Dün, gazetemizde “Her yer IŞİD kaynıyor” başlığıyla yazdığım haber, terör örgütünün yılbaşı kutlamalarını bahane edip eylemler yapacağına ilişkin uyarıyı içeriyordu. CHP’nin Gölge İçişleri Bakanı İzmir Milletvekili Murat Bakan, tehlikeye dikkat çekmiş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na IŞİD’le ilgili sorular yöneltmişti.
Dün gece 02.00 sıralarında alınan istihbarat uyarınca polis bir eve baskın planladı. Polis eve yaklaşırken; içeride bulunan kişiler tarafından polise ateş edildi. İlk anda 7 polis yaralandı. Daha sonra yaralı sayısı 9’a çıktı. Saat 10.00’a doğru teröristlerden 6’sının ölü ele geçirildiği duyuruldu. Çatışmada üç polisimiz ise şehit edildi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı emniyet mensuplarına acil şifa diliyoruz.
IŞİD EYLEMİ DEPREŞİYOR
Suriye’de hükümet güçleri ile SDG’nin hedefinde IŞİD var. IŞİD’in varlığı, aynı zamanda Suriye PKK’sı olarak bilinen YPG’nin de en önemli teminatı. Son dönemdeki gelişmelere bakıldığında YPG sıkıştırıldığında IŞİD, hükümet güçlerine, ardından YPG’ye saldırıyor. IŞİD’in Türkiye yapılanmasında da bir süredir hareketlilik gözleniyordu. Türkiye, YPG’yi sıkıştırdıkça IŞİD’in eylemi depreşiyor. Bu durum YPG’nin de, destekçisi ülkelerin de elini güçlendiriyor. Açıkçası Suriye’de kimin eli kimin cebinde belli değil.
IŞİD eylemi artıkça, ABD ve İsrail’in yanı sıra bazı batı ülkelerinin YPG’ye olan desteği daha da artacak. Adeta YPG’nin teminatı IŞİD oldu. Türkiye’ye yerleşen yabancı uyruklu IŞİD militanlarını koruyan, kollayan ve destekçileri olmazsa barınmaları, gizlenmeleri kolay olmaz.
ONLAR DA BİZE KALDI
Ülkemize giriş yapan, Geri Gönderme Merkezi’ne yerleştirilen “Terör” kodlu Yabancı Terörist Savaşçılar (YTS), geri gönderme merkezlerinde diğer yabancılardan ayrı bölümlerde gözetim altında tutuluyor.
Teröristlerin çoğunluğu Avrupa ülkelerinden gelenler. Bunlar, Suriye’de terör örgütlerinin içinde yer aldığı için ilgili ülkeler, vatandaşının ülkesine iadesini kabul etmiyor. Bunlar da Türkiye’nin üzerine kaldı. Kabul eden ülke olmadığı için her 6 ayda gözetimleri uzatılıyor.
MUVAFAKAT VEREN KİM?
Yakalanan yabancı uyruklu IŞİD’lilerin oturum alabilmeleri için birilerinin onlar için muvafakat vermesi gerekiyor. Teröristler ikamet iznini nereden, nasıl alıyor, bunların incelenmesi ve daha önce yakalanan teröristlerin bağlantılarının ortaya çıkarılması önem taşıyor.
Türk vatandaşı dışındaki teröristler, yasal olarak ikamet izni aldılarsa, başka bir il’e gidemez. Gidecekleri zaman ilgili makamlardan izin almaları zorundu. İŞİD’liler gerçekten Yalova’da kalmaları için mi ikamet aldı, yoksa kaçak olarak mı Yalova’da bulunuyordu? İçişleri Bakanlığı, araçlar alıp yabancıların ikametinin olup olmadığını araştırıyor. Yararlı da oluyor. Ancak, asıl bildirdikleri ikamet adresinde olup olmadıkları önemli. O yüzden ikametgah kontrollerinin verilen adreslerde belli aralıklarla yapılmadıkça, örneğin Yozgat’ta ikameti gözüken kişi, bakıyorsunuz İstanbul’da çıkıyor. Terör örgütüne yönelik son bir yılda yapılan operasyonlarda 861 IŞİD’linin yakalandığını hatırlatmış olalım.
DÜZENSİZ GÖÇLE GELENLER
CHP İzmir Milletvekili ve CHP’nin Gölge İçişleri Bakanı Murat Bakan, IŞİD’in sistematik bir ağ mantığıyla çalıştığını iki gün önce gündeme getirmişti. Operasyonun bu kadar uzun sürmesi içeride bulunanların yanında 5 kadın ve 6 çocuğun bulunmasından kaynaklandı. Teröristler, çocukları canlı kalkan gibi kullanmak istedi. Polisin tüm uyarılarına rağmen Türk vatandaşı olduğu belirtilen IŞİD militanları teslim olmadı ve sonuna kadar çatıştı. Öldürülenler Türk vatandaşı ama çok sayıda yabancı uyruklu IŞİD militanının da olduğu biliniyor. Murat Bakan, şu uyarılarda bulunmuştu:
“Terör örgütünün uyuyan hücreleri, lojistik evleri, sahte kimlik/hat/ikamet zincirleri, dijital propaganda, uzaktan talimat ve ilham modeli ve finansman ağları üzerinden varlığını sürdürüyor. Avrupa Polis Örgütü Europol gibi kurumlar da terörün, özellikle çatışma bölgeleriyle irtibatlı ağlar üzerinden ‘uzaktan yönlendirme’ ile canlı tutuluyor.”
ÖVÜNMEK YERİNE
Türkiye’nin yıllardır düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığını yönetemediğini belirten Murat Bakan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Terör örgütleri açısından yalnızca ‘insan kaynağı’ değil, çok daha tehlikelisi örtü, kanal ve lojistik işlevi görebilecek bir zemin yaratıyor. Ayrıca kamuoyuna yansıyan bazı dosyalarda ‘illegal mescit/medrese görünümlü, kapalı devre ve kayıt dışı dini eğitim, ikamet alanları’ üzerinden radikalleşme iddiaları bulunuyor.
Bu alanların denetimi konusunda kamu vicdanını tatmin edecek bir açıklama yapılmıyor. Tablo karşısında Bakanlığın sorumluluğu; operasyon haberleriyle övünmek değil, neden bu noktaya gelindiğini, hangi kör alanların oluştuğunu ve nasıl kapatılacağını şeffaf biçimde açıklamak olmalı.”
Polislerimiz kahramanca mücadele ettiler, vatan uğruna şehit oldular. Akla şu geliyor, nasıl oluyor da bu ülkenin vatandaşı, polisine silah çekiyor, evladını kendine kalkan yapıyor? Bunlardan alınacak çok dersler var.