Sevgili okurlarım, bugün size ilginç bir siyasetçiyi kısaca ve çok özetle anlatayım. Bizde böyle olur siyasetçi dediğin! Bazıları her telden çalar, her partiye girip çıkar.
Hürriyet gazetesinde çıkan 10 Mart 1999 tarihli yazımın başlığı “Bizde böyle olur aday dediğin” idi. Aradan uzun yıllar geçmiş ama hiçbir şey değişmemiş. İşte size o yazının özeti:
“Bugün size öyle bir belge açıklayacağım ki şaşırıp kalacaksınız. Bir Başbakanın, hakkında soruşturma açılması için kendi imzasıyla ‘Olur’ verdiği bir şahsı, aradan birkaç hafta geçtikten sonra partisinden nasıl aday gösterdiğini görüp hayretlere düşeceksiniz.
Başbakanlık Teftiş Kurulu imzasıyla doğrudan Başbakanlık makamına gönderilen yazı elimde. Bir devlet bankası olan Emlakbank’ın eski genel müdürü Aydın Ayaydın, devletin paralarını Ahmet Özal’a da kredi olarak kullandırmış ve devleti 6 milyon dolar zarara uğratmış. Yani Ahmet’e para hortumlamış. Raporda bu konuda ceza ve tazminat davaları açılması gerektiği vurgulanıyor. Bu yazı Teftiş Kurulu Başkanı Osman Nuri Oduncu tarafından doğrudan Başbakan Mesut Yılmaz’ın onayına sunuluyor.
Günlerden 11 Ocak 1999... Mesut Yılmaz’ın başbakanlıktaki son günü. Birkaç saat sonra o makama Bülent Ecevit oturacak. Mesut Yılmaz bu yazıya aynı gün onay veriyor ve altına imzasını atıyor. Kredi borcu doğal olarak ödenmiyor. Şimdi bu yazının konusu olan Aydın Ayaydın’a gelelim.
Başbakanlık müfettişleri bu konuda hazırladıkları raporda, Aydın Ayaydın ve dönemin diğer banka yöneticilerinin bankayı bu işlemle zarara uğrattıklarını, parayı geri alabilmek için haklarında hukuk davası açılması gerektiğini, ayrıca ceza davası açılması için raporun Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmesini istiyorlar.
Size olayı çok özetle anlattım.
Aydın Ayaydın son olarak Rekabet Kurulu Başkanı idi. Bu rapor olayının hemen ardından seçimde ANAP (Turgut Özal’ın Anavatan Partisi) adayı oldu. Onun yolsuzluk dosyasına onay veren Başbakan Mesut Yılmaz birkaç gün sonra Ayaydın’ı partisinden aday gösterdi. Bu akıl almaz ciddiyetsizliği kınıyorum.
Meclis’e hoş geldiniz Aydın Bey! Bu Aydın Ayaydın memlekete hayırlı olsun.”
1999 tarihli yazım böyle bitiyordu.
★★★
Sevgili okurlarım, Mardin doğumlu bu Aydın Ayaydın şimdi 74 yaşında. Siyasette çok hızlı yükseldi, ismi birtakım olaylara karıştı.
Tansu Çiller döneminde DYP’den (Doğru Yol Partisi), sonra ANAP’tan aday olup Meclis’e girmeyi başardı.
Sonra CHP’den aday oldu, Kılıçdaroğlu döneminde Meclis’e bir kez daha girmeyi başardı! Seçim bölgesi Muğla...
2024 yerel seçimlerinde Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına AKP’den aday gösterildi ama nasihat aldı. Seçimi kaybetmişti, çok üzgündü!
ANAP, DYP, CHP ve AKP!... O parti senin bu parti benim yöntemiyle sağ sol ayrımı falan yapmaksızın dolandı durdu. Ama her iktidar döneminde forsu yerindeydi!
Sonra aradan yıllar geçti ve günün birinde Recep Tayyip’in üniversite diploması gündeme geldi. Ayaydın bu fırsatı da kaçırmadı ve kamuoyu önünde Recep Tayyip’i savunan birkaç kişiden biri oldu! Şöyle diyordu:
“Ben o yıllarda Tayyip Bey’in hocasıydım. Onun okuduğu yıllarda ben asistanlık yapıyordum. Gece bölümü öğrencisiydi. Okula devam etmezdi. Sınavdan sınava gelirdi. Tayyip Erdoğan’ın hem derslerine girdim, hem de sınavlarını yaptım. Diploması vardır.”
Yani o kalabalık öğrenci topluluğu arasında Recep Tayyip’i tanıdığını iddia eden ilk ve tek şahıstı!
Siyasetin cilvesi!
★★★
Son günlerde Aydın Ayaydın’ın ismi bir kez daha gündeme geldi. Son uçak kazasında şehit düşen astsubay Emrah Karan’ın Muğla’da cenaze töreni yapılıyordu...
Ve Ayaydın’ın medyada fotoğrafları yayınlandı. Şehit cenazesi kaldırılırken tam namaza durulacağı sırada, yanındaki birileriyle sohbet ediyor ve kahkahalar atıyordu.
Muhabir arkadaşımız Zekeriya Albayrak bu “örnek siyasetçi” ile ilgili son bir olayı ortaya çıkardı. Bodrum’da yaşayan Ayaydın orada görkemli bir villa yaptırmış, ancak arazisi biraz küçük gelmişti.
Villanın hemen bitişiği orman arazisi idi. Villanın tuvaleti ve müştemilatı 117 metrekarelik o arsaya taşmıştı. Bu tecavüz olayı davalara konu oldu. Danıştay (nasıl olduysa!) bu karar için yürütmenin durdurulması kararı verdi. Yani kaçak inşaatın yıkılması gerekiyordu ama Türkiye’de her işin çaresi vardı!
Ayaydın devreye girdi, Recep Tayyip’in imzasıyla bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlandı ve böylece Ayaydın’ın dava konusu olan arsası, orman alanı olmaktan derhal çıkarıldı!
Peki, bu konuda bundan sonra neler olacak? Her zamanki gibi hiçbir şey olmayacak, bir dediği iki edilmeyecek. Hakkındaki yolsuzluk iddiaları zaten unutuldu gitti. Ayaydın bu siyaset cambazlığının keyfini sonsuza kadar sürdürecek.
Hiç kuşkum yok, bundan sonraki seçimde yine en güçlü görünen parti hangisi ise, yine oradan adaylığa soyunacak.
İşini bilen adammış, helal olsun.