Rakamlarla yaşıyoruz…

Ülkemizde açıklanan ekonomik rakamları analiz etmek, her geçen dönem daha da zorlaşıyor.

Veriler başka, analizler başka, açıklamalar bambaşka… Sonuçlar ise bazen siyahla beyaz kadar ayrı.

Hâl böyle olunca, paylaşılan sayılar da yapılan açıklamalar da kulağa pek samimi gelmiyor.

Gelin, resmi rakamlarla iki başlıkta konuşalım.

İthalde KDV / İthalat Çelişkisi

Dünyada varış ülkesinde vergileme (destinasyon) esastır: İhracatta KDV istisna, ithalde KDV alınır.

2025 merkezi yönetim bütçesinde ithalde KDV tahsilatı hedefi 2 trilyon 100 milyar TL.

Aylık ortalama 175 milyar TL, Ocak–Temmuz’da beklenen 1 trilyon 225 milyar TL.

Gerçekleşen? 933 milyar TL.

“Peki ithalat düştü de ondan mı?” derseniz: Hayır. Geçen yılın aynı dönemine göre ithalat %6,9 artmış.

İthalat artarken ithalde KDV %23,8 düşmüş.

Bu, ekonomik olağan akışla açıklanacak bir durum değil.

Hani yağmur yağıyor ama yerler kuru misali.

Sıkı para, gevşek sonuç

Merkez Bankası sıkı para politikasında tüm cepheyi boşaltıyor.

Kredi muslukları kısılıyor, talep daraltılıyor, cüzdan küçülüyor.

Dünya “resesyon olur mu?” diye tartışırken, bizde ikinci çeyrek büyümesi %4,8.

Ekonomi derslerinde “aynı filmde bu iki sahne yan yana olmaz” derler.

Bizde oluyor. Oluyorsa da bir yerde başka bir hikâye yazılıyordur.

***

Veri enflasyonu

Resmi kurumlardan, anketlerden, beklenti raporlarından yağmur gibi sayı yağıyor. Neyin doğru, neyin eğri olduğu çoğu zaman anlaşılmıyor.

Çelişkiler sarmalı içinde bir “veri enflasyonu” yaşıyoruz.

Geçen ay “enflasyon 44 ayın en düşük seviyesinde” dendi.

Temmuz verisiyle söylendi bu. Ağustosu ekleyince 45 ayın en düşüğü oluyor.

Aynı tabloya başka açıdan bakınca da 45 aydır enflasyonun %30’un üzerinde seyrettiği gerçeği karşımızda duruyor.

***

Hayatın hesabı

Rakamların ötesinde hayat var.

Ocak’ta 22.104 TL ile yıla başlayan asgari ücretli, ara zam almadan sekiz ayı devirdi.

Alım gücü eridi, sesi kısıldı. Bu kitle yaklaşık sekiz milyon kişi.

Toplam 16 milyon emeklinin 3,8 milyonu ise 16.881 TL ile geçiniyor; geçinebilirse…

3,7 milyon memur ve 2,5 milyon memur emeklisine 2026 için açıklanan zam takvimi: %11 + %7..

600 bin kamu işçisinin 2026 zam oranı ise %10 + % 6..

“Beklenen enflasyona göre zam” deniyor.

Bizde beklenen, çoğu zaman beklemekten ibaret kalıyor.

***

Konkordato gerçeği

Konkordato ilan eden işletme sayısı bini aştı.

“Abartılıyor, köpürtülüyor” deniyor.

Daha da ilginci, “İşten çıkarılanlar hemen iş buluyor” minvalinde açıklamalar yapılıyor.

Sokağa çıkıp bir tur atsanız, iş arayanın yüzündeki çizgiler rakamdan daha net anlatır durumu.

Padişah tebdil-i kıyafet

Derler ki, Osmanlı’da padişah tebdil-i kıyafetle çarşıya iner, ahval sorarmış.

Bugün de reel sektöre soralım:

Gerçekten enflasyon düşüyor mu?

Ekonomi büyüyor mu?

Rezervler her hafta rekor mu kırıyor?

Kantarın topuzu nerede, terazinin dili ne söylüyor?

Ben diyorum ki:

Evet, Sayın Cevdet Yılmaz’dan esinlenerek ünvanında “ekonomist” yazan, her şeyi eleştiren kalabalığa değil…

Bakkala, pazarcıya, minibüs şoförüne, emekliye, asgari ücretliye soralım.

Enflasyonu onlar bilir.

Büyümeyi onlar hisseder.

İşsizliği onlar yaşar.

Rakam çok, hikaye bol..

Defter tutuyoruz da, hayatın muhasebesini kim veriyor?

Yazarın Diğer Yazıları