Oval Ofis’te tarihe geçecek bir kare. Trump masada, karşısında Avrupa’nın ağır topları tek sıra. Hepsi disipline çekilmiş, müdürün azarı için hazır bekliyor. İnsanın aklına hayali diyaloglar geliyor.
“Emmanuel!” diye gürlüyor Trump, “Karından sürekli dayak yiyeceğine biraz erkek ol da şu NATO bütçesini artır!”
İtalyan Meloni’ye dönüyor: “Aylaklığı bırak, Elon’la (Musk) flört etmeyi de...”
Arkasında 1.98’lik dev gibi duran Başbakan Merz’e gözlerini dikip: “Boyun uzun, aklın kısa. Otur ve Almanya’nın katkısını tamamla!”
İngiliz Starmer’a “Seni hiç sevmedim süt oğlan. Çay saati bitti. Notları dağıt.”
Zelenskiy’e “Adını duymak istemiyorum. Haritayı duvara as ve teneffüste konuş!”
Avrupa liderleri kısa şortlu birer çocuk gibi başları önde dinliyor. Hayatımda çok az görebileceğim bir fotoğraf karesi bu!
★★★
Daily Mail sahneyi “utanç tablosu” diye niteledi: “Trump’ın karşısına ip gibi dizilmişlerdi.”
The Guardian, daha sertti. Avrupalı liderlere “kuş beyinliler” dedi. Yemini sorgulamadan yutan güvercinlere benzetti. “Ne için yediklerini, neyin peşinde olduklarını bilmiyorlar. Bir lokma daha koparma umuduyla tuhaf taklalar atıyorlar.”
Zelenskiy Trump’a 4.5 dakikalık konuşmasında 15 kez teşekkür etti. Avrupalı liderlerse tam 30 kez... Hepsi de iltifat yarışına girdi.
En ağır eleştiri New York Times’ın kıdemli yazarı Thomas Friedman’dan geldi. Ona göre Trump barışı değil, Putin’in ince ince ördüğü tuzağı satın alıyor. Şu satırlar ona ait:
★★★
Trump NATO’ya, kiracıları asla yeterli kira ödemeyen ABD’ye ait bir AVM gibi bakıyor.
Ukrayna’yı Batı’ya dahil etme ihtiyacı hissetmiyor. Putin’in işgalinin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının intikamını almak için Batı’yı parçalamak adımı olduğunu görmüyor.
Putin ise Trump’ın egosunu bildiğinden onu tavlamak için jest üstüne jest yapıyor.
Rusya’nın önde gelen sanatçılarından birine Trump’ın portresini yaptırmış. Trump’ın özel temsilcisini Kremlin’e davet edip “Lütfen bu sanat eserini Başkan’a götürün” demiş.
Hediyesine bir de “Başkan vurulduğunda kendisinin Moskova’da yerel bir kiliseye gidip papazla Trump için dua ettiğine” dair duygusal bir hikâyeyi iliştirmiş.
Tablo; Putin’in “Tanrı seni bize bağışladı” duasıyla birlikte Washington’a geldiğinde, Trump’ın çok hoşuna gitmiş.
Eğer Putin gerçekten Trump için dua ettiyse tek sebebi şudur: “Ondan daha kolay manipüle edebileceği başka bir Amerikan başkanı olamazdı.” (The New York Times)
★★★
Nitekim Trump yemi yutmuş görünüyor. Zira Beyaz Saray’daki zirvede açık mikrofondan Macron’a “Putin sanırım benim için bir anlaşma yapmak istiyor, kulağa ne kadar çılgınca gelse de” dediği duyuluyor.
Oysa Putin’in masumane görünen tüm söz ve jestleri bir stratejiye hizmet ediyor.
Bazen bir lideri en iyi, onunla aynı odada bulunan insanlar anlatır.
Avrupa Merkez Bankası’nın eski kadın başkanı Christine Lagarde bir TV programında şöyle diyor:
“Putin, masaya kâğıtsız gelir; çünkü kâğıda değil hafızasına güvenir. Dosyayı içinden dışına, tarihten hukuka, rakamdan detaya kadar ezbere bilir; satır aralarını da sizin yüz ifadenizden okur. Karşısına oturacaksanız, kendi dosyanızı da avucunuzun içi gibi bileceksiniz yoksa o dosya artık onundur. Bu disiplin, istihbarat geçmişine, yakalansan dahi sır vermemek için her şeyi zihinde taşıma disiplinine dayanır. Eksik bildiğiniz her şey, elindeki koz olur.”
Spiker soruyor: “Peki Trump bunun tam tersi mi?”
Lagarde önce gülümsüyor, sonra başını yana eğip kaşlarını kaldırıyor; dudakları büzülürken kısa bir iç çekiş: “Ahh...”
Söz söylemeden “evet” diyen bir sükutla konuşma bitiyor.