibar etmeyip “Tek Adam” yönetiminin devamına karar verince her geçen gün baş aşağı gitmeye başladık...
Erkene alınmazsa, seçim 2028 yılının Mayıs ayında...
İktidara oy verenler de vermeyenler de daha uzun süre enflasyon ve pahalılık çilesini çekecek!
Atalarımız “Kendi düşen ağlamaz” demiş. Toplum olarak biz de ağlamayı sızlanmayı bırakıp, bir erken seçim için iktidarı zorlamaya bakalım.
★★★
Kurtuluş için Meclis’ten pek hayır yok!
Evet, 600 üyeli bir Meclis’imiz var. Adı: Türkiye Büyük Millet Meclisi...
Peki, neden var? Ne iş yapıyor bu Meclis?
Yasalarımıza göre Meclis’in görevi “86 milyon insanı temsil etmek, yasalar çıkarmak, halkın hakkını-hukukunu korumak!”
Gerçekten öyle mi dersiniz? Hayır, bu sözler kitapta kalan ifadeler... Bugünkü Meclis’in gücü, Cumhurbaşkanı’nın gücü yanında yok denilecek kadar az!
Ülke 2028 yılının mayıs ayına kadara (3 yıl 9 ay daha) Cumhurbaşkanı’nın tek başına alacağı kararlar ve iki dudağı arasından çıkacak sözlerle idare edilecek.
★★★
* Hatırlayın... Cumhurbaşkanı bir imza ile koca Meclis’in verdiği kararı bozdu ve kadına şiddeti önlemeyi amaçlayan Uluslararası İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıverdi. Meclis ne yapabildi? Hiç!
* Meclis, Cumhurbaşkanı’nı denetleme yetkisi olmayan, sadece Saray’ın hazırladığı yasa tasarılarını onaylayan, zaman zaman kendi aralarında kavga eden bir kurul!
* Tek Adam sistemine göre, Meclis olsa da olmasa da olur. Cumhurbaşkanı tek imzayla çıkardığı Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetiyor.
* Koca Meclis, kararnameleri onaylayan, Saray’ın istediği kanunları çıkartan bir kurum halinde, ne yazık ki!
* Hiçbir Bakan, Meclis’e hesap vermek zorunda değil!
★★★
Demokrasinin esası “Kuvvetler ayrılığı” prensibidir. Yani:
Yasama (Meclis), Yürütme (Hükümet) ve Yargı... Bu 3 kuvvet birbirini denetler.
Oysa Türkiye’de Cumhurbaşkanı en büyük güç... Hiçbir kurum onu denetleyemiyor.
Her şeye tek başına Cumhurbaşkanı karar verdiğine göre diğer güçlere ne gerek var?
Böyle bir yönetim tarzına demokrasi denemez!
Cumhurbaşkanı’nın sınırsız denecek kadar büyük yetkileri var ama sorumluluğu yok!
Yüzde 50’yi aşkın seçmenimiz, güzel yaşamak isteseydi, seçimde oylarını “Demokrasiden yana” verirdi. Oysa “Tek Adam Yönetimini” seçtiler...
Şimdi ulus olarak bunun bedelini ödüyoruz!
Aydın bir cami imamı
Bir okurum, gönderdiği mektupta, aydın bir cami imamının, görev yaptığı caminin duvarına şu yazıyı astığını bildirdi: Okuyalım:
“Çocuklarımıza ibadet öğretmeden önce ahlâklı olmayı öğretelim... Önce ahlâk! Yoksa maazallah, çocuklarımız namaz kılan bir hırsız, oruç tutan bir sapık, hacca giden bir yalancı, kurban kesen bir tefeci, şehadet getiren bir terörist olabilir. Aman dikkat!”
Böyle önemli uyarılar yapan takdir edilecek aydın din adamlarımız da var.
TEBESSÜM
Pot üstüne pot!
Adam, konser salonunda yanındaki kibar görünüşlü adama sorar:
“Sahnede şarkı söyleyen şu berbat sesli kadın da kim?”
“O benim kızımdır efendim!”
“Affedersiniz, ben o kızı değil, keman çalan kadını kastettim.”
“O da benim karım efendim”
“Yaa? Yine yanlış anladınız. Ben, o rezalet şarkının bestecisi kim demek istedim!”
“Besteci de benim efendim, şarkıyı ben besteledim!”
GÜNÜN SÖZÜ
Siyasetçi “Yapacağım” diye aldatmamalı, “Yaptım” diyebilmeli!