Kendi var fakat halkın gözünde hükmü yok bir fotoğraf karesini çekiştire öve koca bir haftayı kapattık. Çokça servis edildi. Şimdi nereden çıktı bu kurnazlık diye alaylı gülücüklerle bakıldı. Demokrasi faziletinin fotoğrafı diye göklere çıkartanlar da oldu.
Mağrur ile kibirli.
Mağdur ile mağlup.
Yenen ile yenilen.
Söven ile sövülen.
Kovan ile kovulan.
Döven ile dövülen.
Hepsi fotoda buluştu.
★★★
Fotoğrafa girenlerin yüzleri gülüyor, vücut dilleri birbirleriyle can-ciğer barışık olduklarını anlatıyordu. Bir araya gelişleri; “İşte demokrasinin fazileti” diyebilmek için politik tiyatro oynamayı seçtiklerinin görüntüsüydü. Üç kağıt kokan fotoyu, “Halkın algısını avlamak” için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın hazırlayıp servis ettiği iddia edildi.
★★★
İddia yalandır.
Çamur-çirkeftir.
Bu fotoğraf, açılış gününde Meclis’te temsil edilen siyasi parti başkanlarının “Demokrasimizin gereği” isteyerek, arzulayarak bir araya gelişlerinin görüntüsüdür denilmedi.
★★★
Sadece bu fotoğrafa CHP, TİP, EMEP Genel Başkanları niçin katılmadı diye kuru öfke yükseltildi. Bu foto gerçekten demokrasimizin faziletini yansıtıyor olsaydı; 2018 yılından buyana Yasamanın (Yani Meclis’in) hükümetin (yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin) yaptıklarını, yapamadıklarını, kararlarını, harcamalarını, gizleyip saklamaya çalıştıklarını kontrol etmesi gerekirdi.
★★★
Bunları görmedik.
2018’den beri Meclis, hükümeti denetleyemedi. Kontrol edemedi. Yaptığı yanlışların hiçbirini durduramadı. Tek hesap soramadı. Hükümet de (Cumhurbaşkanlığı) Meclis’i hemen her konuda bir “Formalite olarak” kullandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ağzından çıkan her söz Meclis tarafından “Emir” kabul edildi. Bizim demokrasi sahte, göstermelik demokrasi oldu.
★★★
Sahte demokrasi işte bir haftadır lehinde-aleyhinde çekiştirilen bu üç kâğıt kokulu fotoyu üretti. Demokrasinin fazileti hesap verebilir olmaktır. Güç kullananlar (yani iktidar) yaptıklarının hesabını verirlerse bu demokrasi olur. Bu hesabı da halk adına Meclis sorar.
Sordu mu?
Sorabildi mi?
Hayır!
★★★
Hükümet (Cumhurbaşkanlığı) ne dediyse o yapıldı. Ne harcadıysa o kabul edildi. Ne yaptıysa o Meclis tarafından alkışlandı. Şu partinin, bu partinin genel başkanının Meclis’in açılış gününde Cumhurbaşkanı önünde ya da yanında hayran bakışlı fotoğraf çektirmesi; “Sahte demokrasinin üç kağıt kokan foto üretmesini” önleyemedi.
★★★
Bir örnek yazacağım.
2018’de 584 kişiyle başladı. 2019’da personel sayısı 1.453’e çıktı. 2020’de 721’e indi. 2021’de 824 kişi, 2022’de 923’de kaldı. Fakat 2023’de 1.404’e çıktı. Personel giderleri, mal ve hizmet alımları, makam otoları, harcamaları 2025 yılının sadece 1 ayında (Temmuz) 1 milyar 250 milyon liraya çıktı.
★★★
Cumhurbaşkanı’nın parti başkanı da olduğu bir düzen kurulmuş. İletişim Başkanlığı’nı, seçim yıllarında Cumhurbaşkanı yani onun partisi kazansın diye personel sayısını ve harcamayı zirveye çıkartıyor. Harcanan para da halktan vergi olarak toplanıyor.
Bu sadece bir örnek.
100 bin örnek var.
★★★
Meclis, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yarattığı sayısız haksızlığı, kayırmayı, eşitsizliği önleyecek bir denetim, kontrol, hesap sorma yapamadı, yapamıyor. Üç kağıt kokan foto, sahte demokrasinin haram meyvesi olarak üreyebiliyor. Her vatandaş şu soruyu sormalı: Meclis niçin hükümeti kontrol edemiyor, denetleyemiyor, niçin hesap soramıyor? Böyle demokrasi mi olur?
Amerikan gazıyla girecek kazığın boyu!
Siz okurların sabrına sığındım. Bu konuyu peş peşe yazıyorum. Geleceğimizi ilgilendiriyor. Meclis bu konuyu ciddi gündeme alsın diye canlı tutmaya çalışıyorum. ABD Başkanı Trump istedi diye Rusya’dan gaz almayı durduracak ve Türkiye’yi ABD LNG gazına bağımlı bir ülke haline mi getireceğiz? Böyle bir stratejik değişim kararı mı alındı? Alındıysa bu ihtiyaç nereden doğdu? Bunun ne faydası olacak? Komşu ülke Rusya gazının 1.000 metreküpünü, yapılmasına bizim de katkı verdiğimiz boru hatlarıyla, 290 dolara alıyoruz. Amerikan gazının (LNG) ise 1.000 metreküpüne 614 dolar ödeyeceğiz. Bu fiyatlar doğru mu? Enerji Bakanı Alpaslan Bayraktar, bu soruya cevap vermedi. Cumhurbaşkanı’na da bu soru hiç sorulmadı. Neden sorulamadı? Amerikan gazı alınca girecek kazığın boyu ne olacak? Düşük maliyetli Rusya gazı mı, yoksa yüksek maliyetli ABD LNG’si mi Türkiye’nin yararınadır? Halkın seçip gönderdiği milletvekilleri Meclis’te bu soruları Hükümet’e sormalı, cevabını alıp halka açıklayabilmeli. Meclisimiz, kendi aylıkları artsın diye parmak kaldıran milletvekillerinin ucuz yemek yediği bir lokanta olmaktan kurtulmalı.