“Savaş tehlikesi var pamuk eller cebe!”

Milyonlarca insanımız, işçi, memur, emekli, çiftçi, esnaf, “Geçinemiyoruz” diye haykırırken, bizim iktidar bunlara kulak tıkamış “Yeni Anayasa yapalım” diye tutturuyor!
Sanki her dert bitti, sıra anayasaya geldi!

Millet aç beyler, Yeni Anayasa karın doyuracak mı?

Önce ekonomiyi iyi bir yola sokun siz! Milleti rahatlatın! Fakat hayır! İlle de anayasa!

Sanki Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına “Saygı duymuyoruz” diyen siz değilsiniz!

Bu yetmiyormuş gibi, bir dış düşman yaratıp, dertli insanların seslerini bastırmak ve yeni vergilerle vatandaşı biraz daha yolmak isteyen de bu iktidar değil mi?

Çevreme bakıyorum...
İktidarın yaratmak istediği “İsrail’in topraklarımızda gözü var, bize saldıracak!” korkusuna aldırış eden yok!

Kimse inanmıyor bu hikâyeye...

Hatta “Nasıl olur bu yahu? Bir tilkinin, bir kaplana saldırmasına benziyor bu iddia!” diyenler var.

İsrail’in nüfus kapasitesi ve asker sayısı böyle bir saldırıya yetmez!

★★★

Bizim iktidar sık sık, askeri ve teknolojik olarak gücümüzün üst düzeyde olduğunu söyleyerek, yerli İHA’lardan, SİHA’lardan övgüyle bahsetmiyor muydu?

Savunma sanayiinde kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde, İHA’lar, SİHA’lar, Akıncı’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere 170 ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir ülke değil miydik?

Ne oldu? Birden bire durum değişti, acze mi düştük? Hayır!

Durum böyle olduğu halde toplumda endişe yaratabilecek ısrarlı açıklamaların amacı nedir?

Ülkeyi saran yoksulluğu, kadın cinayetlerini, işçilerin, emeklilerin, dramını, asgari ücretlilerin çilesini, milli eğitimdeki kepazeliği konuşturmamak, milleti “Savaş tehlikesi var” diye oyalamak mı amaç? Sanırım öyle!

★★★

22 yıldır ülkeyi yöneten AKP, “İsrail saldıracak” korkusu yaratarak, iktidara yönelik tepkileri bastırmayı amaçlıyor.

“İsrail bize saldıracak!”

“Vay canına! Ne yapsak acaba?”

“Güçlenmemiz lâzım!”

“Nasıl güçleneceğiz?”

“Gelsin yeni vergiler! Pamuk eller cebe!”

Milletin aklıyla dalga geçiyorlar!

Siyasete SMAÇ

“AKP gölge etmesin yeter!” diye yazmıştım.

Gölge etmeye çalıştı ama başaramadı!

Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, AKP’nin adayı Gökhan Dinçer’i yenerek üçüncü defa başkan seçildi.

İktidar, Türkiye’nin en başarılı federasyonu olan Voleybol Federasyonu’na göz koymuş, Mudanya Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden bir AKP’liyi Federasyon Başkanlığı’na aday göstermişti.

Siyasi baskı ters tepti ve voleybol camiası genel kurulda siyasete âdeta ders verdi.

218 oyun 121’ini Mehmet Akif Üstündağ, 95’ini AKP’li Gökhan Dinçer aldı, 2 oy boş çıktı.

Kazanan voleybol oldu, Türkiye oldu...

Genel Kurul üyeleri oylamadan sonra “Alınan sonuç siyasete SMAÇ’tır!” dediler. Bilindiği gibi SMAÇ, topu rakip yarı alana yüksekten ve çok sert vurmaktır, voleybol maçlarında sayı kazanmak için çok etkili hücum tekniğidir.

TEBESSÜM

Dalkavuk her devirde aynıdır!

Osmanlı Sadrazamı Ali Paşa, Boğaz’daki muhteşem yalısına her gün üç çifte kayıkla gidip gelirdi... Paşanın dalkavukları da, başka bir kayıkla arkasından onu takip ederlerdi...

Bir gün yine işe giderken paşanın kayığı karaya oturdu. Kayığın hareketsiz kaldığını gören dalkavuklar merakla seslendiler:

“Ne oldu efendimiz, ne oldu?”

Paşa “Ne olacak, oturduk!” diye cevap verdi.

Dalkavuklar hep bir ağızdan haykırdılar:

“Güle güle oturun paşam, güle güle oturun!”

GÜNÜN SÖZÜ

Geçmişten ders alalım ama geçmişte yaşamayalım!

 

Yazarın Diğer Yazıları