Önce ay ışığı vardı. Karanlık geceler ay ışığı ile aydınlanıyordu. Sonra balina yağı lambada yakıt yapıldı ışık oldu, karanlığı aydınlattı. Onu kömürün yakıt olarak kullanılması; buharlı motordan elektrik üretimi izledi. Kömürden petrole, petrolden doğal gaza geçildi.
Dünya çok kirlendi.
Yeşil enerji denildi.
★★★
Maden kaynaklarına; “Nadir metallere başvurmadan” yeşil enerji (elektrik) dönüşümü yapılamayacağı ortaya çıktı. Açıklanan raporlara göre 2035 yılında taşıt araçları dahil bütün otomobillerin elektrikli olabilmesi için dünyanın çeşitli bölgelerinde 400 yeni madeni (97 doğal grafit, 74 lityum, 72 nikel) açmak ihtiyacı ortaya çıktı.
★★★
Daha az kirlilik, daha çok enerji istiyor. Daha çok enerji; nadir toprak elementlerinde var. Nadir toprak elementleri ise dünya yer kabuğunda milyonlarca yıl süren jeolojik değişimle oluşuyor. Ve bugün Dünya’da çok şiddetli “Nadir Metaller Savaşı” patlamış bulunuyor. (Enerji Geçişinin ve Dijitalleşmenin Karanlık Yüzü- Guillaume Pitron- İş Bankası Kültür Yayınları)
★★★
Nadir metaller sahipliğinde Çin liderliği ele geçirdi, ABD geride kaldı. Şimdi bu geride kalışı kapatmak için Brezilya, Rusya, Güney Afrika, Tayland ve Türkiye topraklarındaki nadir metalleri üretime açma arayışı hızlandı. “Türkiye’nin nadir metallerine ihtiyaç” da geldi 480 bin kuşun yaşadığı Kırşehir Seyfe Gölü’ne dayandı.
★★★
Bu göl öyle sıradan bir su birikintisi değil; kıyılarına yakın sazlıklardan oluşan adacıklar üstünde 187 kuş türü yaşıyor. Pelikanlar, balıkçılar, kazlar, kılıç gagalar, martılar, çamurcunlar, babanlar ile birlikte dünyanın en kalabalık flamingo kuş topluluğu beslenip konaklıyorlar.
★★★
Seyfe Gölü’nde; 320 bin flamingo toplam 480 bin kuş nüfusu var. Sadece bu gölde 1 saat içinde 25 bin su kuşu buluşabiliyorlar. Dünyada eşi benzeri az bulunur yakında meşe ormanlarıyla Seyfe Gölü Kuş Cenneti su sıkıntısı çekmeye başladı.
Suları çekilir oldu.
Kuraklığa bir çare aranırken altın arayıcıları da Ankara’dan izinli çıka geldiler.
★★★
Kırşehir halkı, çevre örgütleri, Kırşehir’i Koruma Platformu, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Kırşehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Ömer Duran, kuş cenneti Seyfe Gölü’nü, kentin kalbi meşe ormanlarını sömürge madenciliği yıkımından kurtarmak için ayağa kalktılar. Ankara’ya gidip Çevre Bakanlığı önünde protesto gösterisi yaptılar.
★★★
Altın ve nadir metal, toprağın altında ölü yatırım olarak kalmasın, çıkartılsın ve ülke insanının hayatına katkı yapsın ama bunu vahşi sömürge madenciliği yönetimiyle yapmaya kalkışınca toprak, su, hava hoyratça, hayasızca, vahşice yıkıma açılıyor.
★★★
Örneğini Erzincan İliç’de, Artvin Cerrattepe’de, Kaz Dağları’nda, Madra Dağı zirvesinde, Sivas’ta, Diyarbakır’da, zeytin bahçelerinde, orman alanlarında her yerde gördük, görmekteyiz; doğayı, ağacı, suyu, gölü, toprağı siyanur bulamacına çeviriyorlar, bırakıp gidiyorlar.
★★★
TEMA Vakfı’nın Maden Petrol Genel Müdürlüğü verileri ile yaptığı çalışmadan çıkan sonuca göre 29 kentimizde “Verilen maden arama ruhsatı kent yüzölçümünün yüzde 67’sine” çıktı. Yani 29 ilin tüm toprakları hoyrat, vahşi sömürge tipi madenciliğin emrine verilmiş oldu.
★★★
Kırşehir’de maden arama izini alan şirketlerin arama yapacağı alanın içine köy mezarlığı da dahil edildi. Bu yüzden Kırşehir Kent Konseyi Genel Sekreteri Ömer Duran, “Gelecekler, mezar taşlarımızı söküp altın arayacaklar” diye feryadını Ankara’ya duyurmak istedi.
★★★
Türkiye’nin doğasını, ağacını, suyunu, toprağını, havasını tahrip etmeyen bir “Toplumcu, paylaşımcı, vatansever madencilik” planlaması yapmanın yolu niçin aranmıyor? Eski yeni holdingler, Ankara’dan bir iktidar partili, dışardan da bir yabancı sermayeli ortak bulup; “Nadir metali en ucuza mal ederek” ve yüzbinlerce dönüm Türkiye toprağını geri dönüşümü olmayacak şekilde kimyasallara boğup bırakıp gidiyorlar.
★★★
Adı:
Altın arayıcısı.
Aslı:
Mezar soyucu.
Kırşehir’in bereketli toprakları, bütün Avrupa ile Ortadoğu’ya “Organik tarım üretimini üretip satabilecek” potansiyele sahip, bekliyor.