CHP’deki “Truva atları!”

İktidar CHP’yi parçalayarak güçsüzleştirmek için her yandan saldırıyor.

Böyle hukuksuz davranışlarla CHP’nin yükselişini durdurma çabaları başarılı mı olacak, yoksa ters mi tepecek, bunu zaman gösterecek.

Ne yazık ki, CHP içinde, “Truva atları” gibi olan bazı politikacılar iktidarın değirmenine su taşıyor.

Bunların bir kısmı (Özlem Çerçioğlu, Özlem Gürzel vesaire gibi) CHP’den istifa edip AKP saflarına katıldı. Bir kısmı da içeride kalıp, partiyi çökertmek isteyenlerle işbirliği içine girdi.

★★★

İki önemli isim, eski genel sekreter Gürsel Tekin ve eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu gibi, partinin önde gelen kişileri sanki CHP’yi tahrip etme peşindeler!

Mahkeme kararını heyecanla beklediği anlaşılan Kılıçdaroğlu, CHP’yi devralmakta kararlı görünüyor, bu da iktidarın işine yarıyor.

Önce Gürsel Tekin, sonra Kemal Kılıçdaroğlu... Kayyumluk gibi insana pek onur getirmeyen bir görevle, kısa süre de olsa, tekrar koltuklarında oturmak mı, yoksa kendilerine koltuklarını kaybettiren CHP’lilerden intikam mı almak istiyorlar, nedir?

Ne düşünürlerse düşünsünler, bu tavır onlara hiç yakışmıyor!

İnsanlar siyasi ihtiraslarının esiri olunca, gözleri kararıyor, her yanlışı yapabiliyorlar!

Hani, ünlü bir söz vardır. Biraz kabadır ama hayatın bir gerçeğini ifade eder:

“İnsan beşer, bazen şaşar, eceli gelince cami duvarına işer!”

Bunlarınki, “siyasi ecel” tabii ki!

★★★

Beş-altı ay gibi bir süre içinde 54 meydan mitingi yaparak rekor kıran CHP lideri Özgür Özel “Akılları sıra, bizi Vikingler gibi yağmalıyorlar! Bizim paçamız tertemiz. Onların paçalarından ne akıyor?” diye tepki gösteriyor.

CHP’li vekiller “Yapılanlar demokrasiye, sandığa, milletin iradesine ihanet!” diye haykırıyorlar ama boşuna...

Tutuklamalar durmaksızın devam ediyor.

★★★

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP dışından bir siyasetçi olarak yaşananlara teşhis koyuyor ve “AKP’nin tek amacının CHP’yi parçalamak” olduğunu belirterek şu görüşü savunuyor:

“İktidarda seçimlere yönelik muhalefetin azmini kırma çabası var. Bu o kadar yaygınlık kazanmış ki, yabancı bir gazetenin Türkiye temsilcisi bana ‘Türkiye’de seçim olur mu?’ diye sordu. Türkiye’de seçim yapılmak zorunda! Aksi halde nasıl meşruiyet kazanacaklar?”

★★★

Evet, hiçbir iktidar seçimden kaçamaz... Seçimler öyle veya böyle, erken veya geç, mutlaka yapılacak.

Ümit Özdağ “Ben ‘seçim olmayacak’ türünden söylemlerin iktidar tarafından çıkartıldığını düşünüyorum. Muhalif seçmeni inançsızlığa sürüklemek istiyor. İktidarın tek meşruluk kaynağı seçim yapılmasıdır. Dünyanın hiçbir yerinde ne kadar otoriter rejim olursa olsun seçimden vazgeçemez” diyor.

Ümit Özdağ haklıdır. Hiçbir rejim seçimden kaçamaz. Ancak, yapılacak seçimler eşit şartlar altında, âdil olur mu, olmaz mı? Bütün mesele bu!

Âdil olmayan bir seçim örneğini yasaya aykırı şekilde, iki milyon mühürsüz oyun geçerli sayıldığı 2017 referandumunda gördük. Mühürsüz oylar (olumsuz yönde) ülkenin kaderini değiştirdi!

Tebessüm

Kurt ile kuzu öyküsü!

Ülkemizde yaşanan siyasi kargaşa, hukuk ve demokrasi dışı olaylar bana hep “Kurt ile kuzu” öyküsünü hatırlatıyor.

Hikâye ünlüdür. Aynı derede su içerlerken kurt, kuzuya bağırmış:

“Terbiyesiz kuzu! Benim suyumu bulandırıyorsun!”

Kuzu korku dolu incecik bir sesle:

“Aman kurt hazretleri” demiş “Ben sizin suyunuzu nasıl bulandırabilirim. Siz derenin yukarısındasınız, ben aşağı taraftayım. Suçlamanız gerçeğe uymuyor.”

Kurt, korkunç gözlerini daha da açarak hırlamış:

“Uysa da, uymasa da, bulandırsan da, bulandırmasan da seni yiyeceğim, var mı bir diyeceğin?”

... Ve kuzunun üstüne atlamış.

Kurt, kuzuyu rahatça yemiş mi, yoksa kuzunun kemikleri tehlikeli biçimde saplanarak kurdun boğazında mı kalmış?

Hikâyenin gerisi bilinmiyor!

GÜNÜN SÖZÜ

Demokrasi sağlık gibidir, kaybedilmeden önce değeri pek fark edilmez!

Yazarın Diğer Yazıları