Tetikçi!

Kimi kemanını, öbürü klarnetini, diğeri zurnasını, biri kavalını, diğerleri curasını, tamburunu, flütünü, fagotunu, kornosunu ayrı ayrı çalıyor. Biz her telden bir ses, her ağızdan bir gürültü, karışık kargaşa duyuyor, izliyoruz.

Ana melodi nedir?

Yitip gitti.

Ortada bir curcuna!

★★★

Çürümeyi curcuna ile kapatmaya çalışıyorlar. Kuruluşundan hemen sonra sahip değiştirdiğinden beri her dönem iktidarı destekleyen Habertürk adlı TV kanalının önce son sahibi sonra da başından beri üst yöneticisine vuruyorlar. TV gazetecisi marka giyimli genç oğlan ve yüzü gözü aşırı boyalı TV spikeri kız üzerinden yaylım ateşi açtılar.

★★★

Haftası doldu.

Hedef genişledi.

İktidar partisinin iki önemli şöhreti; eski İçişleri Bakanı ile yeni Dışişleri Bakanı da vuruş menziline sokuldu. Ankara’dan toplanıp yazılan gözlemlere göre bu, “iktidar içinde bir iç savaşın patlaması” olmalıydı. Şimdi böyle dışa vuruyor.

★★★

Uyuşturucu bulundurmak ve içenlere mekan temin etmekten tutuklanan Habertürk Genel Yayın Müdürü’nün eski eşi; “Hayatımdaki bir döneminin yalan, aldatmaca ve kurmacayla geçmiş olduğu gerçeğiyle yüzleşiyorum” demiş.

Daha ne desin!

Bu cümlede; “inanç gruplarının, eroin çekici gruplara dönüşmesini” görüp yaşamış olmaya duyulan derin bir üzüntü ve pişmanlık var.

İnsanlık satılığa çıkmış.

Riyakarlık öne geçmiş.

Yüksek ahlak bekleyen.

Derin çöküntü görmüş.

★★★

Öte yandan; “Esrarın, eroinin ve onu içenler ile satanların kökünü kazıyacağız” görüntüsü veren bu baskınlı operasyonlarda bir tuhaflık, şeytani bir eksiklik de var.

İçicileri anladık.

Satıcılar nerede!

★★★

Daha soruşturma aşamasındayken ve gizli kalması gerekirken en küçük ayrıntıyı alıp birinci sayfalarından büyük puntolar, renkli fotoğraflarla yayımlayan iktidar gazeteleri, “uyuşturucu ağının tüm halkalarını” nedense hiç merak etmediler. Esrarı, eroini, kokaini; içtikleri her neyse nereden buldular? Kimden ya da kimlerden aldılar?

★★★

Sorguya alınıp hapse gönderilen TV gazetecilerinin kan, saç, idrar testleri sonucunda uyuşturucu madde kullandıkları ortaya çıktı. Adli tıp analizleri bu sonucu verdi diye haberler yapıldı, duyuruldu. Tamam da uyuşturucu nerede? Hangi adreste ele geçirildi? Evinde, iş yerinde, arkadaşı ya dostlarının mekanında ele geçirilmiş bir “maddi delil” var mı? Varsa; iktidar yandaşı gazeteler ve onların TV kanalları “maddi delili” niçin yazmıyor?

★★★

Yazmıyor mu?

Yazamıyor mu?

Suçlamaların tamamını “gizli tanığın anlattığına” göre, “itirafçının verdiği ifadeye” göre ve “Mehmet Akif ile Ela Rümeysa’nın telefonlarındaki dijital görüntüye” göre diye haber yazdılar, yazıyorlar. Henüz savcılık ya da ilgili adalet birimi bir açıklama yapmamışken dün göklere çıkardıkları Genel Yayın Müdürü ile TV spikeri kızı, itibar uçurumundan aşağı beyinlerinin üzerine çakılsın diye attılar.

★★★

Bu gazetecilik değil.

Bu zalim tetikçilik.

Bu tür gazetecilik ülkemizde sağlıklı üretimi çürüttü, hakça bölüşümü çürüttü, ekonominin temel kaldıraçlarını çürüttü, iktidar ve çevresinin ahlakını çürüttü, fırsat eşitliğini (liyakati) çürüttü, adaleti çürüttü, bütün kurumları çürüttü şimdi çürüttükleri gazetecilik üzerinden iktidar içi kavgada taraf olup tetik düşürüyorlar.

İçicileri anladık?

İçtikleri nerede?

Satıcılar kim?

Yazarın Diğer Yazıları