Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a bir çağrı

Futbol, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük paraların döndüğü bir ticaret dalı haline geldi. Bu nedenle çok iyi yönetilmesi gerekir.

Peki, iyi yönetiliyor mu? Hayır!

Bundan sonra iyi yönetilme ihtimali var mı? Hayır!

“Balık baştan kokar” denir ya... Türkiye Futbol Federasyonu’nun yönetimi kötü olunca, bu acıklı durum derece derece en alttakilere kadar iniyor!

İki gün sonra (perşembe günü) Türkiye’nin yeni Futbol Federasyonu Başkanı seçilecek.

Bu önemli görev için iki aday var:

1) Şimdiki Başkan Mehmet Büyükekşi (Yani Türk futbolunu ekşiten adam)

2) İbrahim Hacıosmanoğlu... (Trabzonspor’un eski başkanı)

Mehmet Büyükekşi’yi biliyoruz: Başkanlık döneminde Türk futboluna bir şey katmadığı gibi, tam tersine, zarar verdiğini söyleyebiliriz.

Öfkeli, sinirli bir insan olduğu anlaşılan İbrahim Hacıosmanoğlu ise Trabzonspor Başkanı olduğu dönemde kabadayıca hakemlerin özgürlüğünü elinden almış, onları rehin tutarak yasalara meydan okumuştu!

Ayrıca Hacıosmanoğlu’nu, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç’a söylediği çirkin sözlerle tanıyoruz.

Dedik ya... Öfkesine hâkim olamayan sinirli, kızgın, ağzına geleni söyleyen bir kişi...

Ali Koç’a, hakaretler yağdırmış, terbiye dışı, saçma sapan sözler söylemeyi kendine yakıştırmıştı!

İşte, Türk futbolunu bu adaylardan biri yönetecek. Bir hayır bekler misiniz?

★★★

1950’li yıllarda, daha kısa pantolonlu iken, Fenerbahçe’nin Kuşdili Çayırı’nda ve tahta tribünlü eski stadında amatör futbol oynamış bir Fenerbahçeli olarak Başkan Ali Koç’a bir çağrıda bulunmak istiyorum:

“Sayın Ali Koç... Değerli Başkan... Futbola saygı gereği genel kurula katılmalısınız ama Fenerbahçe karşıtı (hatta düşmanı) olan ve geçmişte Fenerbahçe’yi yıkmak için ellerinden geleni yapan adayların ikisine de oy vermeyerek onları protesto etmenizi bekliyoruz.

Oylamadan önce kürsüye çıkıp bir konuşma yaparak Fenerbahçe’nin tutumunu herkese duyurmanız ve iki uygunsuz adaya neden oy vermeyeceğinizi açıklamanız ‘Fenerbahçe’ye yakışan bir tepki olacaktır’ diye düşünüyorum!”

Trump artık kahraman gibi!

Trump seçim konuşması yapmak için Pennsylvania’da kürsüye çıkmıştı... Peş peşe silah sesleri duyuldu... Bir kurşun Trump’ın yüzünü sıyırıp geçti.

Şansı varmış, kurtuldu!

Suikastçı keskin bir nişancı olsa 137 metreden kürsüdeki Trump’ı kolayca vururdu. 20 yaşında bir amatör olduğu anlaşılan saldırganın tetiğe basmasının hemen ardından ABD Gizli Servis keskin nişancıları yerini tespit ederek onu kolayca öldürdüler!

Amerikan tarihi suikastlarla doludur. 159 yılda 10 başkana suikast düzenlendi, bunların 4’ü öldü, 6’sı kurtuldu.

Yarım kalan suikast Trump’ın önünü açtı, ABD Başkanlık Seçimi’ni kazanmayı garantiledi gibi.

Amerikan halkı (kovboy filmlerinde olduğu gibi) kahramanları pek sever. Şimdi insanlar Trump’a “Bir kahraman gibi” bakıyor, diğer aday Biden için ise “Bu bunak mı ülkeyi yönetecek?” diyor.

Hedefi sıyırıp geçen kurşun büyük ihtimalle Trump’ı ABD Başkanı yapacak ama dünyanın geleceği ne olacak? Bu konuda pek iyimser değiliz, ne yazık ki!

TEBESSÜM

“Pis düşünceler!”

Ünlü ruh doktoru, kanepeye yatan hastasına “Pis düşüncelerden kurtulamazsınız. Yapacak bir şey yok! ” der.

Hasta adam sinirlenerek “Ne demek bu?” diye sorunca hekim acı acı güler:

“Aziz dostum, elbirliği ile doğanın içine ettik. Pis bir dünyada, pis bir şehirde yaşıyorsunuz. Bindiğiniz araçlar pis, girdiğiniz deniz pis, aldığınız gıda pis, içtiğiniz su pis, soluduğunuz hava pis... Eee, bu şartlarda sizin de pis düşüncelere sahip olmanız normaldir!”

GÜNÜN SÖZÜ

Ülkeler yavaş yürüse bile hiçbir zaman geriye yürümemeli!

Yazarın Diğer Yazıları