Ekran karartınca!

Gazeteler Türkiye şehitlerine ağlıyor” diye yazdı. TV ekranlarında sunucular da haberi; “acılarımız katlandı” cümlesini özellikle vurgulayarak duyurdular. 12 askerimiz 852 rakımlı tepedeki mağarada metan gazını fark etmeyerek canlarından oldu.

★★★

Ölümlü maden kazalarında işçiler canlarını yitirince gazeteler ile TV’ler “metan gazı dedektörleri var mıydı” diye araştırıp haber yapıyorlar. Maden ocağında metan gazı dedektörü olmadan işçi ocağa indirilmişse sorumlusunun maden ocağını işleten patron, şirketin genel müdürü, sorumlu mühendisi, madencilik işletmesini denetlemekle görevli çalışma bakanlığı, sağlık bakanlığı olduğunu dile getiriyorlar.

★★★

12 asker can verdi.

Dedektör yok muydu?

Başta Özel Kuvvetlerin envanterinde olmak üzere Türkiye’de muhtemelen 2 milyondan fazla metan gazı dedektörü vardır. Ordu gerçekten çok mu eğitimsiz kaldı? Talimatnameler yazılıyor fakat okunmuyor mu?

★★★

“Muhalefet liderinin konuşmasını” yayınlıyor diye ya da “askerlerimizin metan gazı yüzünden şehit düşmesinin sorumlusu kimdir?” diye soru soran milletvekilinin sözlerini canlı görüntü ile halkın ilgi alanına sokuyor diye TV ekranı karartınca, metan gazı asker şehit etmekten çıkıyor mu?

Okunmayan talimatname!

Okunmuş mu oluyor?

★★★

Bölücü örgüt PKK, bu dağ mağarasını bir dönem hastane olarak kullanıyormuş. Askerlerin bu mağara hastanesine girerken metan gazı koku dedektörleri ile gaz maskelerini kullanıyor olmaları gerekirdi.

Niçin kullanmadılar?

Eğitim verilmedi mi?

Sorumlu kim?

Ekran karartınca; askerlerimizin şehit olmasında sorumluluğu olanın sorumluluğu ortadan kalkmış mı oluyor?

★★★

Gazetelerin ve TV ekranlarının; “Türkiye şehitlerine ağlıyor” ve “Acılarımız katlandı” başlıklarıyla verdiği haber için Milli Savunma Bakanlığı, “metan gazına maruz kalma” açıklaması yaptı. Bir mağarada metan gazı çoksa oksijen azdır. Mağaraya gireni öldüren metan gazı değil, oksijen azlığıdır.

Bunu herkes bilir.

Askerimiz bilmiyordu.

Neden?

★★★

Milli Savunma Bakanlığı’nın; “metan gazına maruz kaldılar, şehit oldular” açıklaması aslında başka bir sebep var da onu gizleme cümlesi midir?

Ekran Karartma:

Gerçekleri gizlemek.

Gerçekleri gizleme:

Faşizmi hortlatma.

★★★

PKK’nın hastane olarak kullandığı o bölgede metan gazı olan maden ya da mağaranın bulunmayacağını madenciler söylüyor. Milli Savunma Bakanlığı ise “olmayan metan gazının 12 askerimizi şehit ettiğini” anlatıyor. Ekranı karartınca; olmayan metan gazı askeri şehit etmenin sebebi mi sayılıyor?

★★★

852 rakımlı tepedeki mağarada arama yapılmasının bir tuzak olabileceğini ve bu tuzağı da “PKK’nın silah bırakmayıp teröre devam eden bir yapı olarak kalmasını isteyen dış istihbarat ajanlarının kurabileceğini” iddia edenler oldu.

İddia cevapsız kaldı.

Ekran karartınca iddialar da zaten duyulmuyor, gizlemek kolaylaşıyor bir marifet haline geliyor.

★★★

“Kime daha çok, kime daha az güveniliyor araştırmaları” hep yapılır. Son araştırmaya göre en güven duyulan ordu ve polis, en az güven duyulan siyasetçi ve tarikatçı çıktı. İktidar siyasetçileri ile onların destekçisi tarikat şeyhleri bir oldular, orduda düzenlemeler yaptılar.

12 asker şehit oldu.

Bakanlık “metan gazına maruz kaldılar, şehit oldular” diye açıklama yaptı. 852 rakımda metan gazı mı olur?

Metan gazı vardı.

Dedektör neden yoktu?

★★★

Ekranı karartınca, “akıl edilmeyen metan gazı dedektörü” akıl edilmiş mi sayılıyor?

Hukuk fakültelerine yeni ders!

Hukuk fakülteleri de “adalet nasıl paketlenir, paketlenmiş itirafçı nasıl üretilir” dersi konulsa örnek vaka sıkıntısı çekilmez. Her gün yeni bir örnek görmekteyiz. Önce başsavcılar iktidar partili kıvamına getiriliyor ve “adaletin paketlenmesi” süreci başlatılıyor. Sonra paketlenmiş adaletin içine “paketlenmiş itirafçılar” yerleştiriliyor. Paketlenmiş itirafçılığın önde gelen ismi iş adamı Aziz İhsan Aktaş’ın paketlenmiş itirafları, 1000 sayfalık hukuk kitabı olur. Belediyelerden ihale kapmak için başta sıfır kilometre lüks otomobil olmak üzere her çeşitten kıymetli rüşvetler sunan Aziz İhsan Aktaş, aldığı ihalelerin yüzde 80’ini iktidar partisi döneminde kapmış fakat itiraflarında hep muhalefet partili belediyelere rüşvet verdiğini söylüyor. Paketlenmiş itirafçının son örneği de zengin içerikte çıktı. Baklava kutusundan 110 bin Avro çıkan CHP Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Engin Tüter de itirafçı oldu. 110 bin Avroyu 2 iş adamından bizzat komisyon adıyla aldığını itiraf etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de; “Allah senin bin kere cezanı versin. Seni 1 saniye bile CHP’de tutmayız” dedi.

Yazarın Diğer Yazıları