İnsanlık

Canlıların yaradılış yönünden en niteliklisi İNSAN’ı yaşamın odağına alıyor, onu yapısal bakımdan, ruh ve düşünce yanlarıyla tanımlıyoruz ama İNSANLIK kavramını aynı açıklıkla ortaya koyamıyoruz. Anlayış ve inançtan, duygu ve düşüncelerden, hak ve özgürlüklerden, olaylardan ve oluşumlardan, doğuştan ölüme tüm durumları insana bağlıyor, onunla ilişkilendiriyor, onun için değerlendiriyor, yapıyor ya da yıkıyoruz. İnsanlığı onun için istiyor, savunuyoruz ama insanlığın öğeleri, özellikleri ve gerekleri konusunda bilinçli davranmıyoruz.

Memelilerin en gelişmiş türü insana ilişkin söz, deyim, deyiş, tanım, anlatım, sorun, durum o kadar çok şey söylenip yazılmasına karşın insanlık için genelde arapça “insaniyet” sözünden başka kavramı açıklayan bir tanım yoktur. İnsanların tümünü içeren bir yapıdan çok, insana yaraşır tutum ve davranışlarla değerleri içerdiği, nitelikleri amaçladığı düşünülmektedir. İnsana yaraşır tutum ve davranışlar, iyi duygu ve iyi düşünceyi yansıtan yönelişler, durumlar ve duruşlar, insanlığın açılımıdır. İnsana özgü değerler ve niteliklerin toplamıdır.

“İnsancıl sözcüğüyle insandan yana, insanlıkla örtüşen tutum anlatılır. İnsana bağlı değerlerin, niteliklerin ilkelerin, insana yaraşan durumlarla insandan beklenenlerin özeti olan insanlık ahlâk, anlayış, hoşgörü, doğruluk, dürüstlük, yardımseverlik, temizlik, değerbilirlik, saygı, sevgi, güven, bağlılık, özveri, dostluk anlaşılır ve amaçlanır.

İnsanlığı yalnız din kapsamında gören dar ve gerici görüşlülere en iyi yanıtı, din ve mezhep kavgalarının bitip tükenme bilmeyen kanlı, soykırım sayılacak din savaşlarının verdiği açıktır. Ama onların kendi kirli amaçları için inanç sömürüsü yaparak her kötülüğü kapatmaya çalıştığı da.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, Anayasalarda insan hakları olarak gösterilip güvenceye alınmaya çalışılan, yasalarda da yer verilen haklar ve özgürlüklerin insanlığa anlamını veren, içeriğini kazandıran değerler olduğu tartışılamaz.

İnsanlık, kulluğu, köleliği, dalkavukluğu, yalakalığı, kötülüğü, haksızlığı, eziyeti, adaletsizliği, terbiyesizliği, hatta kabalığı kabul etmez.

Kendisi ve çevresi için, getiriler ve kazanımlar için her yol ve her yöntemi geçerli sayanlar, ahlâk kurallarını çiğneyenle insana değer vermeyip saygı göstermeyenler, her zaman ve hep kendisinin haklı olduğu savında direnenler, yetki ve sorumlulukları değişik biçim ve nedenlerle kötüye kullananlar uygar kişiler değildir.

Eğitim, aile, çevre ve kimi yaradılış özellikleriyle anlam kazanan kişilik, insanlık ve uygarlıkla donanır ve değerlenir. Saygınlık, kişiliğin ödülüdür. Mevki makamla, rütbe ve sanla,varlık ve olanakla insan olunmaz. İnsanlık, odağındaki insanın kişilik nitelikleriyle ölçülür ve tanınır. Saygının, anlayışın hoşgörünün uygarlık sanılan kimi çarpıklık ve çelişkilerle yara aldığı, yakınmalara yol açtığı günümüzde hepimize büyük sorumluluk düştüğünü anımsayalım.

İnsanlığı üstün tutalım, ulusumuza, ülkemize ve devletimize yazık etmeyelim. Gıdalarla, yapılarla, kentlerle, eğitim öğretimle, insan ve hayvan sağlığı ile geleceğimizle oynamayalım. Hukukun üstünlüğünden, yargının bağımsızlığından ödün vermek yıkıma çağrıdır.

Yazarın Diğer Yazıları