İsyanı kınında!

Birikti, birikti, öfke düzeyi arttı, sonunda patladı. Hiç beklenmedik bir ülkede “fırsat eşitliği isyanı” çıktı.

Şimşek hızına ulaştı.

Polisi, orduyu, tankı, panzeri; “fırsat eşitliği- hak eşitliği- liyakat eşitliği- hakkın hak edene verilme eşitliğini” istemek için isyan edip bağırarak sokaklara inen çoğunluğu kadın ve üniversite öğrencisi halkın üzerine sürdüler.

105 kişi can verdi.

★★★

Batıda olurdu.

Doğudan geldi.

Bangladeş’ de bir kısım ailelerin çocuklarını devlette işe yerleştirmek için özel kontenjan yasaya bağlanmış, uygulanıp gidiyordu. Becerisine, bilgisine, okuluna, eğitimine bakmadan devlet koltuklarına yerleştirme kontenjanına halk sonunda çok öfkelendi, sokaklara döküldü. Bangladeş Yüksek Mahkemesi, “devlet dairelerinde işlerin yüzde 93’nün hak edene verilmesi” kararını aldı.

İsyan böyle durdu.

★★★

Türkiye’de ise “kayırma- hısım akrabaya torpil- işi hak edene değil iktidar partisi yakınına verme- nepotizm- ihalede kollama- devletten iktidar torpillisine hak edilmedik geliri aktarma” örnekleri halkta çok öfke biriktirdi.

Öfke baldan tatlı.

Bu düzene kızıyor.

★★★

KPSS sınavı demişler.

Binlerce insan; Kamu Personel Seçme Sınavı’na girdiklerinde yazılıda en yüksek puanı alsalar bile “mülakatta” kaybedecek lerini ve önlerine iktidar torpilli, kayırmalı, eş-dost etiketli birilerinin geçeceğini biliyorlar.

Bile bile!

Sınava giriyorlar.

Girip, çıkıp!

Öfkeleniyorlar.

★★★

Türkiye’de kamu kurumlarına ve tüm devlet kadrolarında işe almalar; Bangladeş’ de kanlı isyana sebep olan “bir takım ailelerin çocuklarına özel kontenjan tanıma” kıvamına geldi. Geçen günün gazetesinde bir haber vardı. Ankara Milletvekili Deniz Demir, Meclis Kürsüne çıkmış elinde bir simit; “torpil ve kayırmanın yol açtığı yoksulluğun” boyutlarını anlatırken; “Kamu kurumları torpille işe giren AKP’liler ve çocuklarıyla doldu” diyordu.

★★★

Ben her gün 6 gazetede ve 6 internet sitesinde tüm haberleri okurum. Her gün 2-3 “fırsat eşitsizliği haberi” görüyorum: İktidar partisi milletvekilinin yeğeni bankamatik memuru çıktı. Yüksek Hızlı Tren hattı inşaat ihalesi iktidar partisi yanlısı şirkete verildi. Türkiye Kömür İşletmeleri, çuvalı bile eski AKP’li vekilin şirketinden aldı. Çocuk Esirgeme Kurumu binası, iktidar yanlısı vakfa peşkeş çekildi. THY’nin yan şirketi AJET, iktidar yanlısı tarikat ve vakıflara bedava bilet kontenjanı tanıdı. AKP’den aday oldu ihaleyi kaptı. İktidar milletvekili kızı ve ittifak partisinin milletvekili oğlu Meclis’te işe yerleştirildi. Meclis’te çalışan sayısı 5.000’i geçti ve içlerinde çok azı hariç, tamamı iktidar partisi ya da onun ittifak ortağı partilerin torpillilerinden seçildi. 5 milyonu geçen memur sayısının yüzde 90’nı da “bizdendir işareti” ile devlete alındı.

★★★

Tahminime göre 22 yılda 22.000 torpil, kayırma, kollama, koltuk verme, üç maaş-dört maaşa bağlama, devleti hortumlama, kamuyu soyma haberi yayımlandı.

Dün okudum.

Son haber şuydu:

Kışlaya verdiği yemekle 1 askerin ölümüne 1045 kişinin zehirlenmesine yol açan firma, isim değiştirip devlet hastanesinin yemek ihalesini aldı, verdiği yemekten 100 kişi zehirlendi.

★★★

Öfke birikiyor.

Özellikle anneler; bin bir fedakarlıkla okuttukları oğulları ve kızları sınavda 100 alsalar bile mülakatta kaybettiklerinde isyanlarını anketlere taşıyorlar. Son anketlere yansıyan ve “AKP’den kopan dar gelirli kadın seçmenin CHP’ye yöneldiğini, onu birinci parti yaptığını” gösteren değişimin altında; fırsat eşitliği isyanı yatıyor.

Kadınların isyanı!

Sandığı bekliyor!

Demiryolu dahildi!

“Fatih Sultan Mehmet Köprüsünün ana müteahhidi Japon Mitsubishi firmasında 2. Köprü + Kınalı-Sakarya otoyol projesinin proje koordinatörü olarak çalışıyordum. İhale teklifini net hatırlıyorum: Sözleşmede köprünün payı 125 milyon dolardı. Aynen sizin yazınızda belirttiğiniz gibi. 3. Köprü projesinin lansmanı yapılırken üzerinde Avrupa bağlantılı 2 şeritli demiryolu olacağı söylenmişti. Hayali resimler medyada paylaşılmıştı. Sözleşme DEMİRYOLU DAHİL MALİYET üzerinden yapılmıştı. Demiryolu zamanla unutuldu, unutturuldu. Parası ödendi ya da ödeniyor. Bugüne kadar muhalefet bu konunun üstüne gitmedi. Norveç’te deniz seviyesinden 292 metre derinlikte ve 14,400 metre uzunluktaki (Dünyanın en derin ve en zor projesi olan) Ryfylke tünel otoyolun maliyeti 785 milyon Euro oldu. Bizdeki 3. köprünün maliyeti ise 3.5 kat daha fazla! Birim uzunluk maliyetine göre kıyaslama yaparsak 23 katı! Yani bizim 3. köprünün 1 metresinin maliyeti Norveç’teki tünel otoyolun 1 metresinin maliyetinin 23 katı. Saygılarımla. Okurunuz Akin Kosetorunu

Yazarın Diğer Yazıları